Rahmetli Süleyman Demirel’e sormuşlar
“Sayın Genel Başkanım neden o milletvekilini partimize aldın. Hem size hem partimize sövüp duruyordu.”
Süleyman Demirel cevap vermiş;
“Oradayken bize bağırıp küfrediyordu. Şimdi bizim kapıya bağladık, karşı tarafa havlıyor, iyi değil mi?” demiş.
Baba bu lafları ve gaflarıyla Türk siyasi tarihine bir dönem damgasını vuran devlet adamı. Mekânı cennet olsun.
Tabi biz siyasetçi değiliz.
Dilimiz de o kadar sivri değil.
Hakaretimiz hiç olmaz. Her ne kadar ifade ve düşünce özgürlüğü dense de adına, bizim üslubumuz değildir, yakışmaz da.
Kanunlarımız da esnektir nereye çekersen o tarafa gider.
Mesela birine “Sen geri zekâlı mısın” deseniz suç işlemiş olursunuz.
Ama aynı kişiye “Senin geri zekâlı olduğunu düşünüyorum” deseniz suç teşkil etmiyor, çünkü düşünce özgürlüğüne giriyor.
Türk Ceza Kanunu’nun 26, 27, 141, 142 ve163 ile 301maddelerinin çeşitli bentlerinde düşünce ve ifade özgürlüğüyle ilgili kanun açıktır.
Zaten konumuz o değil.
Siyasette karşı beri tartışması ve atışması.
Malum Türkiye 2023 ve 2024 yıllarında iki büyük seçim geçirecek.
Biri genel diğeri yerel seçimlerolacak.
2023 Cumhurbaşkanlığı, 2024 belediye seçimleri.
Ama şimdiden hepimiz 2023 seçimlerine odaklandık.
AK Parti ve MHP bir tarafta ki BBP’deyi de eklemek mümkün.Cumhur İttifakı.
Millet ittifakını oluşturan 6’lı masa bir tarafta.
CHP, İYİ Parti, SP, DP, Deva ve Gelecek partileri.
Bir de gizli ortakları var.
Yani bir tarafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan diğer tarafta adı belli olmasa da ya 6 liderden biri veya başka bir isim.
Erdoğan ringde köşesinde ama karşı köşede rakibi henüz yok.
Kılıçdaroğlu’nun bu işin peşini bırakmayacağını da hepimizin malumu.
Bu 6’lı masanın iki partinin genel başkanı AK Parti’den ayrılıp yeni parti kuran siyasetçilerdir.
Deva Partisi’li Ali BabacandiğeriGelecek Partisi’li Ahmet Davutoğlu.
Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’insöylemi üzerinden benzetme yapmayacağım ama karşı tarafa geçenlere birkaç sözüm olacak.
Oradan konuşmak kolay tabi.
Dilin kemiği yok.
Salla gitsin.
Soruyorum;
Ali Babacan’ı tanıyanınız var mıydı?
AK Parti’ye geçmeden önce adını hiç duymamıştım, sizde duymamışsınızdır.
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan bu ülkede uzun yıllar Dışişleri Bakanlığı, Devlet bakanlığı görevlerinde bulunmamış mı?
Aynı Babacan bu ülkenin AB’ninBaş müzakerecisi olarak görev yapmadı mı?
Ali Babacan, Başbakan yardımcılığı, Türkiye’nin IMF kredileriyle desteklenen reform programlarındaki görevi üstlenmedi mi?
Ne zaman tanımışız. AK Parti’de görev aldığı zaman.
Peki, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu tanıyanınız var mıydı?
Yok,
Üniversitede hoca.
Boğaziçi Üniversitesinden mezun,Malezya üniversitede doçent, Beykent üniversitesinde de profesör olan bir akademisyen.
Adı sanı var mıydı?
Yok,
Öğrencilerinden başka kimse de tanımazdı kendisini.
AK Parti’nin kurulmasında görev almış. Dışişleri bakanlığı göreviyle öne çıkıp, daha sonra da başbakanlık yapan siyaset ve devlet adamı.
O da karşıya geçmiş oradan atıyor.
Babacan gibi Davutoğlu da birer parti kurup hükümetin yönetimine talip olmuşlar.
Biz olmasaydık öyle olurdu da böyle olurdu da gibi pek de ciddiye alınmayacak ifadelerle seçmeni etkilemeye çalışıyorlar.
Peki, size sormazlar mı?
Siz iktidarda değil miydiniz, Başbakan, Başbakan yardımcısı değil miydiniz? Ekonominin patronu siz değil miydiniz?
Cevabınız, vardık ama yetkimiz yoktu, yaptırmadılar ise o zaman orada neden 20 yıl kaldınız diye sorarlar.
AK Parti’den kovulana kadar neden orada kaldınız.
Bütün dünyada yaşanan ekonomik krizin sanki sadece Türkiye’de yaşanıyormuş gibi gösterip siyaset yaparsanız bu millet size güler, hiç de inandırıcılığınız kalmaz.
Bir saygınlığınız var yitirmeyin bence.
Vallaya ben bilmem,bir vatandaş olarak sandığa gittim zaman bütün bu soruların cevabını arayacağım.
Yazımın başında dedim ya, AK Parti’nin içinde kalmış olsalardı yani başka görevler verilmiş olsaydı karşıya geçip beriye sallamayacaktınız.
Demirel’in yaptığını Erdoğan yapmadı.
Bu seçmen her şeyi görüp yaşıyor, ne yapacağını da çok iyi biliyor.
