Yarışacak araçlar sıralandığında kimsenin aklına 61 kapı numaralı Bordo Mavi aracın ipi göğüsleyeceği gelmiyordu. Çünkü onunla yan yana dizilen ondan daha gösterişli birçok araba vardı. Siyah beyaz, sarı kırmızı, sarı lacivert, rengarenk  birçok araba.. 

Üç ışık yanıp start verildiğinde agresif bir çıkışta yapmamıştı üstelik. Sakin sakin ön grubun içinde fazla göze batmayan bir seyir izliyordu. Her turda hızını biraz artırmayı ihmal etmiyordu ama. Yavaşça ısıtılan bir suda can veren kurbağa deneyinde olduğu gibi rakipleri farkın kapanmayacak derecede açıldığını fark ettiğinde iş işten geçmişti artık. Mesafe yarışın liderinin hayal meyal seçilebileceği kadar açılmıştı. Bu saatten sonra Bordo Mavi arabayı yakalamak durdurmak için duadan başka çare kalmamış gibiydi.Yine de son düzlük öncesi bir viraj vardı. Bir umut orada yavaşlatılabilir ve yarışa ufakta olsa bir heyecan katılabilirdi.

İşte o son viraj Beşiktaş maçı.

Rakip Beşiktaş bu maça özel bir anlam atfetmiş, ölüm kalım maçı gözüyle bakıyordu. İdmanları taraftara açmış, binlerce taraftar da takımını yalnız bırakmamıştı. Yeni bir hoca, yeni bir başlangıç parolası ile geldiler Trabzon’a.

Beklentiler ile doğru orantılı maçın başında baskılı, coşkulu bir Beşiktaş gördük sahada. İlk 15 dakikada Trabzonspor bir pozisyon bile üretemezken misafir ekip 4 ciddi gol pozisyonu üretti. 15nci dakikadan yeni çıkıyorduk ki Djaniny kaçırmanın atmaktan zor olduğu pozisyonda topu ıska geçerek zoru başardı.

Bu pozisyon sonrası oyun dengelendi ve ara sıra karşılıklı pozisyonlara girilen, iki tarafında sert ve temaslı oynadığı tipik orta saha  mücadelesine büründü. Bu sürede İki tarafta nadir pozisyonlara girse de skorbordu değiştirmeye nail olamadılar ve golsüz soyunma odasının yolunu tuttular..

İkinci yarı da ilk yarıdan farklı başlamadı. Genel olarak karşılıklı ataklardan bahsedebileceğimiz  ama Beşiktaş'ın daha etkili olduğu dakikalar izledik. 10 dakika daha yeni doluyordu ki Cornelius harika bir gole imza attı ve takımınk soluklandırdı, skorbordu değiştirdi. Golden sonra oyundan düşmek bir yana etkisini artıran bir Beşiktaş gördük. Oyunun mutlak hakimi olan  misafir ekip önce penaltıyı direğe nişanlasa da sonrasında Rosier ile skora dengeyi getirmeyi başardı.

Dakikalar ilerledikçe gerilen sinirler Beşiktaş'ı eksik bırakınca oyunun kontrolü Fırtına' nın eline geçti.

Son dakikalarda nefeslerimizi tuttuğumuz maçta başka gol olmayınca kötünün iyisi bir skorla beraberlikle stattan ayrıldık.

Son virajda devrilmedik biraz zaman kaybettik diyebiliriz  hepsi bu..

Tebrikler çocuklar