Bu Ali Koç, FB Başkanlığına seçildiği ilk zamanlar, eski başkanları Aziz Yıldırım’ın aksine ılımlı, uyumlu, gerginlikten uzak tavırlarıyla taraflı ve tarafsız tüm futbolseverlerin beğenisini kazanmıştı.

Lakin geçen zaman içerisinde, sahadaki sonuçların istedikleri gibi gitmemesinin de katkısıyla Aziz Yıldırım’ı bile aratacak bir kimliğe bürünmekte geç kalmadı.

Her kötü sonuca bir bahane bulup herkesi suçlayan demeçleriyle ortamı gerip yaptığı algı operasyonları dışında, 4-5 takımın oynadığı mahalle maçlarındaki birinciliklerini bile Türkiye Şampiyonluğu olarak saydırmak girişimiyle de şaşkınlık yarattı.

Ancak, önceki gün İstanbul Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Sahası’nda oynanan ve kendisinin de izlediği Fenerbahçe-Trabzonspor U19 maçında göndere tahammüllere aykırı olarak Trabzonspor bayrağının çekilmemesine seyirci kalması bence bütün bunların ötesinde yadırganacak çok vahim bir olaydır.

Bu ne kindir, bu nasıl anlayıştır, bu nasıl mantıktır?

Trabzonspor’un bayrağını asmamak ne demektir?

Hani sözüm ona mahkemeden aklanıp, paklanmıştınız ya!

Belli ki, sizler de inanmıyorsunuz buna…

Ve o bayrağı her gördüğünüzde aklınıza gelenler dengenizi bozuyor!

O zaman size kötü haber…

Trabzonspor ne 2010-11 şampiyonu olduğunu söylememekten vazgeçecek, ne de taraftarı bunu unutacak.

Nesiller boyu dilden dile en güçlü sesiyle haykırmaya devam edecek…

2010-11 şampiyonu Trabzonspor’dur…”

 “KESİNLEŞMİŞ BİR ŞİKE VARDIR”

Zaten son Trabzonspor Divan Kurulu toplantısında başkan Ahmet Ağaoğlu ile Divan başkanı Ali Sürmen gerekeni açık, seçik söylemişler;

Ahmet AĞAOĞLU: “Ülkede bazı insanların anlamakta zorlandığı halen anlamak istemediği bir şey var. Sportif ceza farklıdır, mahkemelerin verdiği ceza farklıdır. Sert girersiniz maçta rakibin ayağını kırarsınız 3-5 maç ceza alırsınız bu sportif cezadır. Sokakta birinin ayağını kırarsınız belki 3-5 yıl ceza alırsınız. 2010-2011 yılında sportif suç işlenmiştir. Cezası da UEFA tarafından verilmiştir. Halen merak ediyorlarsa UEFA’nın 2017'de yayınladıkları bültene baksınlar. Hala bulamıyorsalar bende var, ben kendilerine veririm. Bu konuda Trabzonspor'un tartışacak bir şeyi yoktur. Kesinleşmiş bir şike vardır. Cezası UEFA tarafından verilmiştir, CAS tarafından onaylanmıştır, İsviçre Federal mahkemesi tarafından onaylanmıştır.”

Ali SÜRMEN: Şike operasyonunu yürütenlerle karar verenler FETÖ'den yargılanıyormuş. FETÖ’cü yargıçların kürsüde oturup verdikleri kararlar ne olacak? Bu gerekçe ile herkes kendi davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar taşır. “Benim hakkımda soruşturma yapan hâkim ve savcı FETÖ’cü çıktı. Bana verdiğiniz 25 yıl cezayı kaldırın.”

Ne olacak o zaman?

O duruşma salonlarında inkâr edilen tapeler sesli olarak dinletildiği zaman orda oturan tutuklu yakınlarının nasıl güldüğünü ben unutmuyorum orada avukat olarak yer alıyordum!

