Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, TBMM Genel Kurulu’nda devam eden bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, “Zamların yağmur gibi yağdığı, vatandaşın alım gücünün yok denecek kadar azaldığı, iktidarın yönetme yetisini kaybettiği bu zor günlerde 2022 yılı bütçesini konuşuyoruz. Bütçedeki kalemlere ve karşısındaki rakamlara bakınca, bu bütçenin dertlere çare olmaktan çok uzak bir bütçe olduğunu görüyoruz.” dedi. 

“Lambaya püf de!” yazılı pankartla kürsüye çıkan Kaya, konuşmasında “yoksulluğa, yolsuzluğa, yasaklara, ranta, talana ve yalana, israfa son vermek için, yandaşa, beşli çeteye, kibre ve saray saltanatına son vermek için, bu bozuk düzene, bu zulüm düzenine son vermek için, güneşli ve güzel günler için lambaya püf de!” diyerek, Barış Manço’nun sevilen şarkısını kürsüden dinletti. Bu sırada oturumu yöneten AKP’li Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç’in mikrofonu kapatarak Kaya’nın konuşmasının son kısmını kestiği görüldü.

“YATIRIMA 132 MİLYAR, FAİZE 240 MİLYAR BÜTÇE”

CHP’li Kaya, bütçede yatırıma ayrılan paranın 132 milyar lirayken, faiz ödemeleri için ayrılan paranın 240 milyar lira yani eski parayla 240 katrilyon olduğuna dikkat çekerek, “Yatırım için ayrılan paranın iki katına yakın bir para faiz ödemeleri için ayrılmış. Nasıl olacak arkadaşlar, nasıl olacak? Bu bütçeyle, bu kafayla, bu rakamlarla yoksulluğu, işsizliği ve geçim derdini nasıl bitireceğiz?” diye sordu.

CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya konuşmasında şunları söyledi:

“IMF’YE BORCU BİTİRDİK DİYORLAR, FAİZ LOBİLERİNDEN ALDIKLARINI SÖYLEMİYORLAR.”

AKP'ye oy veren insanlarımızın büyük çoğunluğu borçlar nedeniyle sadece bu yıl 240 milyar lira faiz ödemek zorunda kaldığımızı eminim ki bilmiyordur çünkü bu iktidar onlara "IMF'ye olan borcu bitirdik." dedi, "Borcumuz yok." dedi ama Londra'daki faiz lobilerinden çok yüksek faizle borç aldıklarını söylemedi. Acı ama gerçek şu ki değerli arkadaşlar: Paramızı pul eden, kaynaklarımızı çarçur eden, ekonomimizi batıran bu iktidar yüzünden, bu iktidarın kötü yönetimi ve liyakatsiz kadroları yüzünden ülkemiz çok borçlandırıldı, borç ve faiz sarmalının içine atıldı.”

“AKP, CUMHURİYET TARİHİMİZİN EN BÜYÜK FAİZCİSİDİR”

“Şimdi, bu borcu çevirebilmek ve sıcak para bulabilmek için son kalan ülke kaynaklarımızı da yabancılara pazarlamaya çalışıyorlar, Körfez ülkelerinden medet umuyorlar. Yabancı bir gazeteci bir toplantıda ülkemizin Dışişleri Bakanına "Buraya para için mi geldiniz?" diye sorabiliyor. Utanmıyor muyuz bundan değerli arkadaşlar? Bu onurlu milleti, bu büyük milleti bu duruma düşürmekten utanmıyor muyuz? Tüm bunlar ortadayken çıkmışlar bir de "Faize karşıyız." diyorlar, "Faize karşı savaş açtık." diyorlar. Yalan arkadaşlar, hepsi yalan, rakamlar ortada; bu iktidar cumhuriyet tarihimizin en büyük faizcisidir.”

“SATILMADIK HİÇBİR ŞEYİMİZ KALMADI”

“Satılmadık hiçbir şeyimiz kalmadı. Geçen yılki bütçe konuşmamda satılan mallarımızın 15 metrelik listesini burada açmış, AKP iktidarına "mirasyedi" demiştim, "hayırsız evlat demiştim" az bile demişim çünkü siz gerçekten de bu toprakların gördüğü en hayırsız iktidarsınız, en büyük mirasyedilersiniz. Bu iktidar döneminde kutsal din duyguları kullanılarak ülkemiz resmen soyulmuştur. "Her fabrika bir kaledir" anlayışıyla yapılan fabrikalarımız yok pahasına satılmıştır. AKP döneminde satılan mallar cumhuriyet tarihimiz boyunca satılanlardan kat ve kat fazladır, yapılan yolsuzluklar cumhuriyet tarihimiz boyunca yapılan tüm yolsuzluklardan çok daha fazladır.”

“AKP’NİN YÖNETİMİ ÇOBAN-AĞA HİKAYESİNE DÖNDÜ”

“Anadolu'da çok bilinen bir ağa ile çoban hikâyesi vardır: Ağanın birinin 100 koyunu varmış, bu koyunları bir çobana vermiş. Bir zaman sonra ağa, çobanın yanına gitmiş "Ya, bizim koyunlar ne oldu?" demiş. Tabii, ağanın kafasında şöyle bir şey var: "Ben 100 koyun verdim, bu koyunlar en az 200 olmuştur, bazıları ikiz doğurmuştur, koyunlarımın sayısı epey artmıştır." Ağa bu umutlarla çobanın yanına gitmiş, çobanı kulübesinin önünde yemek yerken bulmuş, selam vermiş, biraz sohbetten sonra koyunların durumunu sormuş çobana; çoban büyük rahatlık içinde "Sorma beyim, yağmur yağdı, gök çatladı, 72'sinin ödü patladı; önden gitti baş toklu, arkasından 5 toklu; 10'unu verdim kasaba, 10'unu da katma hesaba, kurt kaptı birini, birinin de getirdim derisini." demiş. Adam da orada yemek sofrasında bulunan yoğurt çömleğini aldığı gibi bunun kafasına dökmüş. Saçı başı, yüzü yoğurda bulanıp bembeyaz çoban son derece sakin şekilde ellerini göğe doğru açarak "Sana şükürler olsun Rabb'im, yüzümün akıyla koyunların hesabını verdim." demiş. Bu hikâyede anlatılanlarla iktidarın yaptıklarının bir farkı yoktur. Devleti bu anlayışla, babalarının çiftliği gibi yönetmiyorlar mı? Memleketi ve milleti mahvetmişler ama sorsan, her işten yüzlerinin akıyla çıkıyorlar. 

“ALLAH İLE ALDATMALARINIZDAN BIKTIK”

“Hatırlayın "128 milyar nerede?" diye sormuştuk bunlara; 1'e 10 katmış, çobanın anlattığı hikâyeye benzer hikâyeler anlatmışlardı. Gerçekten bıktık; hamaset dolu söylemlerinizden bıktık, yalanlarınızdan bıktık, zamlarınızdan bıktık, haksızlıklarınızdan bıktık, Allah'la aldatmalarınızdan bıktık; kısacası sizden de kötü yönetiminizden de bıktık usandık.”

“YOKSULLUĞA, YOLSUZLUĞA, YASAKLARA SON VERMEK İÇİN LAMBAYA PÜF DE!”

“O yüzden diyoruz ki Türkiye'm, yoksulluğa, yolsuzluğa, yasaklara, ranta, talana ve yalana, israfa son vermek için, yandaşa, beşli çeteye, kibre ve saray saltanatına son vermek için, bu bozuk düzene, bu zulüm düzenine son vermek için, güneşli ve güzel günler için lambaya püf de!”