28.12.2017’de çıkan yayınlanan 696 sayılı KHK’nın toplamda 1 milyon 20 bin çalışanı ilgilendirdiğini kaydeden Şahin, “Taşeron işçilerin kadroya geçmesinden dolayı mutlu olduk fakat bu mutluluğumuza kurumlarda beraber çalışmış olduğumuz bazı arkadaşlarımızın kadroya alınmaması gölge düşürmüştür. Personel çalıştırılmasına dayalı olmayan ihale türünde çalışanlar (Hastane Bilgi İşlem Personelleri, diş protezi teknisyenleri, kiralık araç şoförleri, yemekhane çalışanları, radyoloji görüntülüme çalışanları, müşavirlik danışmanlık hizmeti çalışanları) Kitler, Muvazaa ve işe iade davası olup sonuçlanmamış olanlar, ihalesi aynı olup ödeneği farklı şekilde olduğu için yararlanamayanlar, milli eğitim çalışanları, kadro kapsamına dahil edilmediği yönünde açıklamalar yapılmıştır.
Bu arkadaşlarımızın da kadroya alınacak diğer personeller gibi mesaisinin tamamı kurumlarında geçirmekte, yıllık izinler kullanacağı zaman kurum yöneticilerinden onay almakta, kurum içinde ki çalışma düzeni tamamen kurum idaresinin kontrolünde olup isterse farklı bir birimde görevlendirilebilmektedir. Nöbet çizelgeleri, kurum yöneticileri tarafından belirlenmekte ve imzalanmaktadır. Bu sürecin hiç birinde taşeron firması aktif rol almamakta, kurum yöneticilerinin talimatlarını uygulamaktadır. Yeni ihale dönemlerinde alt işverenin değişmesi, durumunda personelin mevcut görevine devam edip etmeyeceği kurum yöneticilerinin inisiyatifindedir” dedi.
“Hizmet alımı kapsamında çalışmakta olup ihale dokümanlarında sayısı belirlenen, mesaisinin tamamını kurumunda geçiren bu arkadaşlarımız sırf ihale yönteminin farklı olması nedeniyle o kurum içerisinde yıllardır birlikte görev yaptığı çalışma arkadaşlarının kadroya alınacak olup kendilerinin alınmayacak olması o iş yerinde ki iş barışını bozacaktır” diyerek sözlerine devam eden Şahin, “Kadroya gelecek olan taşerona çalışan kardeşlerimizden imzalamaları istenen Feragatname ve sulh sözleşmeleri usul ve esaslara henüz yayımlandığından üst veya alt iş veren aleyhinde açılan davalarda geriye dönük tüm konular Kıdem tazminatı, izin, mesai, Toplu İş Sözleşmesinden doğan alacaklar vb konular netlik kazanmamıştır. Hükümet yetkililerimiz her ne kadar garanti verse de konunun hukuksal boyutu nedeni ile 1 milyon 20 bin çalışan kardeşimiz endişe taşımaktadır. İmzalayıp, imzalamamak konusunda tereddüt içerisindedir. Konun yasal zemine oturtulması, muvazaa davaları ve muvazaadan dolayı kazanılmış tazminatlar hariç diğer konuların işçi lehinde yazılı olarak garanti altına alınmasını talep ediyoruz” dedi.
Editör: TE Bilisim
