Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesinde çalışanlar ile yapılacak olan toplu İş Sözleşmesinin müzakere süreci ile ilgili Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Trabzon Şube Başkanlığı tarafından basın açıklaması yapıldı.

Farabi Hastanesi önünde toplanan grup tarafından yapılan basın açıklamasında “Eğilmeyeceğiz, ezilmeyeceğiz. Haklı davamızdan vazgeçmeyeceğiz...” denildi.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

"Ülkemizin içerisinde bulunduğu sıkıntılı süreç devam ederken, bir taraftan COVİD 19 salgını, bir taraftan terör bir tarafta şehitlerimiz bir tarafta ekonomik sıkıntılar bir tarafta Yunanistan'ın tahrik edici eylemleri gündemde yerini korurken bu basın toplantısını yapmak zorunda kaldığımız için yapıyoruz.

Trabzon nüfusu, yüzölçümü bakımından küçük bir il olsa da etkinliği ve özgül ağırlığı bakımından siyasette ve bürokraside önde bir ilimizdir. Sorun varsa çözümde vardır. Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türkiye'de Cumhuriyet döneminde kurulan 4. Üniversite olmuştur. Kamu hizmetinde önemli görevler üslenmiştir. KTÜ'YE bağlı Farabi hastanesi ve diş hekimliği fakültesi Trabzon'da ileri hastanedir. Sağlıkta bayraktarlık yapmaktadır, amiral gemisi gibi önde gitmektedir.

Hasta yoğunluğu araç kuyruklarından bellidir. Otoparklarda yer yoktur. Hasta veya hasta yakınları yol kenarlarına araçlarını park ettikten sonra bir km civarında yürümektedir. Bu tablo bize her şeyin yolunda olması gerektiğini anlatmaktadır. Maalesef yürütmekte olduğumuz Toplu iş sözleşmesi müzakeresi sürecinde gördük ki her şey yolunda değildir. Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı taşımıyor. Çivi çıkmış, nal düşmüştür. Bu saydığımız işyerlerinde çalışanların işçisi, memuru, öğretim üyesi aynı marketten, aynı fırından alışveriş yapmaktadır. Çalışanlar arasında ekonomik ayrımcılık vardır. Aynı işi yapan, aynı okul mezunu iki kişiden biri 6000 lira civarında alırken, 2 Nisan 2018 tarihinde kadroya geçen Sendikamızın üyesi bekar bir işçi arkadaşımız Asgari ücrete mahkûm ediliyorsa işte burada bir sorun vardır. Bu işyerinde 20 Yıldan beri kesintisiz çalışan bir kişi asgari ücretle çalışıyorsa burada Adalet yok, iş barışı yok, yüzler gülmüyor ve mutsuzluk var demektir.

KTÜ FARABİ hastanesi ve diş hekimliği iş yerlerinde çalışan 1100 civarı işçimizi kapsayacak Toplu iş sözleşme müzakeremiz 90 günlük kanuni sürecini doldurmuştur. Toplu iş sözleşmesi müzakeresinde bize verilen teklif Asgari ücret x % 2 olmuştur. Bu teklif kabul edilebilirlikten uzak, onur kırıcı bir tekliftir. Sırf uzlaşı olsun diye konu, şehrimizde arabuluculuk yapabilecek milletin vekillerine, STK başkanlarına, Sayın İçişleri bakanımıza, bazı eski vekillere ve siyasilere bildirilmiştir. Bu çalışmalar sonrasında Sayın Rektörümüz başkanlığında yaptığımız toplantıda %2 oranının, %4 kamu çerçeve TİS, yılda 5+5 ikramiye, 10+10'a çıkarılmıştır. Sosyal hizmet zammı Her ay 150 lira olarak bize teklif edilmiş, verilen rakam brüt olup maaşlarda çok küçük bir yükselme yapmıştır. Bu teklifin iyileştirilmesi için diyalog yolundan devam ettik.

Farabi Hastanesi Başhekimi Sn. Celal TEKİNBAŞ ile konuştuk. Bir dokunuş yapmalarını kendisinden istedik. Başhekimimiz bu toplu iş sözleşmesinin burada imzalanmasını istemiş, konuyu görüşüp bizlere döneceğini söylemiştir. Konuyu rektör hocayla görüştükten sonra çağrı üzerine bir araya geldik. 5 gün ikramiye daha verebileceklerini, Bunun son nokta olduğunu beyan ettiler. Verilen rakamları üyelerimizle paylaştık. Sistem üzerinden oylama yaptık. Oylamanın sonucunda Yüksek hakem kuruluna gitmeden imzalanması çıkmıştır. Bizde 15 Şubat Saat 12.30 yapacağımız basın açıklamamızı Mutabakat sağlanıldığı üzere, iptal ettik.

Şifahi olarak konuşup anlaştığımız konuları yazıp imzalayalım dediğimizde komisyon üyeleri bu konuşulanlardan haberdar olmadıklarını, dolayısıyla imzalayamayacaklarını söylediler. Bizim gurur duyduğumuz, iftihar ettiğimiz KTÜ ne hallere düşmüş. Bugün konuşulan yarın unutuluyorsa vay halimize. KTÜ'ye ne yapmak lazım format mı atmak lazım. Bugün KTU burada tartışılıyorsa idarecilerin inisiyatif almamasındadır.

Biz sadaka istemiyoruz. trsanca yaşamak için hak ettiğimiz ücreti istiyoruz. Bu iş yerinde aynı işi yapan, ayni okulu bitiren, ayni yoğun bakımdaki mesai arkadaşımızın ücretini istiyoruz. Biz KTÜ rektörlüğünde çalışan işçi arkadaşın izin aldığı ücreti istiyoruz.

Biz ayrım istemiyoruz. Biz Düzce, Balıkesir, Yozgat, Harran, Ege, 9 Eylül, Gaziantep ve diğer üniversitelerin tip fakültelerinde yapılan top u iş sözleşmesinde işçiye verilen 60 günlük ikramiyeyi istiyoruz. Sos al hakları istiyoruz. Risk primini istiyoruz. Yevmiye de iyileştirme istiyoruz. Velhasıl biz eşit ise eşit ücret, Adalet istiyoruz. Biz para yok laflarını duymak istemiyoruz. Bize teklif edilen sadakayı, onur kırıcı teklifi kabul etmiyoruz.

Biz insanca yaşamak için yaptığımız işin karşılığını istiyoruz. Para yok veremiyoruz geçerliliğini kayıp etmistir. Laftır karın doyurmuyor. İdarecinin görevi idare etmek, sorunlara çare bulmaktır.

Komşusu açken tok yatan bizden değildir hadisini size hatırlatırım. Orta yaşlı bir kişi 2 bin civarında Cuma namazı kılmıştır ve Her cuma hoca hutbede "İnnallahe ye'muru bil adli vel ihsan..." ayetini okuyor "Allah, adil olmayı, iyil k yapmayı ve yakınlarınızda olanlara yardım etmeyi emreder. Umulur k bu uyarıdan öğüt alırsınız..." Amacımız sesimizi duyurup bu Toplu iş sözleşmesini imzalamaktır. Bizi duymuyor, bildiğinizi yapın diyorsunuz olabilir ama unutmayın Mahkeme kadıya mülk değildir. Sizler bu makamlardan gideceksiniz ama bu işçileri burada kamu hizmeti vermeye devam edecektir.

Eğilmeyeceğiz, ezilmeyeceğiz. Haklı davamızdan vazgeçmeyeceğiz..."

Editör: TE Bilisim