Pazarlarda sıkça duyduğumuz, kelepir fiyata ürün sattığını tüketiciye anlatmak için pazarcıların sıklıkla kullandığı bir kelimedir ‘’Batan Geminin malları bunlar’’. Anlatılmak istenen şudur aslında; Maliyeti sıfır!! Bu sebeple üretim maliyetinin altında satıyoruz. Genel olarak bu tip satış yapan tezgahların etrafında yoğun bir insan birikimi gözlenir.
 
Peki Trabzonspor ile ne alakası var diyebilirsiniz, Anlatayım;
 
2019-20 sezonunun maddi manada en sorunsuz kulübü olmasına rağmen idari yanlışlar ne yazık ki kulübü kelepir mal dağıtan tüccara döndürdü bir anda. Oysa ki futbol camiasında bu işin doğrusu; 3 yıllık mukavele imzalanan ve performansından memnun olunan oyuncuların ikinci yılın sonunda yeni bir mukavele ile nikah tazelenmesidir. Bu tip erken bir akit, hem şampiyonluk yarışındaki oyuncunun kafasının karışmasına mani olur, hemde Trabzonspor’da olduğu gibi erken ayrılıkların önüne geçer. Ama nedendir bilinmez bizim köyde işler böyle yürümez.
 
İlk önce sezonun en başarılı ve formda isimlerinden FİLİP Novak ezeli rakibimiz Fenerbahçe ile anlaştı ve arkasına bakmadan İstanbul’un yolunu tuttu.
Sonrasında JOSE Sosa’nın anlaşmaya yanaşmadığı ve Novak gibi Fenerbahçe’nin yolunu tutacağı yüksek sesle seslendirilmeye başlandı.
Akşama doğru bu defa Uğurcan Çakır’ın bir ingiliz ekibi ile  22 milyon Euro bedelle el sıkıştığı sosyal medyaya düştü.
Hatta kulübe yakın bazı isimler Sörloth için birkaç avrupa kulübünün kapıştığını ve ayrılığın an meselesi olduğunu da yazdı.
Ekuban için 6 milyon euro, Abdulkadir Parmak için 5 milyon euro gibi paraların menajerler tarafından dillendirildiği ve bu oyuncuları satmak adına Trabzonspor’un kapısını aşındırdığını da biliyoruz.
 
Sonuç itibariyle sezonu kupayla bitirmiş takımın taraftarlarının öngörüsü; Omurgası oluşmuş, belli tecrübeler kazanmış bu takımın kadrosunun korunarak birkaç takviye ile şampiyonluğun yeni sezonda da en büyük adayı olacağını yönündeydi.  Oysa giden ve gitmesi olası oyuncuların hesaba eklenmesi ile kadroda en az 8 oyuncu takviyesi gerekmesi hepimizin uykusunu kaçırdı.
 
Kaçan şampiyonluk, Uefa'dan gelen 1 yıl men ve Hoca tercihi ile iyice gerilen sinirlere bir de transfer döneminde kaybedilen oyuncular eklenince camia tabiri caizse patlamaya hazır bir bombaya dönüştü. Buna rağmen sırf camianın gazını almak adına yönetimin ismi olan ama cismi olmayan oyunculara yönelmesine asla sıcak bakmıyorum. Bizim asli hedefimiz günü kurtarmak değil Trabzonspor’u gelecek nesillere ulaştırmaktır. Bu sebeple;  Bu süreçte aklın rehberliğinden ödün vermeyerek, biraz acı çekme pahasına futbolun doğrularından asla taviz vermemeliyiz.
 
Eee o zaman hadi başkanım tekrardan kolları sıvayalım ve yeni bir yarışa, yeni bir mücadeleye bismillah diyelim..