Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe maratonu Milli Savunma Bakanlığının bütçe görüşmeleri ile devam etti.  Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, komisyona beraberinde Bakan Yardımcıları Yunus Emre Karaosmanoğlu, Alpaslan Kavaklıoğlu, Şuay Alpay ve Muhsin DERE ve ilgili Bakanlık personeli ile katılarak Bakanlık faaliyetlerine ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Bakan Akar, sunumunda Türkiye’nin 2015 yılından itibaren teröre karşı yürüttüğü operasyonlar, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’la olan ilişkiler, Libya konusu, Türkiye’nin Azerbaycan’la olan ilişkileri, FETÖ ve S-400 konularında detaylı bir bilgilendirme yaptı.

DENİZ ÜSSÜNÜN GÜVENLİK PROTOKOLÜ İMZALANDI

Bakan Akar’ın sunumunun ardından söz alan AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora, Sürmene’de yapımına başlanan 9. Deniz Üssü’nün hem şehir hem de bölge için önemine vurgu yaptı.  Cora, “Deniz Kuvvetleri Komutanlığına üs yapılması için yer tahsisi yapıldı. Ulaştırma Bakanlığı ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı arasındaki güvenlik protokolü de imzalandı. Şimdi Deniz kuvvetleri komutanlığı üs için projesini hazırlayıp ödeneğini de çıkartıp inşasına başlayacak. Şu anda ikmal içinde büyük yakıt tankları konulmuş durumda. Deniz kuvvetleri komutanlığına ait gemiler zaman zaman gelip yanaşabiliyor durumdadır. 9. Deniz Üssünün Sürmene’de kurulmasından dolayı büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bakanımıza teşekkür ediyoruz. Bu iş aynı zamanda ülkemizin Karadeniz’deki enerji rezervlerinde korunması anlamında çok önemli bir lojistik görev üstlenecektir.” dedi.

SİVİL SİYASETİN HAKİMİYETİ İÇİN TARİHİ BİR ADIMDIR

Milli Savunma alanında atılan adımlara da dikkat çeken Milletvekili CORA, özellikle Genel Kurmay Başkanlığının Millî Savunma Bakanlığı’na bağlanmasının çok önemli ve tarihi bir adım olduğuna dikkat çekerek, sivil siyasetin hakimiyeti için atılan bu adımın çok değerli olduğunu vurguladı. Savunma Sanayinde millilik oranının %30’lardan %80’lere kadar çıktığının altını çizdi. “Bugün hem sahada hem masada haklı ve güçlü bir şekilde yer alabiliyorsak bu hem silahlı kuvvetlerin yerli ve milli düşünce hakimiyeti hem de savunma sanayindeki hamleler sayesinde olmuştur.” diyen CORA, sözlerine şu şekilde devam etti:  “Büyük ve güçlü bir Türkiye ancak güvenli bir Türkiye ile mümkündür. Güvenli bir ülkede huzur olur, barış olur, hukuk olur, demokrasi olur, üretim olur, istihdam olur, turizm olur, ihracat olur. Milli Geliri yükselir. Ekonomisi güçlü olur.”

DÜNYA ÇİÇEKLE BÖCEKLE İLGİLENİYOR DİYE Mİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ!

Milletvekili Cora, muhalefet partilerine, “Dünyada etkili ve yetkili ülkeler sanki çiçekle böcekle ilgileniyor. Biz ise savunma sanayisi ile ilgileniyoruz. Öyle mi düşünüyorsunuz?” şeklinde seslenerek, yaptıkları eleştirilere şu şekilde yanıt verdi: “Sanki Ülkemize yönelik hain planlar yok. Herkesin dostane bir yaklaşımı var. Bizim ise tehditkar söylemlerimiz var. Amerika’yı Irak’a biz mi yönlendirdik? Afganistan’a müdahalenin zemini nasıl oluştu? Rusya ne zamandır Suriye’dedir? Akdeniz de Sevilla haritasını kim hazırladı? Yunanistan’ı bu minvalde kim şımartıyor. Sınırlarımızın hemen yanı başında Dedeağaç’ta kimler, niçin üs kuruyorlar. Terör örgütlerine binlerce tır silah nasıl gönderildi? Terör örgütlerinin sırtını kimler sıvazlıyor? Soruyorum size; Karabağ toprakları ne zamandır işgal altındadır?

Hocalı katliamını kimler yaptı? Sahi Azerbaycan topraklarını en son kim saldırdı?

Siz Azerbaycan’ı sahipsiz mi sandınız! Libya’da darbeci odunuz. BM’nin tanıdığı meşru hükümete yapılan darbeye siz seyirci kalabilirsiniz ama biz kalamazdık.  Çünkü Libya demek Mavi Vatan’ın giriş kapısı demektir. Libya mutabakatı ile büyük bir oyunu bozduk. Demokrasi kazandı, Libya kazandı, Türkiye kazandı.”

BUNA MÜSAADE EDEMEZDİK

“15 Temmuz hain bir darbe hain bir işgal girişimidir. FETÖ’cüler bu hain işgal planının uygulayıcılarıydı. Amaç neydi? Bölgede yeni bir Syces-Picot anlaşmasını dayatmaktı. Amaç yönetim zafiyeti oluşturmak, sınırlarımızda zafiyeti oluşturmaktı. DAEŞ’i Türkiye’ye deplase etme girişimiydi. Ardından sözde PKK-DAEŞ tiyatrosu izletmek, sonra bölünmek, parçalanmak, kaos ve iç savaş… İşte böyle bir dönemde Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan cesur ve kararlı bir duruş sergiledi.

En zor zamanda, en ağır şartlarda sağımıza solumuza bakmadan acaba şu ne der, bu ne der diye düşünmeden Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytindalı Harekatı, Barış Pınarı Harekatı, Bahar Kalkanı Harekatını düzenledik. Terörün kökünü kazıdık. Problemi kaynağında çözdük. Sınırlarımızın güvenliği için bir süre daha Irak’ta Suriye’de kalmamız gerekiyor. Bu manada son tezkere çok önemlidir. Bu tezkereye HDP-CHP hayır dedi. Yani ‘terörle, terörün kaynağında mücadele etmeyin, teröristleri rahat bırakın.’ denildi. Kurusa bakmayın biz buna müsaade edemezdik.”

Editör: TE Bilisim