insanlar umutla bakıyordu göklere
gözyaşları yıkıyordu gonca gülleri
bahar geldi memleketimin dağlarına
düşmanlık yok etti karanfilleri
ay geldi yıldız geldi meydana
bulut oldu gürledi törenlerde insanlar
sular aktı zaman aktı köprülerin altından
cehenneme döndü ekmek gelen tarlalar
insanlar uykularından uyanmadılar daha
bayrağa sarılı tabutların sonu gelmedi
kekik kokularında zeytin dalı aradım
düğümlendi sevincim leylağa akasyaya
her gözyaşı selinde karanfiller
birer birer gömüldüler toprağa
ne sakarya ne dumlupınar ne kocatepe
kurşunlarla paramparça düşlerim
ölümlerin gölgesi düşmüştü dağlarıma
yüreğimde bağımsızlık özgürlük
kanla sulanmıştı her çiçek barış kardeşlik
analar da babalar da çocuklar da ağladı
güvercinler katıldı yurdumun destanına
kanımı donduruyor umarsızlık yalnızlık
sazında barında halayında ayrılık
şiirin kavgasına
sözcüğün masalına
sevginin türküsüne yanar yüreğim
yanar hey meydanlar hey
telgırafın tellerine kuşlar konmuyor artık
ses vermiyor yüreğime dağlarım yaylalarım
boğuyor beni bu zifiri karanlık
tek tek düşüyor göklerden kar taneleri
boğazda bir yük acı veren her sözcük
ne güneşler batıyor bu topraklarda
kurşunlarla bombalarla aslanlar
düşüyorlar birer birer toprağa
zaman durdu / saatler çalışmıyordu daha
sel olup akıyordun 26 ağustostan 30 ağustosa
izmir’in dağlarında çiçekler açıyordu
kanınla yazıyordun barışın türküsünü
hey aslanım hey yiğidim hey
23 ekimin 29’unda
cumhuriyet’i barışı kardeşliği kuruyordun