Yıllar önce Kazakistan’ın başkenti Almatı’ya gittiğimde eşi benzeri görülmemiş muammalı bir çalışma karşısında şaşırmıştım. Yeşillikler içerisinde günlük yaşantı adına haraketli bir şehir ile karşılaşmıştım. Biliyordum Kazakistan’ın altın ve doğalgaz ve diğer madenler bakımından zenginliği vardı. Üstelik Rus uzay istasyonu da burada idi. Bu nedenle Kazakistan bağımsızlığını kazanmış olmasına rağmen burada sayıları yüzbinleri aşan hatırı sayılır Rus kalmıştı. Ülke nüfusu Özbekler, Uygurlar, Rus ve Kazaklardan oluşuyor.  Ancak buradaki hilebaz oyunu anlamayacak kadar toy bir delikanlı değildim. Sovyetlerin dağılma döneminde Rusya topraklarında gelişmelerin canlı tanıklığını yapıyordum. Zira 20 Ocak 1991 de Rusların sokaklarda sergiledikleri vahşeti yakından bilenlerdendim. Denir ya “tarih tekerrürden ibarettir”. İşte dört gün önce tekerrür etmek üzere aynı sahnede ayı - çakal işbirliği ile yeni bir trajedi sahne aldı.

Rus lider Lenin devrim manifestosunda "Rusya'nın çevresindeki ulusların özerklik politikasına dayanan ulusların eşit haklar ittifakı ilkesini reddeden Kremlin eski SSCB'yi geri getirmeyi asla bilinç altından çıkarmamıştır. Bu durum Belarus, Kırım, son olarak Karabağ ve nihayet Kazakistan’da gördük. Dede Korkut “düşman içeride olursa kapı kilit tutmaz” der. Ancak Rusya bu hamleleri yaparken çok dikkatli davranıyor. Satranç dikkat ister. İngilizler futbolun, Ruslar satrancın pîridirler.  Yıllar sonra ABD’ye rağmen Suriye’de Esad yanlısı bir tutum sergileyerek Akdenizin sıcak sularına inme hayalini tereyağından kıl çeker gibi nihayet yıllar sonra gerçekleştirebildi. 

Kazakistan Cumhurbaşkanı Cömert Tokayev, Rusya’nın başını çektiği Kolektif Güvenlik Anlaşması bahane edilerek söz konusu örgütü Kazakistan’a 20 yıl önceki düşmanları olan Rus askerlerini kendi vatandaşını sormadan vur emri ile davet etmesinin ardından binlerce Rus askeri yüzlerce askeri araçla Kazakistan’a giriş yaptı. Bu durum, mevcut yönetimin kendi silahlı kuvvetlerine güveninin olmadığını göstermiyor mu? Kişisel menfaatler devlet ve millet menfaatlerinin önüne geçirildiğinde bundan başkası zaten beklenmemeliydi.

Nursultan Nazarbayev ve Cömert Tokayev’in yakınlarından oluşmuş soygun çetesinin memleketi talanı eklendiğinde özgürlük tomurcukları çiçeğe dönüşmeden solmaya başlıyor. Bir ülkenin vatandaşlarını bolluk ve refah ve mutluluk içerisinde yaşatacak zenginliği varken, neden halktan bu zenginlik esirgenir? Kazakista’nın zenginliği değil sadece Kazakistan’ı, Asya halkını lüks içerisinde yaşatır. Amma Kazak halkı yoksulluğun pençesinde kıvranıyor. Yoksa göz boyamak için düzenlenmiş Astana’daki gökdelenler sadece bir kostüm, sergilenen trajedi için bir dekor imiş. Unutulmamalı ki Türk cumhuriyetleri içerisinde Kazakistan örnek durumdadır. Karabağ ile iç kapıyı aralayan Rusya, Kazakistan ile bahçe kapısını da ardına kadar açmıştır.