Türkiye’de darbeleri görmeyen çok az kişi var.
28 Şubat 1997 Darbesi ile 15 Temmuz 2016 darbesi arasındaki açıklıkta olan gençlere 28 Şubatı atlatmakta zorluk çekilebiliyor.
1960’da başlayan Darbeler 1971de, 12 Eylül 1980’de devam etti.
28 Şubatta da darbe özgürlükleri yerle bir etti. Kan akmadı ama ağır travmalar bıraktı.
28 Şubat’tan sonra artık darbeler tarihe karıştı dedik!
Bu kez öyle bir darbe geldi ki, TSK’nın ve Emniyetin içinde sinsice örgütlenmiş ve yine halkı hizmet adı altında kandırmış bir FETÖ harekete geçti.
İlk hamlelerini 7 Şubatta ardından 17-25 Aralıkta yaptı. Sonuç alamayacaklarını görünce gözlerini kararttılar.
Önceki akşam televizyonda 15 Temmuz belgeseline bakıyorum da, özellikle Gölbaşı polis eğtimi merkezine yönelik saldırıdaki acımasızlık beni dehşete düşürdü.
Telsiz Anonsu yapan fetöcü ‘mavi noktaları vurun’ diyor.
Diğeri ise ‘Onlar ambulans’ cevabını veriyor.
Soruyor Pilot Gölbaşı nizamiye hedef mi?
‘Hareket varsa vurun’
Canice, 50 özel hareketçı şehit ediliyor.
15 Temmuz’un üzerinden 4 yıl geçti.
Tartışması bitmedi.
Fetö terör örgütü mensupları devlet içinden temizlendi mi tartışmaları devam ediyor.
Bir daha 15 Temmuz’lar yaşanmaması için neler yapılmalı bunlar masaya yatırılıyor.
Dün KTÜ özel bir konferans vardı.
Bu konferansı KTÜ düzenledi.
Rektör yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Öksüz yönetti.
İlk söz Trabzon valisine verildi.
Vali Ustaoğlu, ‘15 Temmuz ruhunu asla unutturmamalıyız dedi ve mücadelenin kazanılmasında en önemli gücün milletin gücü olduğunu’ söyledi.
Ardından da panele geçildi.
Kısmen sosyal mesafeye  uyulduğu panelde Tarihçi yazar Sadık Albayrak konuştu.
Çocukluğunu anlattı, ‘Çocukluğum nasıl geçti ise şimdi de yaşlılığım öyle geçiyor’ dedi.
İslam enstisüsüne gidişi ve İstanbul’da verdiği mücadeleleri anlattı.
Sonuçta da Fetö terör örgütüne getirdi.
Örgütün her türlü fitneyi çıkardığını, iftira attığını ve bu iftiraları çocuklarına da attığını söyledi.
15 Temmuz sonrasındaki operasyonlarda mağdur olanların olduğunu da söyleyen Albayrak, ‘Bunlar gelip yaylanın başında beni buluyorlar. Mağdur olduk diyorlar. Bakıyorum 7 yıl ceza almış, ben buna ne yapabilirim?’ diye sorarak ince de bir mesaj veriyor.
Albayrak, her mücadelenin bir bedeli olduğunu söylerken, ‘Biz bedel ödedik. İnancımdan taiz vermedim cezaevinde kurtlu çorba içtim. çocuklarıma haram yedirmedim. Elin oğlu mercedes bindi benim çocuklarım serçe’ ifadelerini kullandı.
Sadık Albayrak da Erdoğan gibi kaderin çizgisine inanıyor.
Ve o yolda yürüyor.
15 Temmuz gecesini de anlatan Sadık Albayrak, ‘Ber türlü şahadete hazırdık. Dernekpazarı sindi, Çaykara’dan cesur arkadaşlar geldi ve bana ‘seni yaylaya getirelim’ teklifini yaptılar. Silahımı çıkardım ve mermiyi ağzına sürdüm. Sabaha kadar uyumadım. Çocuklarım, torunum eşim, Cumurbaşkanı ve yine toruları hepsi tehlike geçirdik. Bu millet sahip ülkesine sahip çıktı. Sizlerde bu ülkeye sahip çıkın.’
Bir daha Allah böyle bir felaketi başımıza vermesin dedi ve uyardı:
‘Fetö gibiler tarihin her döneminde gelebilir’