2021 yılının ülkemizde neredeyse tüm sektörler için oldukça zor geçen ve olumsuz sonuçlarla karşılaştığımız bir yıl olduğunu belirten Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarım sektörü de bu zorluk ve olumsuzluklardan etkilendi. Gerek 2020 yılında başlayan pandeminin devam etmesi, gerekse yurdun üçte ikisini önemli derecede etkileyen kuraklık, hem tarım ürünleri arzında daralmaya ve fiyatlarda istikrarsızlığa yol açtı. Hem de istihdamda ve sosyoekonomik yaşantıda bir dizi sıkıntıyı beraberinde getirdi. Diğer taraftan, 2021 yılında döviz kurundaki anormal artışlar, tarımsal girdi fiyatlarındaki küresel ve ülkesel dalgalanmalar sonucu sorunlarımız daha da arttı. 2021 yılında yaşadıklarımız tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğunu ve asla ihmal edilemeyecek bir sektör olduğunu bize somut delilleriyle gösterdi.”

DESTEKLER ÇOK YETERSİZKALIYOR

Tarımsal girdilerde yapılan zamlara karşın desteklerin yetersiz kaldığını belirten TZOB Genel Başkanı Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kuraklık ve her yıl yaşadığımız diğer afetler dikkate alındığında bu zamlarla birlikte 2022 yılı tarım sektöründe zorlu geçecek. Bu duruma hükümet seyirci kalamaz.Çiftçimiz zaten gübre ve mazottaki yüksek artışlar nedeniyle sonbahar ve kış ekimini yapamadı. Ekim yapanlar ise gübreyi yetersiz kullandı veya hiç kullanamadı. Yılbaşında yapılan bu yeni zamlar girdi maliyetlerini daha da artıracak, girdi kullanımını daha da azaltacaktır. Yeni elektrik fiyatlarıyla sulama da yapılamayacaktır. Sadece sulamadan dolayı çiftçimizin elektrik fiyatları 2 kat arttı. Bu maliyetleri karşılayamayan üreticilerimiz üretimden vazgeçecek, fiyatlar yükselecek, hem çiftçilerimiz hem tüketicilerimiz zarar görecek, gıdaya ulaşım da zorlaşacaktır. Zaten sıkıntı içinde olan hayvancılık sektörü, yem fiyatlarındaki artış, çiğ süt ve karkas fiyatlarının para etmemesi sonucu daha zor günler yaşayacaktır. Sektör yeni bir kriz ile karşı karşıyadır. Maliyetlerin aşırı artması karşısında girdi desteği çok yetersiz kaldı.Bitkisel ve hayvansal üretim yapan üreticilerimize moral verecek yeni destekleri acilen devreye sokmazsak, ülke olarak üretimi değil, ithalatı desteklemiş oluruz. 2022 yılı insanımız için zor bir yıl olur. Ülke olarak ağır faturalar öderiz. Sonra çok pişman oluruz, ancak ahlar vahlar para etmez.”

YETERSİZ GÜBRE KULLANIMININ ÜLKEMİZE FATURASI AĞIR OLU

Bayraktar, tarımsal girdinin önemli kalemleri olan gübre, mazot, tohum ve elektrik konusunda ise şöyle konuştu: “2022 yılında yetersiz gübre kullanımının ülkemize faturası ağır olur. Dövizdeki artış nedeniyle bazı tarım ilaçları fiyatlarında da yüzde 70’e varan oranlarda artışlar yaşandı. Geçen yıla göre süt yemi yüzde 97,1, besi yemi yüzde 96,5 oranında arttı.Aralık ayının 20’sinden sonra döviz kurunda görülen düşüşlere bağlı olarak pek çok gıda ürününde ve tarımsal girdi fiyatlarında beklenilen düşüş yaşanmadı. Bu durumda gübre fiyatlarında da kayda değer oranlarda indirim olmadı. Kimyasal gübreleri ucuza ithal ettikleri halde fiyatlarını daha pahalıya ithal eden firmalarla bir tutan ve bunun yanında haksız bir şekilde kâr marjlarını artıran ithalatçılar ve dağıtıcılar bulunuyor.  Gübre piyasasının istikrarsızlığından yaralanarak haksız kazanç elde eden bu firmaların ve dağıtıcıların, Ticaret Bakanlığınca denetlenerek piyasa fiyatlarının düzenlenmesi açısından gübre fiyatlarını maliyet ve onun üzerine adil bir kâr düzeyine getirmeleri sağlanmalıdır. Bu bağlamda gübre üreten ve ithal eden tüm sektörün dünya gübre fiyatlarının yüksekliği karşısında üreticilerin gübreye taleplerini haksız kazanca dönüştürme çabasına girmemeleri gerekiyor.

