Salı sabahıydı..

Yarı uykulu halimle, bir yandan pantolonumu, tişörtümü giyiyor bir yandan da bir spor yazarı sorumluluğu ile sosyal medyayı karıştırıyordum.

Sosyal medyadaki belli belirsiz bir hareketlilik dikkatimi çekti. Öyle aklım çıktı, panik oldum diyemem. Son dönemlerde öyle muhteşem görsel şovlara, öylesine inanılmaz aktivitelere şahit oldum ki, artık çok az şey ayaklarımı yerden kesiyor, aklımı alıyor. Trabzonspor taraftarları kutlama noktasında çıtayı öylesine yukarılara çıkardı ki; artık uzun zamandır hayalini kurduğumuz ne varsa yaptık ve eğlenceye doyduk, yeni kutlamaların haber değeri kalmadı desem abartmış olmam. Sosyal medyada ki bu hareketliliği de Trabzonspor taraftarlarının bir yerlerde kutlama yapıyor olabilme ihtimaline yordum..

Twitterda yaptığım kısa bir sörf sonrasında hareketlenmenin sebebinin Trabzonspor resmî sayfası olduğunu anladım. Kulüp "ait olduğu yerde" başlığı ile 2021-22 Süper Lig Şampiyonluk kupasının müzedeki yerini almasını  konu eden, duygu yüklü bir video paylaşmış sosyal medya hesabından.

Başlık çok anlamlı, içerik duygu yüklü. Forma tanıtım reklamı ile milyarlara ulaşan Trabzonspor sosyal medya hesabı yine güzel bir iş çıkarmış. Göz pınarlarım taştı taşacak dı ki arka planda boş bir sehpaya takıldı gözlerim.Yağmuru bekleyen çöl misali  mahzun, garip, yalnız bir sehpa. Etrafındaki diğer sehpalar üzerindeki kupayı gururla sergilerken o mağdur,  o mağrur, onun boynu bükük.

Şenol Güneş’in bir sözü geldi aklıma "Ortada bir cinayet var ama ne katili cezalandırıyorlar, ne de ölüyü gömüyorlar"

Şenol hocamızın o gün anlatmak istediklerini bugün daha iyi anlıyorum. Ne yazık ki o gömülmeyen ceset bugün kokmaya başlamıştır. Metroda karşılaşan taraftarların birbirlerine saldırması da, bir şahsın kendi evine astığı bayraktan başka birilerinin rahatsız olması da, hatta UEFA’dan, FİFA’dan alınan cezalarda dahi o cesedin payı vardır.

Velhasıl Kelam artık ceset kokmuştur ve gömülmemesi durumunda etrafa da (Tüm Türk Futbolu) zarar verecek hale gelmiştir.

Katilin cezalandırılmasından vazgeçtik, en azından cenaze ortadan kaldırılmalı ve taraflar bir şekilde helalleşmelidir. Belki Sayın cumhurbaşkanı nezaretinde, belki spor bakanı nezaretinde, belki de TFF başkanı nezaretinde iki büyük camianın başkanı bir masada buluşmalıdır. Çözüme dair mesai harcanmalıdır. Çıkacak kararı amasız, fakatsız, lakinsiz tüm futbol kamuoyu ve medya uygulamalı, desteklemelidir.

Trabzonspor camiasını da, Fenerbahçe camiasını da bu noktadan sonra %100 memnun etmek artık mümkün değildir. Her iki tarafta asgari müşterekte buluşmalı, biraz canının yanmasına rıza göstermeli, sorumluluk almalı, kendi eksik mutluluğunu rakibin mutluluğundan mutlu olmayı başararak doldurmalıdır.

Gönül ister ki bu sonuçlar ile kupa Trabzonspor'a verilebilsin lakin verilemiyorsa da müzakere yolu kapatılmamalı. Belki Sportif yargılama tekrarlanmalı ve çıkacak sonuca herkes rıza göstermeli, belki koca sezon yok sayılmalı ve o yılın kupası kimseye verilmemeli, belki o sezon iki şampiyon ilan edilmeli ve kupa ikiye bölünmeli, belki öyle belki böyle…

Yine bir 3 Temmuz arefesinde bu yazıyı kaleme alıyorum. 11 yıldır cenaze ortada. Ne çözüm üreten var, ne de bu husumetten rahatsız olan.

Belki de bunları yazdığım için linç yiyeceğim, hem de parçası olduğum, canımdan çok sevdiğim Trabzonspor taraftarından. Lakin birileri inisiyatif almalı, çözümün parçası olmalı..

Saygılarımla