Muhtarların hayatın birçok dakikasında yer alan, demokrasinin ilk ve en saf haliyle tezahür ettiği kişiler olduğunu belirten Soylu, Türkiye'nin 2002 yılında 3 bin dolar olan kişi başına milli gelir seviyesini 11 bin dolara çıkardığını ancak bu noktalara kolay gelinmediğini vurguladı.

Ülkenin 2002 öncesinde gerek yüksek enflasyonla gerekse IMF niyet mektuplarıyla çok hırpalandığını ve yorulduğunu anlatan Soylu, "Bütün dünya ülkeleri bu meseleleri halletmişken Türkiye bir gecede yüzde bin 600'lere fırlayan faizleri gördü. Darbe ürünü anayasalarla, o anayasalar ve kurumlarının siyaseti tıkamasıyla bu ülke çok çekmiştir ve çok zaman kaybetmiştir." ifadelerini kullandı.

Soylu, Türkiye'de insanların sürekli politize edilmekten yorulduğuna dikkati çekti. Türkiye'nin, ekonomisinin sürekli darbeler ve koalisyon tehditleriyle yaralanmasından yorulduğunu söyleyen Soylu, şunları kaydetti:

 "Türkiye'deki herhangi bir esnaf, Avrupa'daki bir milletvekilinden daha fazla siyaset konuşmaktadır. Türkiye'de siyaseti darbelerle, sürekli krizlerle konuşan siyaset, 1960 ve 1982 anayasalarının ürünü olduğu için sürekli hırpalanmakta ve sürekli milletle arası açılmaktadır çünkü bu sistem sorun çözmeyen, bizatihi sorun üreten bir siyaset ortaya koymaktadır. Bu sebeple Türkiye bu sistemi değiştirmeli ve acilen 21'inci yüzyılın parametrelerine uygun, yeni, hızlı karar alabilen, tam demokratik, her türlü vesayeti reddeden bir hükümet modeline geçmelidir. Dünyada eğer bir tek ülke varsa demokrasiyi hak eden ülke hem de mücadele ederek, başvekilinin idam edilmesine rağmen siyasetle ayakta durabilen ve ülkesini darbelerin kıskacından kurtulduğu zaman dilimleri içerisinde büyütmek için çaba sarf eden bir ülke varsa o ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bulunduğu Türkiye'dir."
Editör: TE Bilisim