Dünyada ekonomik kapanma hane halklarını alternatif kazanç yöntemlerine yöneltti.

Kripto paralar her geçen gün artıyor. Önü ve sonu alınamaz bir teknoloji.

Türkiye Merkez Bankası kriptoların ödeme aracı olarak kullanılamayacağını açıkladı.

Hatta açıklamasının bir yerinde; ‘‘telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaratma ihtimali var’ diye de eklemişti.

Türkiye’de son zamanlar oldukça tercih edilmeye başlayan kripto paralar, 1 verip 10 alma güdüsüyle iştah kabartıyor.

Özellikle kapanma etkisi Türkiye’de TL’nin kırılgan yapısıyla vatandaşlar birikimlerini farklı alanlara yönlendirmek zorunda kalıyor.

Bu tasarrufların başında kur ve altın geliyor.

Ama son dönemde kur ve altından daha fazla kazandırdığına inanılan bir yatırım şekli de ortaya çıktı. Kripto paralar.

Yaklaşık 5-6 yıldan fazla bir süredir yaşama entegre olmaya başladı; ama hem kullanım alanları hem de güven tarafı soru işareti bıraktı.

Kripto para şirketi Thodex’in kurucusu Fatih Özer 2 milyar dolarla yurt dışına kaçtı.

Sadece Thodex değil, Vebitcoin, GoldexCo.in’le devam eden ‘erişilemeyen kapanan şirketler’ silsilesi ile “Mağdurların devamı gelecek” endişesi arttı.

400 binden fazla kişinin sermayesi tabir caizse buhar oldu.

Çiftlik Bank konusunda yaşananların tanığıyız. Burada kalacağına inanmıyoruz, Türkiye sorumluları bulacaktır.

Şirket ceo’ları ve üyeleri ile ilgili bazı tutuklama kararları çıktı.

Yakalamak bir tarafa dileriz ki mağdurların birikimlerinin geri dönüşü olsun.

Dünkü gazetelerde vardı, kripto çılgınlığında ‘Bakkal açmak daha kolay’ diye.

‘Kendi düşen ağlamaz’ deriz gayet tabi kriptocular için bu yakıştırmalar yapılabilir haklılık payı da olabilir.

Devlet olarak bu işin üzerine kararlılıkla gidilmesi artık elzem.

Geçtiğimiz ay çok dramatik bir olayı da yaşadık.

Kripto için neyi var neyi satan ardından borçlanan genç bir baba 350 bin liralık borcu nedeniyle hayatına son verdi.

Bunlar bizim geleneklerimizde ola kazanma yöntemleri değil.

Atalarımız her zaman alın terinin önemine vurgu yapmıştır.

Alın teri ilke kazanılan paranın bereketi de, lezzeti de her zaman kalıcı olmuşturi bu işin ruhunda bu var.

Evet kimse borsa veya diğer yatırım araçlarını yok saymıyor, çağın gereklerini de ihtiyaçlar da değişiyor, paranın piyasada olması istihdam ve dolaşım açısından da olmazsa olmaz.

Yalnız dikkatli olmak lazım, öyle bir teknolojiye karşı karşıyayız ki, öngörülemeyen gerçeklerle yüzleşmek durumunda kalıyoruz.

Ekonomist Uğur Gürses “Bankerlerden sonra kripto krizi..Kastelli alacaklılarına bugünün parasıyla 12.5 milyar TL ödendi. Devlet görevini ihmal ettiği için bu bedel vatandaşın cebinden çıkmıştı” diyor.

Toplum olarak geçmişten ders çıkarmadığımız bir gerçek.

Kastelli dedik, Çiftlik Bank dedik, şimdi de kripto.

Kanun dahil, caydırıcı tedbirler alarak, ucu nereye varırsa varsın kalıcı adımlar atmak şart oldu.

Dilerim özellikle bu akıma kapılan gençlerimiz kazandıklarını bir an önce köşeyi dönme hevesiyle sağda solda çar çur etmezler.