Gervinho, Peres derken şimdi de Hamşik! Hepsi birbirinden değerli, hepsi birbirinden kariyerli..

Her şey Ahmet Ağaoğlu’nun TFF çıkışında uzatılan mikrofonlara “Bu yıl hedefimiz şampiyonluk” sözleri ile başladı. Ahmet Ağaoğlu’ndan alıştığımız sözler değildi bunlar. Biz daha çok “Trabzonspor bu paraları ödeyemez, her yıl bir oyuncu satacağız, pandemi süreci futbola ağır darbe vurdu vs…” gibi sakinleştirici, telkin edici, motivasyon kırıcı sözler duyardık.

Peki değişen sadece söylemler miydi şimdi biraz da ona bakalım.

Trabzonspor normal şartlar altında transferleri bitirmek için; Avrupa takımlarının talip olmadıkları oyuncuları netleştirmelerini, kadroda düşünmedikleri oyuncuları serbest bırakmalarını yada oyunculara kulüp bul demelerini beklerdi (oyuncu ücretlerinin düşmesi adına). Zaman zaman bununla da yetinmez birde İstanbul 3’lüsünün transferi netleştirmesini beklerdi (pazarlıkta elini güçlendirme adına). Hatta son dönemlerde buna bir de 3 kuruş ucuza alabilmek adına işleri ağırdan alma eklenmişti ki transferler kampa dahi yetişmiyordu (Ölü fiyatına alma).

Trabzonspor’un eylem noktasında neden ağır kaldığının en net cevabı aslında Ahmet Ağaoğlu başkanın kendi sözlerinde gizli “Neden son saatte transfer yaptık? Merak eden varsa söyleyeyim. Salı pazarı vardı. Ben Acıbadem'de otururken, hep akşam 5'de giderdim. 3 kilo şeftaliyi 1 kilo fiyatına alırdım.”

Oysa bu sezon tabular yıkıldı. Daha Federasyon yabancı oyuncu kontenjanını bile netleştiremeden (açıklanan 8+6 ama tekrar yönetim kurulunda değerlendirilecek), İstanbul takımları bir transferi bile Kamuoyu Aydınlatma Platformu KAP’a bildirememişken Trabzonspor bir sol bek, bir de santrafor alsa transferi kapatacak seviyeye geldi.

Transferi kapatacak dediysem aman diyim dilimizi ısıralım birileri gerçek sanıp afaroz etmesin bizi. Bu takımın acil sol bek ve Santrafora ihtiyacına ek olarak oyuncu havuzuna sol beki yedekleyecek 1 oyuncu, santraforu yedekleyecek 1 oyuncu, sağ beki yedekleyecek 1 oyuncu, stoperi yedekleyecek 1 oyuncu, hatta defansif orta saha yani bir de 6 numara olmak üzere toplamda 5-6 adet 11’i zorlayacak kulübeye oyuncu transfer etmesi gerektiği su kaldırmaz bir gerçek.

Böylesine büyük oyunculara milyon Eurolar döküp, diğer mevkilerde tasarruf yapmaya kalkarsak bu yılı da, ekonomik disiplini de, geleceği de kaybedebiliriz bunu da not düşeyim. Ben bu noktada, seçime sayılı günler kala Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun bu tuzağa düşeceğini sanmıyorum. Hatta Ahmet Ağaoğlu düşse dahi sistemle hesaplaşmak için Trabzonspor hocalığını kendisine yegane unsur gören Abdullah Avcı'nın buna rıza göstereceği aklımın ucundan geçmez. İçimden bir his o sene bu sene diyor arkadaşlar hadi hayırlısı. Ha bir de kulağımda Sezen Aksu’nun “Beni yak, kendini yak, her şeyi yak” parçası.

Nereden çıktı bu parça yıllar sonra bilmiyorum. Belki de transferler, söylemler, eylemler bu parçayı iç dünyamdan, zihin arşivimden çekti aldı. Fena da olmadı hani eski günleri yad ettim gıyabında Sezen hanımın kadife sesinde..

Neyse dönelim konumuza; Bu transfer hareketliliği, bu hedefsel ilerleme içimiz kıpır kıpır yaptı. Allah'ım mevzuyu biliyorsun dedirtiyor insana...

Her şey gönlünüzce olsun okuyucularım, sağlıcakla!..