Şu sıralar yeşil sahalardan daha zorlu bir mücadele masa başlarında, kapalı kapılar ardında yaşanıyor. Daha doğrusu Trabzonspor’un şampiyonluk yürüyüşü saha dışı oyunları ile engellenmek isteniyor..
 
Trabzonspor yönetimi, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin TFF’den Transfer limit artırımı isteğine mani olarak hem Tff'yi hem de bu iki büyük camiayı zora sokması ile gerginliğin fitilini ateşledi ve saha dışı müdahaleye izin vermeyeceğini dosta düşmana gösterdi..
 
Arkasından bir buçuk yıldır teknik direktörlük görevini yapan Ünal Karaman ile yollarını ayırarak şampiyonluğu yüksek sesle seslendiren Hüseyin Çimşir'e görevi verdi...
 
Yonetimin saha ici ve dışında ki radikal kararlari üst üste konulunca ligin ikinci yarısının her şeye gebe olabileceği aşikardı..
 
Tüm bu yaşanmışlıkların heyecanı ile geçtim Televizyonun karşısına;
 
Maça oyuncular da benim gibi heyecanlı ve gergin başladı…Fırtına'nın ele avuca sığmaz oyuncusu Joa Pereira'nin Aytac ile didişmesi ve ardından sarı kartla cezalandırılması golü bulamadığımız her dakika işlerin daha da sarpa saracaginin habercisi gibiydi.
 
Top kayıpları, pas/şut tercih hataları derken konuk ekip Kasımpaşa'yı oyuna dahil ettik dersek yanlış olmaz.... Ta ki Sosa'nın harika frikik golüne kadar. Bu gol ile kaptan lambanın  cinini çıkardı. Sörloth, N'wakaeme derken 5 dakika içerisinde skor bir anda 3-0'a geldi..
Skordan ziyade takımın iştahı, her topa iki-üç oyuncunun basması skor dışında diğer güzellikler olarak göze çarptı.
Ikinci yarı da fırtına ilk yarıda bıraktığı yerden devam etti. Özellikle Sosa'nın şefliğinde  N'wakaeme'nin ve Sörloth' un  üst düzey oyunu görülmeye değerdi. Her şey bir tarafa Ndiaye transferi sonrası Obi mikel, Sosa ve Ndiaye den oluşan orta saha hem hücumda hem de defansif anlamda  dosta güven, düşmana korku veriyor. Maşallah Bermuda şeytan üçgeni desek abartmış olmayız..
Iki lafta  genç Serkan icin edelim.. Büyük bir yıldız doğuyor…
Son olarakta kendisine şampiyonluğu hedef koyan cesur adam Hüseyin Çimşir hocaya başarılar dileyerek yazımı bitireyim.