Ülke genelinde olduğu gibi Trabzon’da da AK Parti ilçe kongreleri devam ediyor.
Ekim sonlarına doğru yapılacak Ortahisar ilçe kongresi ile birlikte süreç tamamlanmış olacak.
Bu arada partinin en önemli dinamikleri olan Gençlik ve Kadın Kolları Başkanlıklarında da yeni dönem heyecanı yaşanıyor.
Görevlerine devam eden de var değişim yaşananlarda.
AK Partinin Trabzon’da güçlü olmasında teşkilatlarda özveri ile görev yapan, büyük fedakarlık gösteren gençlerin ayrı bir yeri ve önemi var.
Ne kadar kıymetleri biliniyor ne kadar değer görüp-sahipleniyorlar bilemem.
İçlerinde çok temiz-ahlaklı ve onurlu siyaset yapan gençlerle tanışma fırsatım oldu.
Keşke siyasette önleri  hep açık olsa..
AK Parti Trabzon ilçe kongrelerinde gördüğüm kadar bir kopma-bir dağınıklık ve ayrışma yaşanmıyor.
Eldeki mevcut yapı korunuyor.
Başka partilere geçiş noktasında bir izlenip göremedim.
Fakat parti içinde özellikle geçmiş dönem siyasetçileri kırgınlıklarını-eleştirilerini ve tepkilerini en sert şekilde yapmaktan kaçmıyorlar.
AK Partiyi bugünlere taşıyanları ve davalarına sahip çıkanları es geçmemek gerek.

ORTAHİSAR’DA SEÇİM OLUR MU?

AK Parti’de gözlerin üzerinde olacağı kongre hiç kuşkusuz Ortahisar İlçe kongresi olacak.
25 Ekim’de gerçekleşecek kongre öncesi kulisler oldukça haraketli.
Adaylıklarını açıklayan isimler kendi çapında çalışmalarını sürdürüyor.
Şu ana kadar üç aday gözükse de seçime doğru adayların sayısının altıyı bulma ihtimali çok yüksek.
Bu kadar talebin olduğu AK Parti Ortahisar İlçe başkanlığı için seçim olacak mı ?
Delegenin önüne sandık gelir mi?
Yoksa tek bir isim üzerinde uzlaşmaya gidilecek?
Valla bana kalırsa parti içi demokrasiye güven duyup delegenin hür iradesine saygılı kalıp seçim olmalı.
Teşkilatlarda görev yapan partililerin buna  karar verme noktasında hakkı olduğunu düşünüyorum.
Siyaset kurumu eski güvenirliğini-saygınlığını ve itibarını kazanma noktasında parti içinde daha çok demokrasi ve adil yarışı zorlamalı.
Kazanmakta var kaybetmekte.
Seçimler partilileri daha çok kenetler aslında.

CAN YAKANIN CANIDA YANAR!

FETÖ sürecinde ‘Keser döner, sap döner’ süreci yaşanmaya devam ediyor.
Sırtlarını ABD’de dayayan FETÖ’cü hainler Ergenekon ve Balyoz gibi kumpasa davalarıyla bir vatanseverin hayatlarını karartı, ölüme sürükledi.
Kumpas çöktü.
Anlı-şanlı subayların hepsi beraat etti.
Bazısı kaçak bazısı hapiste olan FETÖ’cühakim ve savcılara ise davalar açıldı.
Yargıtay’da görülecek davalarda hepsi adaletin önünde hesap verecek.
Can yakmak nasıl olur anlayacaklar.
2013 yılında hapiste olan kahraman askerlerin hepsinin hesabı sorulacak.
Şimdi içeri girmesi sırası onlarda.
İnşallah b u süreci bende yaşarım.
2007 yılından beri bizzat dava ettiğim ve hala davalarımızın sürdüğü FETÖ’cü hainler Adem Yavuz Arslan ve Emre Uslu gibi satılmış hainlerin ceza almasıdır.
Biz şu an sap gibi kaldık ortada.
Hala davalarımız devam ediyor.
Kalemlerini örgüte satan ve bunu bilerek yapan ne kadar aşağılık yaratıkların çoğu ne yazık ki hala aramızda.
Düne kadar hesaplarına para yatan , FETÖ okullarını tanıtmak amaçlı yurt dışı gezilerine katılarak keyif yapan, sabah-akşam bu şerefsizlerin yemeklerini-pilavları yiyen ev-araba sahibi olan alçaklar hala aramızda gazeteciyim diye geçiniyor.
Salyaları hala akmaya devam ediyor.
Öyle sosyal medyadan twitleri silmekle, hesaplarınızı kapatmakla, vatan-bayrak edebiyatı yaparak milleti kandırmakla olmuyor bu işler.
Valla FETÖ’nün kucağına oturup nemalanma devri kapandığına en çok siz üzüldünüz sanırım.
Bugün değilse yarın Allah katında bunun hesabını vereceksiniz merak etmeyin.

AVRASYA’DA BİZİM YOMRA’DA BİZİM!

Avrasya Üniversitesi ile Yomra Belediyesi arasındaki  bir süreden beri devam eden arazi anlaşmazlığı sorun keşke uzlaşma ile sonuçlansaydı.
Keşke bu konu böylesine sosyal medya üzerinden farklı kutupların farklı anlayışların eline malzeme olarak verilmeseydi.
Çünkü inanın böyle zamanlarda herkes çakallaşır.
Ona gider sen haklısın der buna gelir sen haklısın der.
Ellerini ovuşturup bu kavgadan rant sağlayanlar bile vardır.
Zaman çok çirkinleşti.
Kimin ne olduğu belli değil..
Herşeyden önce Avrasya Üniversitesinin şehrimizin çok önemli bir marka değeri ve göz bebeği olduğunu unutmamak gerek.
Eğitim kurumları ve eğitim yatırımları herşeyden önce gelir gelmelidir.
Büyük sıkıntılar çekildi bu üniversitenin kuruluş aşamasında.
Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık kardeşimiz sabaha karşı yapılan yıkım ile ilgili  “İlçemiz Sancak Mahallesi sahil alanında bulunan, halkımıza ait olan ama halkımız tarafından kullanılamayan dolgu alanının büyük bir kısmını, duvarları yıkarak halkımıza açtık. Halkın kullanımına açtığımız alanı, milletimizin kullanacağı bahçe olarak düzenleyeceğiz” şeklinde bir açıklama yaptı.
O da kendine göre haklılığını ortaya koyuyor.
Bence bu mesele daha fazla uzamadan daha farklı noktalara taşınmadan çözümlenmeli.
Unutmayalım ki Avrasya Üniversitesi de bizim Yomra Belediyesi de bizim.