1990 ve 2000’li yıllar Türkiye’de faili meçhullerin yaşandığı yıllardır.

Devlet içinde kendi kurumlarının bile birbiri ile mücadele ettiği yıllar.

Ülkenin birçok değerini teröre kurban verdiğimiz yıllar.

Uğur Mumcu, Türkiye’nin en önemli araştırmacı gazetecisi idi.

Ankara’da evinin önünde bombalı saldırı ile katlediliyor.

Sevgili Okurlar,

Yapanlar ortada yok.

O yaptı, bu yaptı. Dinci yaptı.

Hem araştırma yaptığı dosya sulandırılıyor, hem de öldürülmesi ile ilgili dosya belli bir süre sonra kapanıyor.

Eşi Gülden hanım acıları ile milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde Meclis Başkan Vekilliği yaptı.

Uğur Mumcu gibi niceleri.

Bunlardan birisi de Gaffar Okkan.

Sakaryalı. Çok sevilen bir Emniyetçi.

Diyarbakır’a gönderilişi de ‘Git daha çıkışları durdur, terörü çöz’ talimatı ile idi.

Diyarbakır’ın çocukları dağa değil futbol sahalarına gitsin, çatışmalara değil fabriklara işe girsin.

O da bunu yaptı.

Diyarbakır’da hem asayişi sağlamaya çalıştı hem de gençlere güven, topluma huzur vermek için bir devletin sıcaklığını tüm vatandaşlara hissettirdi.

Bugün Diyarbakır’da Gaffar Okkan ismini taşıyan 2000 doğumlu onlarca genç var.

Devletin içine kurumlarına öyle bir örgüt işlemişti ki, bir ilin Emniyet Müdürü hem de 5 özel harekat koruması ile katledilebiliyordu.

Bu sütunda bir daha geri dönülmesin neden diyorum?

Bir siyasi söylem için mi? Değil.

Teröre zemin hazırlayacak, o tohumu yeniden edecek günler bir daha olmasın diye.

Rahmetli Trabzon Milletvekili Mustafa Cumur’un anlattıkları vardı.

Doğu’daki  Yatılı Bölge Okulları acilen kapanmalı derdi.

Öğrenciler alınıyor, Lise çağında teker, teker dağa gönderiliyor iddiası vardı.

Yıllarca seyredildi bu.

Sonunda o okullar tek, tek kapatıldı.

Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet İstihbarat Teşkilatı, Askeri İstihbarat Teşkilatı bir bütün olmaya başladı.

Ve İçişleri’nin başına uyumayan, Devleti için dağlarda yatan, çalışan, hatayı hatayı affeden ama hainliği affetmeyen Süleyman Soylu Bakan geldi.

İstanbul’da Berberler ve Kuaförler odasınn seçimlerinde söyledi.

‘Her yıl dağa binlerce genç terörist yapılmak için çıkıyordu, bunu sıfırlıyoruz’ dedi.

Diyarbakır annelerinden 34 aileyi evladı ile buluşturdu. Mağalardaki terörist sayısı sadece 150’ye indirildi.

Devletin bu birlikteliği bu takibi ve çalışması olmasa idi bizler yine her sabah terör haberleri ile uyanıyorduk.

Ben onun için bir daha geri dönülmesin diyorum!

Hem Uğur Mumcu’ya hem Gaffar Okkan’a Allah’tahn rahmet diliyorum.

Uğur Mumcu’ya bombayı koyan da,

Gaffar Okkan için tetiği çeken de aynı yerden beslenen ve yıllardır Türkiye cumhuriyeti devletinin zayıf düşürmeye çalışanlardır.

Onlar hala ayaktadır ve ilk fırsatta ortaya çıkacaklardır.

Onun için fırsat vermeyeceğiz.

Evet siyaseten gerginlik vardır ve sürecektir.

Ama bu sandıkla geçer.

Yeter ki araya nifak sokmayalım.