İlk yarının son maçı olması dolayısıyla psikolojik değeri olan bir maç. İlk yarı sonu dememe bakmayın devre arası, devre arası yok. 3 gün sonra yani hafta ortası, Çarşamba günü Başakşehir ile Süper Kupa finali, hafta sonu da yani pazar günü ligin en tempolu ekiplerinden biri olan Beşiktaş ile İkinci yarının ilk maçına çıkacağız.

Trabzonspor'un geçen yıl şampiyonluğunu çalmak için kurulan kirli tezgahın, düşmenin kaldırılmasının sonucu bu.

3 günde bir maç…

Oyuncular oynamaktan sıkıldı, yazarlar yazmaktan sıkıldı, izleyenler izlemekten sıkıldı ama ben oynamıyorum küstüm deme şansımız yok. Oyuncu oynayacak, bizler yazacağız, sizlerde izleyeceksiniz…

Gelelim analizimize;

Rakip son 4 maçta 14 gol yemiş, bu maçlardan sadece birini, 1 kişi eksik Hatayspor'u yenmeyi başarabilmiş, 19 maçta sadece 19 puan toplayabilmiş ligin en zayıf ekiplerinden biri. Kağıt üzerinde Trabzonspor'un rahat kazanması, hatta averajı düzeltmesi gereken bir maç.

Ama futbol kağıt üzerinde oynanmıyor. Yeşil zeminde terinin son damlasına kadar akıtan, sahaya aklını koyan taraf kazanıyor.

Gelelim maça;

Kart cezalısı Baker ve geçen hafta sakatlanan Ömür'ün eksikliğinde orta sahada mecburi rotasyon yaşanmış. Baker yerine Berat, Abdülkadir'in yerine de Flavio yeşil zemine çıktı.

Topu ve sahanın %70'ini Trabzonspor'a bırakan ev sahibi maç boyunca kendi ceza yayı önünde kümelendi. Tamamen gömülen ev sahibi kanatları da iki oyuncu ile işlevsiz hale getirince orta alandan topla ilerleyebilecek yegane oyuncuyu Abdülkadir'i gözlerimiz aramadı dersek yalan olur. Onun dışında Berat, yerine oynadığı Baker'ı aratmadı hatta bir tık daha iyi mücadele etti diyebilirim.

Dakikalar 36'yı gösterirken Ekuban ile Djaniny ikilisinin güzel ikili oyunu golü getirdi ve bu gol ilk yarının skorunu tayin etti.

Soyunma odasına 1-0 geride giden Gençlerbirliği'nin ikinci yarıya başlarken Stancu'yu sahaya attığını gördüğümde, ikinci yarının daha keyifli geçeceği düşünmüştüm. Rakibin golü düşünmesi haliyle Trabzonspor'un kaliteli ayaklarının alan bulmasına imkan sağlayacaktı. 10’uncu dakika dolmadan Nwakaeme'nin ortasında Ekuban şık golü "evet goller geliyor" dedirtti. Lakin neden bilinmez açılacak rakibe karşı goller buluruz diye beklerken anlamsız bir rehavet çöktü takıma. Hosseini, Kamil Ahmet gibi yedeklerin sahaya atılması ile rehavete bir de kalite eksikliği eklenince son dakikalarda maç neredeyse kaybedilecek duruma geldi.

Hoseini'nin ceza yayından rakibe asisti sonrası kazanılan penaltı ile Gençler skoru 2-1'e getirdi. Bir gol bulup "1 puanı kurtarabilir miyim acaba" diyen Gençlerbirliği oyuncularının motivasyonu ve  "aman gol yemeyelim" diye eli ayağına dolaşan Trabzonsporlu oyuncuların kötü oyunu karşısında bizler son 10;dakika televizyon karşısında öldük öldük dirildik desem yeridir.

Ne diyelim, Buna da şükür..