Trabzonspor camiası Fenerbahçe maçlarına her dönem haddinden fazla anlamlar yüklüyor.

Çoğu zaman beklentilerini zirveye çıkarıp hayal kırıklıkları yaşadığı dönemler oldu. Geçen sezonun son haftalarında Galatasaray’ı Fenerbahçe’yi mağlup eden Trabzonspor Ankaragücü’ne Antalyaspor’a puanlar vererek şampiyonluğu kaybetmişti. Takım isimlerine bakılmamalı. Her maç 3 puan, her maç final olmalı.

Bir kesim Fenerbahçe’nin oynadığı futbol üzerinden maçı yorumlayarak Trabzonspor’u favori gösterme, şimdiden galip ilan etme yanlışlarına düşüyor. Böyle maçların favorisi olmaz, oynanmadan hiçbir maç kazanılmaz gerçeğini unutmamak gerek.

İki takım arasındaki en büyük fark; “sistem ve organizasyon”

Trabzonspor top rakipteyken pozisyon alma, boşluk vermeme, topun arkasına geçme oyununu en iyi yapan takım.

Fenerbahçe ise tam tersi  bir organizasyonu ve sistemi yok. Doğaçlama oynuyorlar, bireysel yeteneklerin çabalarıyla gelinen bir nokta var. Belli bir sistemleri yok. Her şeye rağmen güçlü takımlar. Onlarda bu maçı final havasında oynayacaklar.

Abdullah Avcı bir sistem hocası ve  iyi bir analizci. Fenerbahçe’nin zaafiyetlerini iyi analiz ederek avantaja dönüştüreceği noktalar olacaktır. Rakibi ise onu iyi tanıyan yanında yetişen Erol Bulut.

Her açıdan enteresan bir karşılaşma olacak.

Abdullah Avcı’nın gol yememeye odaklı bu oyunu bordo mavilileri bu noktaya kadar getirdi. 

Futbolu bütün Teknik Direktörler bilebilir. Ancak bir takımı ve topluluğu yönetmek lider karakter, bilgi gerektirir. Geçen sezon ve ligin ilk 7 haftasında kalesinde 2.amatör küme golleri gören Trabzonspor Avcı’dan sonra kalesine duvar ördü.

Avcı; parçadan bütüne, maç maç bakıyoruz diye diye Bordo-Mavilileri zirvenin eşiğine getirdi. Hala zirve yarışına dair iddialı yada beklentileri yükseltecek açıklamalar yapmayarak temkinli davranıyor. Buda bir stratejidir.

Trabzonspor camiasının altın kuralı; ligdeki sıralama nerede olursa olsun Avcı’ya her koşulda, her sonuçta sahip çıkmak olmalı.