Aydın, mevcut binanın yeni binadan daha riskli olduğuna vurgu yaparak, "Trabzon'da yapılacak olan terminal binasına şartlı destek vermiştik. İlk desteğimiz ile şu anki desteğimiz arasında hiç bir fark yok. Öncelikle bölgenin mevcut haliyle terminal yapılmasını uygun bulmadığımızı söylemiştik. Yine aynı fikirdeyiz. Fakat bunu söylerken de, bölgede bir takım çalışmalar yapılarak, önlemler alınarak, terminal binası yapılabilir demiştik. Burada yapılacak çalışmada ki asıl amaç terminal binası yapmak değil tüm Değirmendere havzasındaki taşkın riskini azaltmak olmalıdır.  Mevcut terminal binası bölgenin en riskli binasıdır. Yeni yapılacak terminal binası kot olarak diğer binalardan daha yüksek olacağı için en az hasar olacak binadır" dedi.

RİSKİ TESPİT ETTİK VERİLERİ HAZIRLADIK

Bölgede taşkın riskinin mevcut olduğunu   ifade eden Aydın, "Geldiğimiz süreçte Değirmendere havzasında ki mevcut risklerin varlığı konusunda  diğer meslek odalarımızla aynı çizgideyiz. Ayrıştığımız nokta çözüm önerilerimizdir. İnşaat Muhendisleri Odası olarak mesleğimiz gereği ve bu şehrin sahipleri olarak görevimizi yerine getirdik. Oradaki riskleri tespit ettik ve ne gibi çalışma yapılabilir konusunda bir takım öneriler ortaya koyduk. Bu düşüncelerimizi yazarak, İMO Trabzon şubesi yönetim kurulu adına  Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Murat Zorluoğlu'na giderek, buradaki riskleri ve yapılması gerekenleri yazılı ve sözlü olarak ilettim" diye konuştu.

TÜM DEĞİRMENDERE TEHLİKEDE

Aydın, Sadece yeni yapılacak terminalin yeri değil Değirmendere'nin tümü ile tehlikede olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Süreçte Tarım ve Orman bakanlığı tüm Türkiye'de olduğu gibi bizim bölgemizde de çalışmalar yaptı. O çalışmalar bitti. Sonuç olarak Değirmendere Havzasında yapılması gerekenler ve mevcut riskler tek tek sıralanmıştır. Bilim adamları ve teknik insanlar görüşlerini bildirirken günümüzdeki bilim ve tekniğe uygun olarak bildirir. Yapılan çalışmada Q500 yani 500 yılda meydana gelebilecek en yüksek debiye göre hesaplama yapılması öngörülmüş. Bu yapılan hesaplamada Değirmendere Havzası çalışılmış ve sonuçları 2 boyutlu olarak ortaya koyulmuş. Yapılan bu çalışmaların sonucunda Değirmendere'nin tamamının sular altında kaldığı görülmektedir. Burada tehlikede olan yer sadece terminalin yapılacağı bölge değildir. Bütün Değirmendere  taşkın  tehlikesi altındadır. Tabi bu çalışmalar mevcut durum için yapılmıştır. Alınacak tedbirler sonrası için  bu risk analizi yeniden yapılmalıdır. 'Değirmendere Havzasında sel var terminal buraya yapılmamalı. Terminale gelecek insanların can güvenliği tehlikesi var' derken mevcut durumda burada yaşayan, burada çalışan binlerce insanın hayatı kıymetli değil midir? Buradaki yapılar değerli değil midir? Bunları maalesef hep göz ardı ettik. Kamuoyunda bir algı oluşturmaya çalışılıyor. Biz teknik insanlar  bu oyuna gelmeden daha objektif değerlendirmeler yaparak alınması gereken tedbirleri net bir şekilde ortaya koymalıyız. 

Meslek odası başkanlarımdan da şunu özellikle rica ediyorum. Değirmendere havzasındaki bu riski minimize etmek için bu alanı iskana kapatma dışında bir önerileri varsa açıklasınlar lütfen. Trabzon’da riskli olmayan alan çok azdır. Bu riskleri azaltmak mümkündür. Bu da çalışmakla, bilimin gereklerini yerine getirmekle, karşısındakine saygı göstermekle ve ortak akıldan geçmektedir. Derenin yatağı orasıymış, yok taşkın yatağı burasıymış tartışmasıyla bu sorunlar çözülmez. Riskli alanlar terk edilmeli mantığıyla hareket edersek Trabzon’da iskana açılacak alan bulunmaz. Yedi düvele karşı koyan Türk Milleti bir Değirmendere suyundan korkup yılacak değildir.  'Su akar Türk bakar' sözünün devri geçeli çok oldu. Türkiye çok değişti. Bunların önüne geçebilecek bilgi, teknik ve tecrübe Türk Mühendislerinde  vardır.  Dünyanın en azgın nehirlerinden biri olan Çoruh Nehrine gem vuran ve herkesin imrenerek baktığı dünyanın en yüksek barajlarından birini yapan Türk Mühendisleri çözüm üretmede sınır tanımaz.  Bu sorunun çözümü mümkündür. Ben bu meselenin çözümünün teknik açıdan bakıldığında büyütüldüğü kadar çok önemli bir teknik mesele olduğunu düşünmeyenlerdenim.  Yapılacak olan çalışmalarda Değirmendere Havzası bir bütün olarak düşünülmeli ve önlemler öyle alınmalı. Dar bir bölgede önlem alınırsa bunun önüne geçemeyiz. Doğu Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı dahilinde yapılan öneriler doğru olmakla birlikte yeterlilikleri uzmanlarca sorgulanmalıdır.  Önlemler alındıktan sonra risk minimuma indirilecektir. Büyükşehir Belediyesi, DSİ ve Karayolları koordineli çalışarak mevcut taşkın riskini azaltmalıdır. 

Değirmendere’de bulunan tüm binalar mevcut durumda risk altındadır. Yeni terminalin yapılmaması bu riski yok etmez.  Mevcut terminal binası bu bölgenin en riskli binasıdır. Yeni yapılacak terminal binası kot olarak diğer binalardan daha yüksek olacağı için olabilecek bir taşkın anında en az hasar alacak bina olacaktır.  Türk Mühendisleri bu bölgede olası bir taşkında oluşabilecek riskleri minimize edecek teknik bilgiye ve beceriye sahiptir.
Bahattin Baştürk
 

Editör: TE Bilisim