İçinden geçtiğimiz şu zor dönemde emin olun en çok ruh sağlığımız bozuldu..

Hele şu eve kapanma meselesi iyi den iyiye psikolojimizi bozmuş durumda..

Covid 19 hastalığı bir taraftan ölümlerle acı verirken diğer taraftan yarattığı belirsizlikle morallerimizi alt üst etti.

Yarına dair plan yapamıyoruz..

Allah herkesin yardımcısı olsun.

Dedim ya işimiz zor.

Kendimizi rahatlatmak ve zaman geçirmek için en kolay yöntem sosyal medyaya sarılmak.

Telefon tuşları ile sosyal medyada kendimizi avutuyoruz..

Kitap okumayan araştırmayan sorgulamayan bir toplum olduk nasıl olsa..

Sosyal medyadan ya polyanacalık yapıyoruz mutluluk oynuyoruz ya da klavye kahramanlığına soyunup ahkam kesiyoruz.

Biri ortaya bir şey atıyor herkes sürü gibi peşinden takılıyor..

Şimdilerde bir 20 yaş akımı var..

Herkes sosyal medya üzerinden  yirmi yaş fotolarını yayınlıyor..

Elbet sakıncası yok bir şey demiyorum.

Fakat bu akımlar bizi hayal aleminden başka bir yere götürmüyor yani gerçeklerle yüzleşemiyoruz..

Emir komuta zinciri gibi bizi yönlendirenlerin niyeti iyi değil sadece bunu demek ve uyarmak istiyorum..

Kapitalizmin bu en büyük kalelerinin sürü mantığıyla hareket eden insan profili yaratmaya çalıştığını düşünüyorum.

Önce zararsız uygulamalarla herkesi hipnotize etme yolunda adım adım yürüyorlar. Yani kurbağanın kaynar suya alıştırılması süreci...

Bu düşüncelerle hiçbir uygulamaya katılmadım ve bu furyaya da katılmayacağım.

İsteyen istediğini yapmakta özgürdür.

Nihayetinde özgürlük var..

Neyse ben Can Yücel den  bir 20’lik paylaşım yaparak yazımı bitireyim ;

20 Yaş 35 Yaş 40 Yaş Ve Bugünkü Ben

Şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim- diye düşündüm.

Mutfak işinden de anlarım.

Donattım sofrayı.

Bayağı uğraştım.

Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.

Bayağı da para gitti.

Birinin yediğini öbürü yemez.

Ötekinin içtiğini beriki içmez.

Dört kişilik sofra kurdum.

Mumları da yaktım.

Bak hepsi, Erick Satie severdi.

Hatırladım.

Müziği de ayarladım.

Geldiler.

20 yaşında ben,

35 yaşımda ben,

40 yaşımda ben ve

bugünkü ben dördümüz.

Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.

40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.

yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.

Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.

Yatıştırayım dedim.

-Sen karışma moruk- dediler. Büyük hır çıktı.

Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.

Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.

Evin de içine ettiler.

Bende kabahat.

Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine …"