‘Pazar akşamı oynanacak müsabakanın sonucunu önceden kestirmek iki takımın yapısına ve puan cetveline baktığınızda oldukça güçtü.

Trabzonspor ve Fenerbahçe’nin teknik direktörleri de bir anlamda kafes döğüşü tadında bir maç oynadı. Gervinho ile net bir pozisyonu gole çeviremedik. Maç devam ederken Fenerbahçe’nin stoperi Kim net bir faul yapınca sarı kart ile cezalandırıldı, Fenerbahçe bir farkla öne geçmişti. Maçın 23.dakikasında Djaniny aynı stoperden hızıyla, fuleli oyunuyla sıyrıldı ve ceza alanına girerken indirildi, haklı olarak hakem ikinci sarıdan ihraç etti.

Maç bu karttan sonra tamamıyla Trabzonspor’un hakimiyetine geçti, Ancak TS bu avantaji iyi kullanamadı. Al yana ver, bul yana oyna tarzıyla rahat bir profil sergiledi, atak ve baskıcı oyunu bir türlü ortaya koyamadı.

Maç sonuna doğru kazanılan penaltı ve son dakikadaki Yusuf’un golüyle maçı haklı olarak aldık. Ancak maç sonu Ali Koç’un açıklamaları maçın önüne geçti.

Koç yaptığı eyyamcılıkla hakemi MHK’yi ve TFF’yi suçlayarak verilen kırmızı kart üzerinden algı politikası geliştirmiye çalıştı. Bütün hakem hocaları kart kararını doğru bulurken Ali Koç ve avanesinin ortalığı ayağa kaldırmaya çalışması, ayaklanma çağrısı yapması doğrusu kendi içinde suçu barındıran bir durumdur.

Ali Koç’un asıl amacı, Ali Şansalan’ı hedefe koyarak camianin tepkisini almamak için gidişatı ve kendi geleceğini kurtarmaktır. Maçı ve hakemi itibar suikastına uğratmaktı hedefi. Bu bir yöneticiye yakışır bir tutum değildir. İstanbul basınının paralı kalemleri de başkanları Ali Koç ile aynı fikri savunuyorlardı. Çünkü aynı musluktan su içiyorlar!

Ali Koç öncelikle bu durumlara savrulmadan gerçekçi ve realiteye uygun konuşmalıdır. Tabi ki, TFF ve MHK’den Trabzonspor’da rahatsızdır, mutlak suretle bu yapı güncellenmeli ve eski niteliksiz, taraftar hakemlerle yollar ayrılmalıdır. Federasyonun kurulları İstanbul takımlarının arka bahçesi olmaktan çıkmalıdır, bu en yakın tarihte hayata geçirilmelidir. TS tarihine ve yakın geçmişe bakıldığında TFF ve MHK’den neler çektiği ortadadır. Şampiyonluklar bir düdükle çalındığı yıllar, kalp krizinden ölenler bu takımın tarihinde yazılıdır. Bülent Yıldırımları, Halis Özkahyaları, Fırat Aydınusları, Cüneyt Çakırları, Hüseyin Göçekleri ne biz ne tarih unutmamıştır. O nedenle bu şehir, bu takım hakkıyla nasıl şampiyonluklar yaşadıysa yine bileğinin hakkıyla ayni yılları yaşamak istiyor, kimsenin haklı galibiyetimize gölge düşürmeye hakkı yoktur, Ali Koç da buna dahildir. Adil Turgut/Trabzon-2021.’

MHK’NİN İSTİFA KARARI!

Zamanlamaya bakar mısınız? Trabzonspor’un hakkı ile kazandığı bir maçtan sonra istifa ediyor MHK. Fenerbahçe Başkanının spordan siyasete kadar herkesi tehdit ettiği bir sürecin sonunda!

Oysa MHK’nin istifa etmesi gereken maç Rizespor maçından sonrası idi. Metin Tokat iyi bir Fenerbahçe hizmetkarıdır. Önce o fedakarlık(!) yaptı, sonrasında ise buralara kadar gelişinde İbrahim Tatlıses, Fenerbahçe ve Rıdvan Dilmen’in dokunuşları olan Serdar Tatlı ve yönetimi istifa. Gözümüz üzerlerinde. Bakalım MHK başkanlığına kim gelecek. Türk futbol ve hakemliğinde devrim yapabilecek biri mi, yine Trabzonspor’un elinden şampiyonluğu almaya çalışacak biri mi?

