Trabzon'un Ortahisar İlçesi'nin Bostancı Mahallesi'nde yaşayan ve 11 Eylül’de dünya evine giren KTÜ Tıp Fakültesi'nde görev yapan B.K. ve Ü.K. isimli doktor çift, düğünde takılan altınlar nedeniyle tartıştığı iddia edildi. Bu tartışmayı öğrenen B.K.'nın Kastamonu'da yaşayan babası Kastamonu'nun Daday ilçesinden emekli astsubay B.B., eşi ve kızı ile birlikte Trabzon'a geldi. Gelin ve damadın evinde damadın ailesi ile tartışan B.B., damadı, damadın babasını, annesini ve kız kardeşini silahıyla vurdu. Olayda damat Ü.K, damadın babası Hasan Keleş, damadın annesi M.K. ve damadın kız kardeşi E.K.'yı yaralandı. Polis ekipleri tarafından gözaltına alınan emekli astsubayın ifadesinde, "Kızımla telefonda konuştuğumda canının sıkkın olduğunu anladım. Bende bir sorun olabileceğini düşünerek eşim ve kızım ile birlikte Kastamonu’dan Trabzon’a geldim. Kızımın evinde damadım ve ailesiyle konuşmamız bir anda tartışmaya dönüştü. Kızımın düğününde takılan altınların damadın ailesinin istediğini öğrendim. Bende onlara ‘altınlar bırakın kızımda kalsın’ dedim. Bir anda üzerime doğdu yürüdüler. O esnada silahımla ateş ettim. Kastamonu’dan kimseye zarar vermek için gelmedim" dediği öğrenildi.

BU DURUMU İSTEMEDİK

Damadın babası KTÜ’de öğretim görevlisi olan Profesör Dr. Hasan Keleş, olayın altınlarla alakalı çıkmadığını, evi gelinin üstüne yapılıp yapılmaması konusunda tartışmaların çıktığını ardından bazı isteklerin olduğunu bu isteklerin yapılmamasından dolayı kavganın büyüdüğünü belirtti. Keleş, "Biz bu durumda kalmak istemezdik. Ama bu adam adeta eşkıyalık yaptı" dedi. Keleş, "Bize düğünden önce sürekli 'kredi çekip şunu yapacaksınız, evi boyayacaksınız' gibisinden cümleler kurdular. Bende çocukların mutluluğu için elimden geleni yapacağımı söyledim. Zaten yaptım da. Düğüne bir gün kala gelip, 'Düğünde davul zurna çalacaksın. Ankara'dan misafirlerimiz geliyor, onları sen ağırlayacaksın, dediler. Düğünde ikramları beğenmeyerek ikramları fırlattı. Bizim yaptıklarımızı beğenmedi. Oğlumun HER ZAMAN YANLARINDAYIM

Oğlunun bu durumdan tedirgin olduğunu belirten Keleş, "Oğlum korktu. Baba sende gel annem de gelsin, dedi. Problemleri çözün dedi. Tamam oğlum, dedim. Dünürler, Trabzon'a gelirken ben gelinime; onları karşılayalım, dedim. Gelinim bana, 'Hayır gitmeyin, karvga çıkacak' dedi. Ben de 'biz bir şey yapmadık ki kavga çıksın' dedim. Gelin ısrar edince ben, "Tamam siz karar verin evliliğinize devam edecekseniz edin, ben arkanızdayım" dedim” ifadelerine yer verdi.

OĞLUMU ÖLDÜRECEKTİ

Keleş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sabah oğlumun evine gittim, "Güvensizliğinin sebebi ne kızım?' dedim. O da bana 'Ben size güvenmiyorum' dedi. Ben de o zaman düğünde oğlumu mutlu edesin diye takı takmıştım onları geri ver dedim. Ancak kız düğünde takılan altınları almış, sürekli çantasında taşıyor. Benden alacaklar endişesi ile onları yanında taşıyor. Altınlar hala onda. Daha sonra dünürler eve geldi. Bende onlara 'Bu işler bu aşamaya neden geldi?' dedim. Sen beni köpek gibi ayağına getirdin, dedi. Bende ona, 'Böyle bir şey yok. Ben de senin evine geldim; köpek gibi evine mi gelmiş oldum.' dedim. Bu muhabbetlerin ardından gelinin babası 'Haydi kalk gidelim' dedi. Bu sefer gelin, benim kızımın saçlarına yapışarak, 'Giderken senide bir döveyim' dedi. Biz de onları ayırdık. Bunlar dışarı çıktılar. Biz de dışarıyı görmedik. Tak tuk sesler çıktı. Meğerse o sırada adam silaha şarjör takmış. Benim oğlumun kalbine silahı doğrulttu. Ben silahın önüne atladım. Bu sırada silah ateşlendi Mermiler ayaklarımıza geldi. Silahı tekrar ateşleyince hamle yaptım. Ben olaya müdahil olunca silahı bana doğrulttu. O sırada kapı çaldı ve komşu geldi. Kapı çalınca kaçtılar."

Editör: TE Bilisim