Yaşlı teyze çöp kutularını karıştırıp çocuklarına yemek toplamaya çalışırken bir paket tavuk bulmuş

Yanından geçen delikanlıya sorar

-Oğlum bunun tarihi geçmiş midir?

-Geçti teyze

-Çok geçmiş mi oğlum

-Çok geçti teyze çok. Kaç çocuğun var

-7 tane oğlum

-Bırak o tavuğu teyze aldığın yere. Al şu elimdeki pideyi, bir kilo da et var. Bu da içeceğiniz. Git eve çocuklarınla iftarınızı açın teyzecim.

İzlerken inanın gözlerimdeki yaşlar yüreğime aktı.

xxx

DEVLETİN SICAK ELİ

Sivas Valisi Salih Ayhan, tam kapanma kısıtlamasında denetimlerini sürdürürken limon satan Afganlı bir satıcıya rastlamış.

Afganlı satıcıya sokağa çıkma yasağına uyması ve evine gitmesi gerektiğini söyleyince, Afganlı satıcı rızkı için satış yapmak zorunda olduğunu belirtti.

Bu kez vali Ayhan tezgâhtaki bütün limonlarının parasını vererek satın alıp evine göndermesi yürekleri ısıttı.

Devlet baba şefkati budur,

Devletin sıcak eli budur.

Teşekkürler sayın valim.

Bu iki durum insan olduğumuzu hatırlattı ve içimizi ısıtan hareketlerdi.

xxx

Bir de bunun tam aksine farklı davranış içinde bulunanlar var

İçimizi soğutan

Onlara ne demeli

Mesela

Ürgüp kaymakamlığı tarafından evinin önünde oynayan 4 yaşındaki Yavuz Selim’e kesilen 3 bin 150 lira para cezası gibi

Mesela

Düzce’de bir bankanın önünde bekleyen 15 yaşındaki çocuğu gören ekiplerin çocuğunun ailesinin nerede olduğunu sorması üzerine “Babam bankada para çekiyor” cevabına istinaden söyle babana 900 lira daha fazla para çeksin deyip 900 lira para cezası kesmeleri gibi.

Mesela

65 yaş üstü olan bir amcanın yasaklı günde PTT’den emekli maaşını çekip dışarı çıktıktan sonra 3 bin 150 lira cezanın kesilmesi gibi.

Mesela

Kahramanmaraş’ta 10 yaşındaki çocuğunun yanında bir babaya para cezasının kesilmesi gibi. O çocuğun masum bakışları arasında bir babanın da “Ölürse benim oğlum ölecek, size ne” diyecek kadar haykırışı gibi. Ve o çocuğun çaresiz bakışları gibi

Bu tür örnekleri artırmak mümkün.

Anlatmaya çalıştığım iki farklı durumun insanlar üzerinde nasıl bir etki bıraktığıdır.

Elbette koronavirüs kapsamında alınması gereken tedbirlere hepimiz uymalıyız.

Ama kim ister 3 bin 150 lira ceza yemeyi.

Hangi baba ölürse benim çocuğum ölecek size ne diyebilecek kadar gaddarlaşmayı

Kim ister emekli bir amcanın aldığı 2 bin lira emekli maaşına karşılık 3 bin 150 lira ceza yemeyi

Kim ister.

Tamam, kurallara uyacağız amenna.

Ama kuralları uygularken de o kadar da acımasız olmamalıyız.

İlk iki örneğimde olduğu gibi Sivas Valisi Salih Ayhan’ın seyyar satıcının limonlarını satın alarak gösterdiği babacanlık gibi

Genç delikanlının 7 çocuk annesine kendi pidesini evine götürmek üzere olan bir kilo etini vererek gönül almayı gibi.

Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiği bu günlerde biraz daha şefkatli biraz daha tahammüllü olmamız gerekmiyor mu?

Biraz daha anlayışlı lütfen.