Eskiden beri bunalırım kalabalıklardan. Belki de bir köy evinde doğduğum içindir, ruhum asla rahat etmez beton yığınları arasında. Tarlada yanan anız dumanını asla terk etmem yoğunlukla kaplı bir şehrin egzoz dumanına. Ne kadar belediyenin park ve bahçe görevlileri işlerini düzgün yapıp şehrin her yerini çiçeklerle donatsalar da, asla tarlada yaz başı açan lahana çiçeğinin güzelliğini, ya da o yayla yollarında açan sifin çiçeklerinin güzelliklerini sunamazlar bana.

Çocukluğum, gençliğim dağlarda yaylalarda geçti. İnek peşine koşturmayı denizde yaz günü kulaç atmaya asla değişmedim, değişmem. Çocukluğumda yaylalarda göz gözü görmeyen, sisli havalarda yönümü bulmak belki de ufkumu açmıştır, kim bilir? Bir dağın tepesinden güneşin batışını seyretmek, bulut denizinin üzerinden etrafı izlemek, vücutta tuzu azaltmak gibi ömrü uzatır kanaatindeyim.

Hem boşuna dememişler, on beş doktora bedeldir yaylalarımız. Şimdi bakıyorum da eskiden yapılan ne varsa bugün herkes büyük bir özlemle arayışı içerisinde. İnsanlar artık o eski doğanın, doğallığın peşinde. “Organik” kelimesi eskiden hiç olmadığı kadar bugün kullanımdadır. Yememizden içmemize hatta giyinmemize kadar insanlık “organik” arayışındadır.

Bu aylar en yoğun zamanıdır dağların yaylaların, turizmin. Geçmişe özlemle, hasretle ne varsa aradığımız şimdi turistlerin de hedefinde. Yalınayak gezdiğimiz çimenlerde, gece çadırda kalmak Arap turistlerin de gözdesi bu günlerde. Sultanmurat Yaylasında Arap turistler çadırda bile konaklamak için can atıyor.

Eskiden sadece Uzungöl’e, Sümela’ya giden turistler artık bizim bile gidemeyeceğimiz keşfetmediğimiz dağlarda tepelerde. Yükseklere doğru çıktıkça insanlığın ve doğallığın da zirvesini yaşayabiliyorsunuz Karadeniz’de. En samimi sohbetleri, en halis duyguları yaşayabileceğiniz insanlar da artık zirvelerde hayvancılıkla uğraşmakta. Bir çobanın sohbetinin tadını alamam ben mesela bir kahve içtiğim kafeteryada. O yüzden fırsat buldukça sık sık çıkarım yaylalara, dağlara. Yürürüm o yollarda.

Oksijen orda, sıcağından bunaldığınız havanın serinliği orda, manzara orada, kısaca doğallığın en sadesi en güzeli o doğada. Şehrin sıcağından bunaldığımız şu günlerde zamanı olanlara gitmeyi tavsiye edebileceğim çok güzel bir etkinlik var bu hafta sonu.

Çaykara Kaymakamlığının düzenlediği ve Trabzon Valiliğinin de destek verdiği güzel bir yürüyüş organizasyonu var bu hafta sonu, bulutlara giden yol Derebaşı Virajlarına. Namı diğer D-915, Dünyanın en tehlikeli yolu. 1914 yıllarında Rus işgali sırasında Rus askerlerinin ve yöre halkının adeta ine ile kuyu kazar gibi yaptığı ve özellikle tek seferde dönülemediği 13 keskin virajın bulunduğu Of-Bayburt dağ yolu. Soğanlı Dağının eteklerinde bulunan, Dünyanın en zorlu ve tehlikeli yolları arasında bulunan bu yol, ayrıca turizme ve macera severlerin beğenisine sunuluyor.

Trabzon Valiliği ve Çaykara Kaymakamlığının özellikle turizme bir katkı yapmak amacıyla düzenledikleri bu organizasyona, çeşitli doğa sporları kulüpleri de bu Pazar günü faaliyetlerini orada gerçekleştirip katkı sağlayacak.  Uzungöl Doğa Sporları Adrenalin Kulübü (UDSAK), Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) ve Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği (DOĞA TARİH) kulüp üyeleri de bu hafta sonu rotalarını buraya çevirdiler.

Yöre halkının özellikle eskiden kullandıkları bu yolda, nice yaylacıların yolda yaşadıkları tarihi anılarını da yaşatmaya yönelik yapılan bu faaliyet öncesinde, sosyal medyada bir platform da oluşturuldu. Facebook üzerinde Derebaşı Platformu adında oluşturulan bu platformda;  bu yolda yaşayanlar, yaşananlar, bilenler, tarihi anılarını, o eski günleri burada anlatıyor. Bir neslin yaşadığı, kimi yaya, kimi kamyon üzerinde geçtiği bu yollarda nice anılar bu platformda canlanıyor.

İnşallah bu Pazar günü ben de orada olmaya çalışacağım. Yürüyüş yapmak spordur, sağlıktır. Hele de o manzara arasında doğa ile baş başa doyumsuz saatler geçirmek çok keyif verici olacaktır. Sırt çantamla, fotoğraf makinemle orada o tarihi canlandıranlara eşlik edeceğim. Böylelikle yetkililerin, ilgililerin ve turizm acentelerin de işbirliği ile inşallah Trabzon’da turizm envanterine yeni bir kayıt yapmış da oluruz. Her şeyin gönlünüzce olacağı iyi bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle. İyi haftalar.