Keleş, “Genel anlamda cinsel eğitim; çocukların ve ergenin bedensel, duygusal, sosyal, zihinsel ve cinsel gelişimlerini takip etmek, kız ve erkek rollerini kabul etmesine, kendi cinsinin özellikleri ve karşı cinsin özellikleri ile bir bütün içinde yaşamasına yardımcı olmak amacıyla verilen bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır, insanların toplumsal rollerinin incelenmesi yoluyla karşılıklı sevgi ve güven içinde sorumluluk bilinci geliştirmelerine yardımcı olmaktır. Ailenin cinsel eğitim konusunda gösterdiği duyarlılık çocukların cinsel gelişiminde olumlu etkiler yapmaktadır. Cinsel eğitim doğumdan başlayan ergenlik dönemini de içine alan uzunca bir süreçtir. Yaşam boyu da devam edebilir.” dedi.

“ÇOCUĞA KISA, NET CEVAPLAR VERİLMESİ UYGUNDUR”

Keleş, açıklamasında şunları kaydetti: “Gelişim dönemlerinde, çocuğun gördüğü, duyduğu şeyler çocukta merak uyandırabilir, soru sormaya, öğrenmeye teşvik edebilir. Bu durum sadece çocuğun merakını gidermekle kalmaz, yaşamı boyunca yönlendirici işlevi de vardır. Cinsel eğitim okul öncesinde, okul döneminde, ergenlik döneminde üç aşamada verilebilir. Çocukların cinsellikle ilgili soruları erotizmle, hazla ilgili değildir. Bu yüzden ebeveynler paniğe kapılmamalı, endişelenmemelidir. Çocuk etrafında olan bitene dair merak içerindedir ve buna yönelik sorular sorar.  Ebeveynler cinsellikle ilgili soruları yanıtlamakta çoğunlukla kaçınmaktadırlar, sorular onları öfkelendirebilmekte, yetersiz, bilgisiz olduklarını düşündürerek kaygılı hissettirebilmekte. Cinsellik hakkında konuşulmaması gerektiğini düşünmek en büyük yanılgılardan biri olmakla beraber kaçınma davranışına sebep olan etkenlerden biridir. Çocuğa kısa, net cevaplar verilmesi uygundur.Yetişkin birey bu cinsellikle ilgili konuşma yaparken içerik kadar üslubu beden dili de önemlidir, endişeli kaygılı, öfkeli bir üslupta anlatılan içerikler çocukta yanlış öğrenmeye sebep olabilir. Yetişkin bireyi modelleyen çocuk, yetişkinliğinde de aynı üslupla cinsellik hakkında konuşabilmesine sebep olabilir.

“BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE SORU CEVAPLANMALIDIR”

Yetişkinler kendi aralarında cinsellik hakkında konuşurken çocukların duruma dahil olması halinde konuyu kapatmaya, değiştirmeye yönelirler, ancak bu durum çocukta yine cinselliğin kaçınılması, konuşulmaması gerektiği, yanlış olduğu, gizli olduğu algısını yaratabilir. Bu yüzden konu çocukların anlayabileceği şekilde sürdürülebilir. Çocuk kime soru sorduysa bilinçli bir şekilde soru cevaplanmalıdır. Çocuğa çok detaylı bir anlatım yapmaya gerek yoktur ancak gelişim dönemine uygun tatmin edici kısa net anlaşılır cevabı vermek gerekir. Çocuğu bu şekilde bilinçli şekilde eğitmek için psikologlardan, çocuk gelişimi uzmanlardan destek alınabilir. Bu konuda önce yetişkin bireylerin doğru ve gerçek bilgiye erişmesi gerekir. Okul öncesi dönemde ebeveynlere doğru cinsel eğitimi verecek seminerler düzenlenmesi ailenin çocuğa doğru bilgiyi aktarmasında önemli rol oynayacağını düşünmekteyim, okul döneminde ve ergenlik döneminde bütün okullara cinsellik eğitimi programları uygulanması gerektiğini düşünmekteyim, yanlış, eksik, çarpıtılmış öğrenilen, kaçınılan, abartılan düşüncelerin, eylemlerin; taciz, tecavüz, şiddet ve çeşitli cinsel suçlar işlenmesinde önemli rol oynadığını görmekteyiz.”        

Aybike EMRAL

Editör: TE Bilisim