Üçüncüoğlu , “Ülkemizi üreten ve tasarlayan bir ülke konumuna taşımamız artık bir tercih değil zorunluluk haline geldi. Tıbbi cihazlardan gıdaya, savunma sanayinden tekstil sektörüne kadar tüm alanlarda çalışmalarımızı hızlandırmamız gerekiyor” dedi.

TTSO Meclis üyesi Üçüncüoğlu,”Ekonomi yönetimimiz son yıllarda özellikle dış ticaret açığına çözüm bulmak amacıyla stratejik alanlarda üretim altyapısına dinamizm getiren pek çok düzenlemeyi hayata geçirdi. Bu çalışmalarla birlikte üretim ve ihracat zincirinde daha fazla katma değer oluşturarak dışa bağımlılığın minimum seviyeye indirilmesini arzu ediyoruz. Özellikle pandemi sürecinde tedarik zincirindeki aksaklıklarla birlikte güçlü lojistik ve denizcilik işletmelerimize duyulan ihtiyaç bariz şekilde ortaya çıktı. Diğer taraftan imalatçı alt sektörlerimizi destekleyecek, ara malı ve hammadde üretimindeki eksikliklerimizi de hızla gidermemiz gerekiyor. Pandemi süreci Sayın Cumhurbaşkanımızın yerlileşme ve millileşme konusundaki hassasiyetinin önemini de bir kez daha ortaya koydu. Ülkemizi üreten ve tasarlayan bir ülke konumuna taşımamız artık bir tercih değil zorunluluk haline geldi. Tıbbi cihazlardan gıdaya, savunma sanayinden tekstil sektörüne kadar tüm alanlarda çalışmalarımızı hızlandırmamız gerekiyor. Türkiye’nin kendi kendine yetebilen bir ülke olması için eski alışkanlıklarımızı terk etmeli, ithalatımızı kısıtlayıp yerli ve milli üretime odaklanmalıyız. gerçekleştireceğimiz teknoloji atılımlarımız, üretim kabiliyetimiz ve nitelikli insan kaynağımızla Türkiyemizin ideallerinde en önemli aktör olmayı hedefleyen çalışmaları önceliğe almamız gerekiyor. Ülkemizin deniz, demir, kara ve hava yollarının tamamını kullanabilmesi, yabancı yatırımcılara düşük üretim maliyetleri sunabilmesi, üretim kalitesinin ve insan kaynağının üst düzeyde olması en büyük avantajımız. Diğer taraftan artan faiz, yüksek enflasyon ve istikrarsız kur, reel sektörümüzün ayaklarında adeta birer pranga. Bir an evvel bu prangalarımızdan kurtularak, 2021yılını risklere değil fırsatlara odaklanacağımız yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirmeliyiz. Demokrasi, ekonomi ve hukuk alanında başlatılan seferberliği de içinde bulunduğumuz koşullardan güçlenerek çıkmamız adına çok kritik ve değerli buluyoruz. Yatırımcımıza güven verecek bir reform programının hızla hayata geçirilmesiyle birlikte inşallah iş ve yatırım ortamı çok daha cazip hale gelecektir.” İfadelerini kullandı.

YÜKSEK FAİZ YATIRIMI ENGELLİYOR

Üçüncüoğlu, “Yüksek faizler ve çift haneli enflasyon reel sektörümüze ağır bir maliyet yükü getirdi. Firmalarımız 2020 yılında 500 milyar TL ilave kredi kullandı. Bu kredilerin anapara ve faiz ödemeleri başlıyor. Bununla birlikte faizlerdeki yüksek artışlar, üretimin ve yatırımın önündeki en büyük engellerdir. Özellikle döviz kurlarının hızla düşmesi, ihracat hedeflerimiz açısından da risk oluşturuyor. Fiyat istikrarının sağlanması adına döviz kurlarındaki artışlarda olduğu gibi düşüşlerde de ihracatçılarımızı koruyacak destek mekanizmalarının harekete geçirilmesi gerekiyor. Döviz kurlarının öngörülebilir bir yapıya kavuşturulmasıyla üreticilerimize bu dönemde hammadde alımı için uygun kredi imkanının sağlanması ve hammadede ek gümrük vergilerinin askıya alınması dış ticaretimizi destekleyecek unsurlardır.” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim