2021 Yılı “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak ilan edildi. “Bizim Yunus” ve “Dünya Dili Türkçe” konulu etkinliklerin 2021 yılı boyunca sürdürülmesine karar verilmiştir. Bugünkü yazıda da bu kapsamda “Bizim Yunus” üzerine bazı düşüncelerin ortaya konmasına çalışılacaktır. Yani bu yazı, “Bizim Yunus” u gerçek kimliği ile tanımak amacına yönelik bir çalışma olacaktır. Böylece bu anlamlı etkinliklere bizim de bir nebze katkımız olmuş olacaktır.
Yunus Emre çok kez gerçek kimliği ile tanınmamıştır. Kimine göre hümanist, kimine göre ibadetsiz Müslüman(!). Zaman geçtikçe kendisinin iyi anlaşılamayacağının kuşkusunu duyan Yunus, şu beyti böylelerine cevap olsun diye söylemiş sanki:
“Yunus bir söz söylemiş hiçbir söze benzemez,
Münafıklar elinden örttü mana yüzünü.”
İbadet ehli gerçek bir mümin olan Bizim Yunus, İslâm’ın anlamından gayrısını asla söylememiştir. Dünyaya İslâm’ın verdiği kıymet kadar değer verir. “Öte dünya için bir tarla” olarak görür dünyayı. S. Karakoç’a göre, Yunus çağının şartları gereği Türk-İslâm hareketini dünya karşısına çıkarma ödeviyle yüklenmiş Türklerin bir şairi olduğunun tam şuurunda olan gerçek bir mümindir. O sadece ve derin anlamda bir İslâm şairi olduğunu bilmektedir. Onun ideali inandığı ve onsuz olamadığı İslâm’ı en sade fakat en güçlü deyişler içinde halka yaymaktır.
Yunus’a namaz kılmaz diyenlere şu cevabı verir:
Bana namaz kılmaz diyen, ben kılarım namazımı
Kılar isem kılmaz isem, ol Hak bilir niyazımı
Hak’tan artık kimse bilmez kafir müselman kimdürür
Bin kılarım namazımı Hak geçirdiyse niyazımı,
Diler isen bu dünyayı ahirete değşiresin
Dün ü kılgil taatı, ayak uzatıp yatmagıl
Duymayanlar halimi dinin kodu der bana
Neyile din beslesin cansız gönülsüz kalan
Geçici olduğunu bildiği dünya varlığı Bizim Yunus’un umurunda değildir. Çünkü Bizim Yunus dünya varlığı için şöyle der:
“Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni”
Mal sahibi mülk sahibi
Hani bunun ilk sahibi
Mal da yalan mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan…
Bu mısralar Bizim Yunus’un dünyaya bakışını açıkça ortaya koymaktadır. O asla “dünyaperest” değildir. Bu geçici dünyanın varlığına sevinmenin de yokluğa üzülmenin de anlamsız olduğunu çok iyi bilen Yunus, sadece Allah aşkı ile kendini avutur. Yunus insan sevgisini bu aşk etrafında geliştirir. İnsanları da Allah’tan ötürü sever. “Yaradandan ötürü, Yaradılanı hoş görmek” düsturu, Yunus’un temel felsefesidir. “Dünyaperest” insanların Bizim Yunus’u anlamaları ve anlatmaları mümkün değildir.
Sonuç olarak “Bizim Yunus” Müslüman ve İslâm ahlâkını ete kemiğe büründürmüş ender önderlerimizden biridir. Yunus’un insan sevgisi ile donanık olması onun “hümanist” olduğunun bir göstergesi olamaz; Bizim Yunus hümanist değildir!..
Bizim Yunus’u başka yazılarda anlatmaya devam edeceğiz…