Üreticinin sırtından haksız gelir elde etmeye çalışmak, tarımsal üretime vurulacak en büyük darbelerden birisidir.

SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ

Tarımsal sulamada üreticilerimizin karşı karşıya kaldığı sorunların başında elektrik fiyatları geliyor. Özellikle fon, pay ve vergi dahil, 2020 yılı Aralık ayı itibarıyla 85,2 kuruştan elektrik alan üreticilerimiz 2021 yılı Aralık ayında yüzde 22,2’lik artışla 104,1 kuruştan elektrik kullanmak zorunda kaldı. Üreticilerimiz mesken abone grubuna göre yüzde 16,34 daha pahalı elektrik kullandı.  Diğer taraftan, 2021’de zaten çok pahalı olan elektrik fiyatları nedeniyle büyük maliyet artışlarını göğüslemek zorunda kalan üreticilerimiz indirim beklerken, 31 Aralık 2021 gece yarısı elektriğe gelen ve 01 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olan astronomik zamlar sonucunda yıkıldı.  2022 zammıyla tarımsal sulamada kullanılan elektrikte, tek zamanlı alçak gerilim fiyatında 2021’e göre yüzde 94,8 oranında fiyat artışı oldu.  2021 Aralık ayında, ‘KDV ve diğer kalemler’ hariç tek zamanlı alçak gerilim birim fiyatı kilovat saatte 86 kuruş iken, gelen zamla birlikte kilovat saatte 167 buçuk kuruşa yükseldi. Artan elektrik fiyatları üretimin sürdürülebilirliği için büyük bir tehdit unsuru haline geldi. Üreticilerimiz bu elektrik fiyatlarıyla üretim yapamaz hale geldi.
Üreticilerimizin verimli bir şekilde üretime devam edebilmeleri için elektrik fiyatları makul düzeye çekilmelidir. Çiftçimizi toprağa ısındırmalıyız, korkularını bertaraf etmeliyiz. Üretmek için değil, sadece rant için toprak alanların sayısı hızla artıyor. Bu durumu seyredemeyiz, görmezden gelemeyiz. Acil olarak çiftçilerimizin tarlasını satmasını önleyecek, üretimde kalmasını sağlayacak tedbirleri almalıyız. Taşıma suyla değirmen dönmez. İthalatla ülkeyi doyurma imkânı yoktur. Çok üzülürüz. Son pişmanlık fayda etmez.”

FİNANSMAN SIKINTILARI YAŞADI 

“Çiftçilerimizin 2021 yılında da finansman sıkıntıları yaşadı” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Son yıllarda afetlerin de etkisiyle çiftçilerimizin kredi borçları arttı. Çiftçilerimizin bir kısmı, başka bankalardan yüksek faizle aldığı kredilerle borcunu kapatmak zorunda kaldı.2021 yılında yaşanan afetlerden zarar gören üreticilerin düşük faizli kredi borçları ertelemesi 3 Ocak 2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı doğrultusunda yapıldı. Bu karar gereği afet yaşayan çiftçilerin borçlarına, kredinin 1 yıl süreyle ertelenmesi halinde yıllık yüzde 12,75, beş yıl taksitlendirme seçeneğinde ise yıllık yüzde 13,6 oranında faiz uygulandı. Uygulanan faizlerin yüksekliği ve çiftçinin kredi borcunun sadece zarar gören oran kadar ertelenmesi gibi nedenlerle bu karar yeterince fayda sağlayamadı.”

FINDIK ÜRETİMİNDE ARTIŞ YAŞANDI YÜZDE 2,9 ARTIŞLA

Bayraktar, 2021 yılında bitkisel üretimde yaşanan gelişmeleri de paylaştı: “Fındık ürününde bu yıl kuraklık nedeniyle hastalık ve zararlıların artması nedeniyle rekoltede azalma beklenirken TÜİK sonuçlarına göre yüzde 2,9 artışla üretim 665 bin tondan 684 bin tona ulaşmıştır.”

