BİZ BUYUZ EFENDİM... SONSUZ ŞÜKRANLAR!

Bir 31 Ekim günü sabaha karşı merhaba demişiz Dünya'ya. Aslında annemiz ve babamız hep bir kız özlemiyle beklemiş bizi. Doğumumuz da biraz sancılı olmuş!

Hemşire kalp atışlarımızı alamayınca " - Herşeye hazırlıklı olun. Anne ve bebek arasında tercih yapmak zorunda kalabilirsiniz " demiş babama! Pederin tepesi atmış! " - İkisini de sapasağlam istiyorum, tercihim bu " diye cevap vermiş.

İlk 2 ağabeyimizin ismini babam istemiş. Bir ağabeyim Alper, diğeri de Orhun doğmuş.

Bizim evde tam ve mutlak demokrasi işler. Babamızın ve nacizane bizim lâkâbımız " Demokrat Hasan&Murat " oldu hep bugüne dek. Peder Bey annemize; " - Bu sefer sen koy evlâdımızın adını " deyince; valide de " - Allah Muradını versin " demiş ve dualı doğmuşuz en başından çok şükür ki!

Babamız çok fakirlik çekmiş. Heryere tırnaklarıyla kazıya kazıya gelmiş. Çok okurmuş ve birçok kitap devirmişliği vardır.

Bizim evde; yangında ilk kurtarılacaklar hep " kitaplar " olmuş. Ailenin genlerinden gelen bir lütuf şükürler olsun ki!

En büyük abim çocukluğunda astımla mücadele etmiş. Nefesi sürekli tıkandığı için kendisini çok yormaması gerekmiş hep. Bu sebeple evde çokça vakit geçirmek zorunda kalmış. Ama bu krizi fırsata dönüştürüp; dağlar denizler kadar kitapları o da devirmiş.

Önünüzde böyle 3 rol model olunca, ister istemez kitaplarla haşır neşir olmak fıtratınızda oluyor. İyi ki de olmuş!

Valideme sorardım? " -Anne çocukken de böyle miydim ben " diye. Evet derdi...

Yeni aldığın oyuncağı başkasına verecek kadar temizdin...

Başka anne??? Sonra bir gün bir komşumuza sarılmışsın. Eee anne?? Dedi ki; Zerrin abla evlâdım böyle sarılmadı bana...

Çok şükür babamızdan, büyüklerimizden ve rol modellerimizden öğrendik " Robin Hood " olmayı. O da bir diğer lâkâbımız. Zenginden alıp fakire verdik her daim, binlerce şükür ki!

Ondan sonra; Trabzon'da " Hükümet Hasan Amca "yı tanımayan yoktur, Allah nurunu bol kılsın. Golcu Hasan Amcamızın çok kıymetli evlâtları saygıdeğer Gürcan Emral hocamız aydınlattılar yolumuzu; karanlığın en çok olduğu anlarda hep. Ve " Cüneytim " der ve severlerdi hep bizi.

Ansiklopedilere sığmayacak derecede ki engin bilgi birikimi, yaşam tecrübesi ve ileri görüşlülüğü ile donattılar bizleri sağolsunlar; ellerinden öperiz her daim.

En çok şu sözleri halâ çınıdır kulaklarımızda..." - Oğul; tepeye 2 şekilde varılır. Ya kartal gibi tepeden inersin; ya da yılan gibi en dipten sürüne sürüne ve her canlı ile ortamı görerek. Sen sen ol! Hep 2. olanı seç!!!

Ve Prof. Dr. Hüseyin Sabri Kurtuldu hocamız, ağabeyimiz, yarenimiz, sırdaşımız, dostumuz; kısacası herşeyimiz. Uzmanlık alanları; pazarlama, beden dili, etkili iletişim ve tiyatro aynı zamanda. Birçok kuruma ve belediyelere eğitim verir. Bizler de mazhar olduk eğitimlerine hamd-u sanalar olsun ki! Hakkını asla ödeyemeyiz.

