Batum, Gürcistan’ın Özerk Cumhuriyeti, Acara’nın Başkenti olan Karadeniz kıyısının liman kenttidir..155 milyon nüfusu ve 65 bin metre karelik  alanı ile turizm ve kumar cenneti..

 Bir taraftan Sovyet rejiminden miras kalan Sovyet mimarısı… Öteki taraftan İtalya’dan feyiz alınarak tasarlanan Avrupai meydanları.

 Diğer taraftan mevcut zamanın mimarısı ile turizme meydan okuyan ,Sarp Kapısı’ndan 20 dakikalık uzaklıktaki, Lazların ve Gürcülerin yoğun olarak yaşadığı, dünyaya açılan kapı ve AB ülkesi  konumundaki Batum..

*

İlk Batum’a nasıl ve ne ile geçtim? Aradan 33 yıl geçti…

 Çay üreticisi olanlar bilirler. Her üreticiye çay cüzdanı verilir. Satılan çaylar o cüzdana yazılır,  ödeme de o cüzdandaki kayıtlara göre yapılır. Eskiden doktorlara giderken kullandığımız Sağlık Karnesi ’ne benzer..

Sarp Gümrük Kapısı ( Gürcistan) 1988 yılında dönemin Dışişleri bakanı Mesut Yılmaz tarafından açıldı.O tarihte bendeniz de Trabzon merkezli Karadeniz Gazetesi’nde Yazı İşleri müdürü olarak görev yapıyordum. Hiç yurt dışına çıkmamıştım..

*

Açılış münasebetiyle, günün protokolü; bir otobüs ile Batum’a geçti ve bende o otobüse binenlerdendim. Kapı geçişinde, Ruslar tarafından pasaport kontrolü yapıldı. Herkes pasaportunu gösterirken, benin pasaportum yoktu.

Rahmetli annem ”Çay parasını alırsın” diye bana verdiği çay cüzdanı vardı yanımda. Başkada bir şey yoktu...

Ama cüzdan da anneme ait ve onun resmi yapışmıştı.. Pasaport olmadığına göre, cüzdan göstereyim dedim. Rus askeri ne olduğunu anlamadan “Geç ”dedi. Geçişte sorun yaşamadık..

Böylelikle, ilk yurtdışına, yanı Batum’a, ,yabancı bir ülkeye, anneme ait çay cüzdanı ile geçen ilk Türk olarak tarihe geçmiştim..(Rahmetli Mesut Yılmaz’ın deyimi ile)

Geçmesine geçtik de, birde bunun dönüşü vardı. Dönüşte yine herkes pasaportunu göstererek Türkiye tarafına geçiyordu. Sıra bana gelince, yine çay cüzdanımı gösterdim.Ama görevli yutmadı.. Görevli bir bana, bir cüzdana bakıyor. Cüzdandaki resim bir kadına ait ve geçmek isteyen kişi ise  erkekti..

Görevli anlam veremeyince telsizden birine haber vermiş. Bana da ”Bekle” dedi. Bende işlerin aksı gittiğini, tabi ki anladım de. Kendimi nasıl kurtaracaktım, kapıdan nasıl geçecektim..?  Türk  tarafındaki tampon bölgesini gözüme kestirdim ve ikinci görevli gelmeden ,anı bir refleksle topukladım..

Kendimi kurtararak, Türk tarafına kaçmasına kaçmıştım de... Hiç yurt dışına çıkmayan, Batum’u görmeyen rahmetli annemin çay cüzdanı Batum’da kalmıştı…

Tabi ki anneme bunlara yıllar sonrasında anlatabildim.

Mekânı cennet olsun…