2022 YILI BEKLENTİLERİ 

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Bayraktar, 2022 yılı için Birliğin talep ve beklentilerini ise şöyle özetledi:  “Ülkemizde girdi fiyatları üreticilerin alım gücünün çok üstündedir. Girdi fiyatları makul seviyelere çekilmeli veya girdi destekleri üreticinin alım gücü göz önüne alınarak artırılmalıdır. Destek bütçesi, Tarım Kanunu’nda belirtildiği gibi Gayrisafi Milli Hasıla’nın en az yüzde 1’i oranında olmalıdır. Destekler ekimden önce açıklanmalı ve zamanında verilmelidir.Desteklerde adalet sağlanmalı, küçük aile işletmelerine öncelik verilmelidir. Organik tarım ve iyi tarım uygulamalarında destekler artırılmalı ve üreticilerin desteklerden her yıl faydalanması sağlanmalıdır. Gençleri tarımda tutabilmek için genç çiftçilere yönelik ek teşvik ve destekler getirilmelidir. Çeşitli nedenlerle Çiftçi Kayıt Sistemine dahil edilemeyen, ancak tarımsal üretim yapılan araziler de tarımsal desteklerden faydalanmalıdır.


Organik, organomineral ve toprak düzenleyicilerin kullanımı yaygınlaştırmak için desteklemeye devam edilmelidir. Zeytinyağı ve pamuk prim desteğine getirilen dekara verim sınırlaması kaldırılmalıdır.

Biyolojik ve biyoteknik mücadele desteği arttırılmalıdır. Ülkemizde zaman zaman arz talepte denge sorunu yaşanmaktadır. Özellikle patates, soğan, limon, portakal ve mandalina gibi ürünlerde üretim planlaması yapılmalı pazarlama sorunları en aza indirilmelidir.  Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçimizin düşük faizli kredi ihtiyacının tamamını karşılamalıdır. Bu amaçla tarımsal kredi kullanımı için verilen destek miktarı artırılmalıdır. Başta Ziraat Bankası olmak üzere tüm bankalar ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından uygulanan yüksek faiz oranları düşürülmelidir. Kredi maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla bankalar ve tarım kredi kooperatifleri masraf, komisyon, ipotek, hayat sigortası, tarım sigortası gibi çiftçinin masrafını artıran taleplerde bulunmamalıdır. Her ne kadar tarım sigortasında sigorta prim oranları bazı risklerde düşürülse de artan ürün fiyatları poliçe fiyatlarını artırmaktadır. Bu amaçla sigorta prim oranlarında indirim devam etmelidir. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne dahil olmayan çiftçiler de tarım sigortası yaptırabilmelidir. 

ÇAY KANUNU TASLAĞI BİR AN ÖNCE YASALAŞMALIDIR

2021 yılında toplam çay üretiminin yarıya yakını düşük fiyatla özel sektöre verilmiştir. Yıllardır çay alımı ve pazarlaması konusunda yeterince etkin bir politikanın uygulanamaması çayda sorunları artırmıştır. Bu sorunların çözümü için hazırlanan Çay Kanunu taslağı bir an önce yasalaşmalıdır.

İklim değişikliğinin etkisini azaltmak ve su gibi önemli bir metada sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla yeraltı barajlarının yapımına hız verilmeli ve sayıları artırılmalıdır.”

ÇİFTÇİLERİMİZ, ÜRETİMDEN KOPMUYOR

Bayraktar, son olarak açıklamasında şunları kaydetti: “Sonuç olarak; “Ülkemiz tarımının önemli sorunları olmakla birlikte çok da büyük bir potansiyeli bulunmaktadır. Çiftçilerimiz, bütün zor şartlara rağmen üretimden kopmuyor. Bu büyük bir şanstır. Çiftçilerimiz, çalışıyor, üretiyor ama yeterince para kazanamıyor. Çözülmesi gereken sorunlarımız var. Bu sorunlar çözülür ve yeterli destek verilirse çiftçilerimiz üretimden kopmaz ve 2022 yılında üretimde sıkıntı yaşamayız. Tüm halkımıza, çiftçilerimize doğal afetlerden uzak, bereketli, sorunsuz bir yıl temenni ediyorum.  Her alanda olduğu gibi tarımda da bilgiye ulaşmanın yolu eğitimden geçiyor. Tarımsal öğretimin 176’ncı yıl dönümünü kutluyor, çiftçilerimizi bilgiyle buluşturan Ziraat Mühendislerimize şükranlarımı sunuyorum.”
 

Editör: TE Bilisim