Bir de Yomra eski mal müdürü Osman Malkoç abimiz! O kadar beyin fırtınası yaptık ki; sayısını unuttuk vallahi. Gökkuşağı köşesinde ki yazıların oluşumunda, fikirlerinden her daim faydalanma fırsatımız oldu. Çok da ekmeklerini yemişliğimiz ve beraber Trabzonspor maçlarına gitmişliğimiz vardır. Sağolsunlar, varolsunlar!!!

Yanılmıyorsak 2003 senesiydi; Ciğerim Erol Birsen'le ilk tanışmamız fiilen. İyikilerimizden birisi de O'dur. Telefonuna " Muradım " diye kaydetmiş bizleri 18 senedir. Böyle güzel bir insana çok gördüler 1 belediye & il genel meclisi üyeliğini!!!

Cebinden vermiştir, yememiş yedirmiştir, heryere koşmuştur. Ama en büyük eksikliği??? yalakalık bilmez, doğrudan başka söylemez, biat etmez, el etek öpmez. Lâkin; binlerce oy var bu gariban babasının arkasında; biline!

Bir de Trabzon milletvekili Bahar Ayvazoğlu Hanım. 2005 yılıydı ve Türkiye geneli bir kompozisyon yarışması yapılmıştı. Bahar Hanımın il 1.'si olduğu yarışmada bizleri de il 3.'lüğüne lâyık görmüşlerdi nacizane!

Kalemlerinden, edeplerinden, edebi taraflarından, letafet ve nezaketleri ile naifliklerinden bolca feyz almışlığımızın olduğu doğrudur.

Ha bir de TAKA Gazetesi iyikilerim! Allah gani gani rahmet eylesin Harun Yavruoğlu üstad ile köşelerini bize açan ve hep arkamızda durup; yol, yön, doğruluk, dürüstlük, beyefendilik, asalet, şeffaflık, demokratlık olmayı öğreten kıymetli Yusuf Turgut Bey.

Kendimizden büyük Türk Bayrağı'nı bizlere emanet edecek kadar bizlere güvenen, inanan; yanlarına gittiğimizde her defasında " -Tamam bekle. Bayrağı vereceğim Muradım " diyerek bu güne kadar bizleri hiç kırmayan, federasyon ve yöneticilik geçmişinden gelen başarılar neticesinde, halihazırda Trabzon Büyükşehir Belediyesi Spor Dairesi başkanı saygıdeğer Ayhan Pala büyüğümüzü nasıl olur da zikretmeyiz!!!

Unutuyorduk yaa! 3 kuşaktır şaibesiz, patırtısız ve katışıksız alın teri ile devam ediyorlar; iş, siyaset, cemiyet ve Trabzonspor odaklı hayatlarına...

Kapılarını bizlere her daim, koşulsuz ve sonuna kadar açan; meşhur alim Haçkalı Baba'mızdan dualı, saygıdeğer " Vardallar " ailesine; başta MHP'nin efsane il başkanlarından Zeki Vardaloğlu büyüğümüz nezdinde; sevgili kadim dostum Fatih Vardaloğlu'na...

Öncelikle kocaman 1 teşekkür...

Bizlere her hafta siz saygıdeğer Trabzonlu hemşehrilerimiz ile buluşma fırsatı sağlayan TAKA Ailesine...

Ve desteklerini hiç esirgemeyen ve daima bu yolda bize hep inanan ismi geçen sizlere...

Fark yaratmak & farkındalık oluşturmak niyetiyle çıktığımız bu yolda; her rengi barındıran " GÖKKUŞAĞI " köşemiz ile 2 yılımızı doldurduk hemen hemen...

Fazla lâfa gerek yok...!

Uzun cümlelerle sizlerin hakkını da ödemeye imkân yok!!!

Bu anlayışla bizler; aşkımızda da, işimizde de her zaman yüreğimizin sesini dinledik...

Sizlerin de fark yaratacak ve doğrulardan ayrılmayacağınız hayatlar dileriz hepinize...

" Siz; bizim bu hayatta ki namımızı duydunuz mu HİÇ???

Biz 1 HİÇ iz; koca 1 HİÇ...!

Yazana değil; yazdırana bakmak lâzım.!!!

Selâm ve muhabbetle sevgiler & saygılar