OLMADI ALP

1996’larda, 2005’lerde 2011’lerde Trabzonspor haksızlığa uğradığında ya da haklı galibiyet aldığında TRT’de savunan birileri vardı. Ama Fener maçında sonra nereyi açarsak sanki yorumcular değil de Ali Koç konuşuyor. Ali Şansalan dört dörlük maç yönetti. Tek hatasını bulmuşlar. Neden Nwakaeme’ye sarı kart göstermemiş. Alın sizin olsun! Alp Pehlivan’ın Fenerbahçelilik yapması Trabzonspor’un haklı galibiyetine gölge düşürmesi herkesi üzdü. Yazıktır ya, bir torpille de o koltuğa oturmuş iseniz adam 10 bin lira için kariyerini yerle bir etmez.

ÜLKELERİ BAHREYN SEVDALARI TRABZON

Uzun yıllar gıda sektörüne hizmet veren ve şu anda turizm sektörüne hızlı giriş yapan Bedir Soğuer, Bahreyn’lileri gezdirdi ve onları Akyazı’da Fener maçına da getirdi ve elbette TS Club’tan içeri soktu. Trabzonspor formalarını aldılar ve Trabzonsporun maçlarını da Bahreyn’de takip ediyoruz diyerek Fener maçında şans getirdiler.

ANTALYA’DA HORONLU KUTLAMA

Trabzonsporluluk dışarda çok farklıdır, bazen çok keyifli bazen çok acıdır. Yenilirsin çocukların okula gitmek istemez. Yan komşu esnaf seninle dalga geçer. Hamsi derler, Lazoğlu derler. Ne oldu derler! Hele Fener maçlarından sonra. Ama bir de Fener’i yendin mi yukarıdaki gibi sokaklarda horon tepilir. Burası Trabzon değil. Antalya’nın tam göbeği ve Trabzonspor tarftarları horon tepiyor. Antalya eski Emniyet Müdürü Cemil Tombul müdürün torunu dahil tüm çocuklar bordo-mavi.

TOPARLANMAK ZOR

Zaman zaman büyüklerimiz der ki, ‘Bakta ölma’ Fakat Hepimizin sonu bu. Her nefis ölüm tadacaktır. Sırasını savan cesur yürek Cevat Ocak oldu. Şimdi Harmanlı’da öylece yatıyor. Cevat Ocak’ın can arkadaşları Aziz Bahadır ve Özkan Öztürk’le çıktık mezara. Selamımızı verdik ve duamızı okuduk. Her ay düzenli topladığı Güzel İnsanlar Grubu senden sonra toplanamadı ve toparlanamadı Cevat. Bilesin.

BİR LİMON FİDANININ HİKÂYESİ

19 Mayıs 1953’de başladı bir limon fidanın hikayesi,

Rizesporuna hizmetti, dört cesur insanın gayesi.

Buluştu Atıf Taviloğlu, Yakup Temizel, Muharrem Kürkçü ve İsmet Bilsel.

Her şey hazırdı parasızlıktı tek engel!

Taviloğlu bahçesinden getirdiği bir limon fidanını açık artırmada sattı

Elde edilen gelirle kuruluşa güç kattı

Dört bir yanı sardı Rizespor sevdası

Yeşil ve sarı oldu takımın ilk forması

1968 yılında profesyonelliğe geçtik

Dündar Akdeniz önerdi, yeşil mavi rengi seçtik

Muharrem Kürkçü, Bahattin Coşkun, İrfan Bilgin, Şemsettin Çepni,

Profesyonel kurucularımız.

Türk futbolunda çoktur yıldızlarımız

Atmaca he uçacak hep tütecek bu ocak

Anzerli Kemal ruhu her zaman var olacak

Şan ve şeref dolu tarihimiz var

Bize yan bakana dünya olur dar

Fatih Sultan KAR

Ümraniye – Nisan 2008

NOT: Bu şiirim, Rizespor'a yüreğini koyanlara, varıyla yoğuyla yardımcı olanlara, atama ile değil gönülden uğraş verenlere ithaf  olsun.