Sevgili dostlarım, İnsan hayatı acısıyla, tatlısıyla geçip gidiyor. Göz açıp kapanıncaya kadar.
Kah büyük bir sevincin yarattığı mutluluk rüzgarları dalgalandırıyor yüreğimizi..Kah gönlünüzde kopan fırtınalar sarsıyor bütün  benliğinizi..
 
İnsan yaşamının zor dönemleri vardır. Türlü mücadelelerden geçersiniz, bazen tökezler, bazen de düze çıkarsınız. Sevinçler, acılar kardeştirler hayatta.
Aslında her şeyin temelinde sevgi yatıyor. Sevginiz için üzülüyor, sevdiğiniz için seviliyorsunuz. Öyle ya ananızı, babanızı, evladınızı, mesleğinizi sevmeseniz, hayat sizin için bir şey ifade etmez se, ne başarısızlıktan, ne hastalıktan, ne ölümden ne de zulümden korkarsınız.
*
Ben, zincirlerimi kırıp değişebilen, eleştiriye açık olan, dahası kendimle dalga geçebilen birisiyim. 
Kendimi yargıç hassasiyeti ile yargılarım. 
Duygularımı, içimdekileri dökerim, paylaşırım sizlerle. 
Siz, bana hep arkadaşlık edersiniz, yönlendirirsiniz beni. 
Ben de sizden bir şey saklamam, yazılarımla hep paylaşırım. 
Dertleşirim…Bundan da büyük zevk alırım… 
Bana haksızlık edenleri şikâyet ederim size… 
Hata yaparım, ama hatada ısrar etmem, dönerim geri... 
Tüm insanları çok severim. .
*
Her şeyin en iyisini ben bilirim diyen insanlardan değilim. 
Bürokrasideki çok güçlü dönemlerimde, etrafımı saran, sanal dünya yaratarak, gerçek dostlarımı unutturan, dalkavuklardan nefret ederdim. 
Nereden geldiğimi, nereye gittiğimi hiç gizlemem.…Geçmişten ders alıp, geleceğe bakarım. . 
Trabzon’da Karadeniz gazetesinde çok güçlü dönemlerim oldu. Kovuldum Ankara’ya birkaç meslektaşım uğurladı.

Bunları unutmam
Sevgi pınarlarını yazabiliyorum 
Hilesiz, hurdasız, gerçek dostluğu ararım, giderim peşinden. 
Ben kavgayı, bir yaprağın üzerine yazarım, sonbahar geldiğinde dökülsün diye.… 
Öfkemi, bulutların üzerine yazarım, yağmur yağdığında yok olsun diye. 
Nefreti, buzlar üzerine yazarım, güneş doğduğunda erisin diye. 
Dostluğu, sevgiyi yeni doğmuş bebeklerin yüreğine kazırım, onlarla birlikte büyüsün ve tüm dünyaya yayılsın diye.. 
Sevgi gülü dikeniyle avuçlarım. 
Sıktıkça elim kanar, ama sorduklarında Zaten dikeni yoktur ki’ diyebilenlerdenim… 

*

Yazar-okuyucu ilişkisi, dünyanın en güzel ilişkisidir. Çünkü hemen hiçbirinin yüzünü görmemiş olsanız da, sizi yıllardır desteklemiş, gönülbağı kurmuş, onbinlerce, yüz binlerce insan söz konusudur: sevmiş veya kızmış, onaylamış veya söylenmiş, dinlemiş veya reddetmiş, ama yine de sizinle yakınlık kurmuş, akıl ve duygu yoluyla iletişim kurmuş bir kitle söz konusudur.
İyi ki varsınız.