Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), mayıs ayında gençlik araştırmasını paylaştı. Araştırmaya göre, gençlerin 3'te ikisi imkân olsa yurt dışında yaşamak istediğini dile getirdi. Veriler özgürlük, adalet ve liyakat özlemini ortaya koyarken, gençlerin yüzde 70'inin 'torpil' in, yeteneğin önüne geçtiğini düşünmesi dikkat çekti. Bu durum aslında yeni bir durum değildir. Osmanlı’dan beri toplumun yozlaşmasının ve devletin parçalanmasının önemli nedenlerinden biri olarak torpilin gösterildiğini biliyoruz. Günümüzde sosyal medya aracılığıyla bu görüş, daha bir yaygınlık kazanmış görünmektedir. Türk gencinin hem milli ve manevi değerlere bağlı olması, hem de imkân bulsa ülkenin dışında yaşamak istemesi, yaman bir çelişki gibi duruyor. Eğitim sistemi ülkesini, ailesi seven, milli kültürü tanıyan, benimseyen ve geliştiren insanlar yetiştirme amacıyla kurgulanmış olmasına rağmen, maalesef gençlerin ülkelerinden başka yerlerde yaşamak istemeleri düşündürücüdür. Araştırmada, eğitimle bir yere gelinebileceğine ilişkin inançların az olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmada gençlerin, kayırmacılık ve torpil olmadan Türkiye'de bir yere gelmenin zor olduğunu düşündükleri de ortaya çıktı. Böyle bir inancın, gençlerin enerjisini boşa harcamalarına neden olacağı açıktır. Her şeyin torpile dayalı olduğuna inanılan bir yerde, gençliğin kişisel ve mesleki başarılar peşinde koşmaları elbette zordur. Eğer ‘bu ülkede torpil olmadan bir şey olmaz’ inancı yaygınlaşmışsa, bunun önünün alınması için gerekli tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi zorunludur. Böyle bir inancın yaygınlık kazandığı toplumda, gençlerin bu ülkede yaşamalarını istemek çok anlamlı değildir. Nitekim araştırmaya göre gençlerin üçte ikisi yurt dışında yaşamak istemektedirler.

Araştırmaya göre, gençler arasında en önemli ortak değer, “özgür düşünce” olarak ortaya çıkmıştır. Gençlerin düşüncelerini özgürce ifade edebilmek ve başkalarının düşüncelerini özgürce ifade edebilmesi, gençler için en önemli konuların başında görünüyor. Sonuçlara göre, gençlerin %68,3'ü düşüncelerini özgürce ifade edebilmeyi çok önemli olarak görüyor, %52'si ise başkalarının düşüncelerini özgürce ifade edebilmesini de çok önemli buluyor. Burada gençlerin özgürlükten ne anladıkları konusu önemli bir konu olarak değerlendirilmelidir. Özgürlük, başkasının özgürlüğüne müdahale edinceye kadar olan düşünce ifadesidir. Gençler özgürlükten ne anlıyorlar? Kanaatimizce bu sorunun cevabını bulmaya yönelik bir araştırmanın yapılması, gençlerin özgürlüklerle ilgili düşüncelerini anlamamıza yardımcı olabilir.

En önemli görünen konular daha sonra sırasıyla, milli değerler %49,8 ve dini değerler %45,7 geliyor. Türkiye'de gençlerin önemli oranda dini ve milli değerleri önemserken, bunu hem kendi hem başkalarının özgürlükleri ile bir arada gördükleri anlaşılmaktadır. Gençlerin milli ve dini değerleri önemsemeleri ve bunların özgürce ifade edilmesini arzu etmeleri, önemli bir durum olarak değerlendirilmektedir.

Araştırma, iktidarda olmayan düşüncelerin sosyal medyada ifade edilmesi yönünde dahi önemli sınırlamalar olduğunu gösteriyor. Bu alanlarda herhangi bir sınırlama olmalı mı? Olmamalı mı? Gençlerin özgürlükten ne anladıklarını bilmeden bu konu ile ilgili bir yargıda bulunmak gerçekçi olmayacaktır. Muhalif partilere oy veren gençler, sosyal medyada kendilerini özgürce ifade edemediklerini ifade ediyor. Kendilerini özgürce ifade edememek ne demek? Sosyal medyada hakaret etmek bir özgürlük müdür? Ya da düşüncelerini beğenmediğimiz bir konuşmacıya “yumurta atmak” özgürlük müdür? Dünyayı sadece bizden ibaret sayarsak, özgürlük konusunda yanlışa düşmemiz kaçınılmaz olur.

Gençlerle ilgili araştırmalar yapmak onlara değer verdiğimizin bir göstergesidir. Gençlerin düşüncelerini onlardan dinleyip, onlarla iletişim kurmak, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi “adam” yerine koymak olacaktır. Onları dinlemek, onlarla ilgili daha gerçekçi kararlar almamıza katkı yapacaktır.