Üzengili köyünde düzenlenen anma töreninde, vefat edenlerin mezarları başında Kur'an-ı Kerim okundu ve köy camisinde dualar edildi. Katılımcılar, felaketin ardından kaybettikleri sevdiklerini rahmetle anarak, bir daha böyle acıların yaşanmaması için dua etti.
"Elden Ele 9-10 Kişiyi Çıkardık"
Çığ felaketinde yakınlarını kaybeden ve arama kurtarma çalışmalarına katılan Ömer Çakmak, o günleri hatırlayarak, "Bir eve gittik, o evde kalabalık bir aile vardı. En alttan yukarı doğru yaralıları veriyor, üsttekiler onları dışarı çıkarıyordu. Elden ele 9-10 kişiyi çıkardık. Gece saat 01.00 civarlarında, hayvanlar bile bu çığ felaketinden derinden etkilenmiş gibiydi. Hiç kimseden ses çıkmıyordu. Rabbim bir daha böyle günler yaşatmasın" dedi.
Yurt Dışından Katılım
Yurt dışında uzun yıllar yaşayan Hanefi Karaaslan da anma programına katılarak, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. Karaaslan, "1993 yılında yaşanan çığ felaketinde ölen vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin. Onları anmak için burada toplandık. Ben yurt dışında yaşıyorum, bu yıl nasip oldu ve katıldım. Allah herkesten razı olsun, ölülerimize rahmet eylesin" ifadelerini kullandı.
"59 Şehidimizi Rahmetle Anıyoruz"
Çığın sembol isimlerinden biri olan Hatice Karaaslan’ın oğlu İrfan Karaaslan, anma programında yaptığı konuşmada, "1993 yılındaki çığ felaketinin canlı şahidi olarak burada bulunuyorum. O gün kar altından çıkarılan 59 şehidimizi rahmetle, minnetle anıyoruz. Hatice annemiz, çığ felaketinin sembol ismi olarak çok yakın bir zamanda aramızdan ayrıldı. Bugün de yakınlarımızı anmak için geldik, komşu köylerden katılanlara teşekkür ediyorum" dedi.
"Ağlama Sesleri ve Kurtarılma Çabası"
Çığ felaketinin canlı şahitlerinden İrfan Karaaslan, o gün yaşadığı korku dolu anları da paylaştı. "18 Ocak 1993 sabahı, çığ nedeniyle evimizin duvarı tamamen yıkıldı. Dışarı bakınca köyün tamamını dümdüz görüyorduk. O an ağlama sesleri ve 'kurtarın beni' bağırışları duyuluyordu. 3 gün boyunca kar yağışı devam etti, köyle herhangi bir iletişim kurmak mümkün değildi. 8 saat sonra kolluk kuvvetleri geldi, ama biz köy halkı olarak ilk müdahaleyi yaptık. Annemi, sağ ayağı kırık, omuzu kırık bir şekilde bulduk. O an annemin kurduğu cümleler, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada yankı buldu. O, ümmetin derdine düşen bir insan olarak Karabağ, Filistin, Azerbaycan ve Bosna Hersek için dua etmişti. Rabbim bütün ölmüşlerimize rahmet eylesin" diyerek, o günleri unutamadığını belirtti.