1992 yılında geldiğim Ankara’yı hiç tanımıyordum. İlk tanıdığım dostlarımdan birisi Anayurt Gazetesi’nin kurucusu ve sahibi Naci Alan, ikincisi ise gazeteci Ramazan Durmuş  idi.

Sorumlusu olduğumAnavatan Gazetesi’nin sayfa düzeni ve hazırlanmasını Ramazan Durmuş ile birlikte, baskı işini Naci Bey yapardı. Rahmetli Alan,Ramazan Durmuş ile benden çektiğini kimseden çekmemiştir.

Naci Bey, altı yıl önce aramızdan ayrıldı. Özlem ve rahmetle anıyorum. Naci Alan’ı tanımak benim için büyük bir şanstı. Naci Bey’in güzel kişiliğini yazmakla bitmez. Anayurt Gazetesi köşe yazarı M.Yahya Efe’nin yazısından bir iki alıntı yaptım. Aynen katılıyorum.
“… İnsan olarak Naci Alan, bizim gözümüzde medeni insanın bir simgesi idi. Yaratılıştan nazik, saygılı, samimi, insancıl, her zaman sağduyulu ve iyi niyetli bir insan idi. Olgun, alçak gönüllü, gösterişten hoşlanmaz, sessiz ancak coşku dolu idi.
Kelimenin tam anlamıyla dürüst, pazarlıksız, ödün vermeyen, başı dik, kendisiyle tutarlı, ölçülü, üstün ve hızlı bir zekâsı vardı. Çok sayıda hizmet ödülü almış usta bir gazeteci idi… Şakayı çok severdi. İsterdi ki çevresi de, kendisi gibi herkesle şakalaşsın, barışık, ahenk dolu, sevgi dolu hoşgörü içinde olsun…
*
Geçtiğimiz hafta sonu ailece “Beynam” ormanlarına gittik.25 Yıl önce birkaç kez Naci Alan ile gitmiş, oranın güzelliğini yaşamıştık. Naci Bey’in  “Beynam  eteklerindeki dere yatağında  birkaç dönüm  tarla alalım, geleceği parlaktır”önerisinegülmüştüm. Bugün oralar altın değerinde.. Hafta sonu giderken, ilk iş olarak dostuma rahmet ve dua okuduk..
Burada bulunan ağaçların büyük bölümü: Roma döneminde, buradaki roma hamamında ve I. Dünya Savaşı sırasında ise, trenlerin odun ihtiyacının karşılanması için kullanılmış. Ayrıca; 1402 yılındaki Ankara Savaşından önce, Timur, yanlarında bulunan filleri, bu orman içinde saklamış. Fatih Sultan Mehmet’in, Karamanoğlu Beyliğine son vermesinden sonra, Karaman Beyliğinin kurucularından bir bölümü, bugün Beynam olarak bilinen bölgeye gelir ve yerleşirler.
 
*
Beynam köyüne girerseniz; tarihi bir evle karşılaşırsınız. Köye girişte, hemen solda, bir tabela ile gösterilen “Atatürk Evi” var. Burası: Atatürk evi. Atatürk; milli mücadele yıllarında, burada, bir gece konaklamış. Sonraki yıllarda, aynı ev; Kültür Bakanlığı tarafından sahibinden satın alınmış. Zamanla restore edilen ev, günümüzde ziyarete açık. Bir zamanlar; evin içinde bulunduğu söylenen; sedir ve Atatürk’e ait el yazması notlar ise, kayıp.
 
Buradaki çam ağaçlarının gövde şekilleri aynı derecede orijinal Her ağaç gövdesinde, farklı bir ilginçlik gözlemek mümkün. Ne gibi? Ağaç gövdesi, garip şekiller almış, artık neye benzediğini bulmak, sizin hayal gücünüze bağlı. Çeşmeler, ahşap masalar,
Evet; sıcak bir yaz günü serinlemek veya değişik bir ortamda bulunmak istediğinizde, birazcık da, uzun yolu göze alarak, Beynam Atatürk Ormanına gidebilirsiniz. Güzel bir ortam.

“Ateşle yaklaşma”,” Mangal yakmak yasak” gibi levhalara rağmen, çok sayıda mangal yakanları gördük. Her köşede çöp bidonlarının bulunmasına rağmen, çevre temizliğine önem verilmediğini gördük.
Eteklerindeki Villalar, köyü andıran yerleşim alanları insanın içini ferahlatıyor. 25.Yılda çok değişti ve gelişti..Biraz daha özen gösterilmelidir..