Demek ki neymiş…

Katili yakalayan polis FETÖ’cü çıktı diye cinayet yok sayılamazmış…

Yani eski başkanlardan Sadri Şener’in dediği gibi ‘Sizinle hesaplaşmamız ömür boyu sürecek…’

Öyle bayrak asmamakla, Bordo-Maviyi görmemekle huzura eremezsiniz…

Çünkü bazı hatalar uçaktan paraşütsüz atlamak gibidir ve geri dönüşü yoktur…

Bu konuyu bitirmeden şunu da yazalım.

Bayraklarının göndere asılmamasını gurur meselesi yapan Trabzonsporlu gençler, Fenerbahçe bayrağının altındaki skor tabelasına kazdılar cevaplarını.

Fenerbahçe 0-Trabzonspor 3

Al sana bayrak!

‘YAKTIN BİZİ UĞURCAN’

Hani zaman zaman seslendirilir ya,

‘Trabzonspor bu ülkenin zencisidir’

‘Türkiye’de futbol Trabzonspor’a karşı oynanan bir oyundur’

EURO 2020’de 3-0 kaybettiğimiz İtalya-Türkiye maçından sonra yazılanları, yapılan yorumları gördükten sonra ben de inandım artık bu sözlere…

Neymiş;

Milli takımı Trabzonsporlu Uğurcan yakmış…

Niyeymiş;

Geriden oyun kuramamış!

Ya bunları söyleyenler ergen taraftarlar olsa normaldir diyeceğim…

Lakin isimlerinin yanında ‘Gazeteci’ yazıp elinde kalem olanlar…

‘Sunucu, yorumcu’ etiketleriyle ağzında mikrofon bulunanlar yazıyor, söylüyor bunları...

Ey gidi fanatiklikten gözleri bağlanmış futbol özürlü, futbol ulemaları!

La, senin takımın adam gibi iki yan pas bile yapamamış.

Aldığı her topu kaybetmiş.

Bir şut çekmemiş…

Tek bir pozisyona girmemiş…

Neredeyse santrayı bile geçememiş…

Üstelik tam 88 kez kalecisine geri pası yapmış…

Ama maçı Uğurcan geriden oyun kuramadığı için kaybetmiş..

Yani bir şunu demediler…

‘Uğurcan ileri çıkıp niye gol atamadı?”

Onlar öyle diyor ama işini hakkını vererek yapan Mehmet Demirkol bakın ne diyor:

“Gökdeniz Karadeniz’i Milli Takım’da oynatmadılar ama Fenerbahçeli Marco Aurelio’yu Türk yapıp milli takımda oynattılar.

Uğurcan’ın yerine Altay oynamalı denmesi bir şey değil…

Bu mantık yakında Yusuf Yazıcı’nın yerinde Pelkas oynamalı da der.

Çünkü o potansiyelleri var…

Gerçekten var…”

Ki biz bunların ağababalarını da biliriz.

9 sırt numaralı formasıyla stoper oynayan Cengiz için ‘Trabzonspor santraforu’ diye yorum yapan, forma numaraları 99’a yükselince apışıp kalan ‘Ya hocam şu dizilişi yazar mısın? Ben 77 numaralı oyuncunun nerede oynadığını anlayamadım’ diyenine kadar Avni Aker basın tribünü şahidimizdir…

TİKİ-TAKA SONUÇ VERMEDİ!

Euro 2020’deki ilk maçında önceki akşam İsveç ile karşılaşan İspanya maç boyunca 852 isabetli pas yapıp topla yüzde 75 oynama oranına sahip olarak istatistik rekorları kırdı ama bu sonuç vermedi ve 0-0 beraberlikle sonuçlanan maçı kazanamadı.

Demek ki neymiş?

Topu 3 direk arasından geçireceksin.

Yoksa sabaha kadar pas yap, yüzde 90 topa sahip ol…

Hikâye...

Çünkü kazanmak için gol atacaksın...

Gol atmak için de topu üç direk arasından geçireceksin…

İşte bu yüzden en değerli oyuncular golcüler.

Bu yüzden en çok parayı da onlar alıyor…

Çünkü atamazsan gol alamazsın yol…

Ve de Trabzonspor taraftarı da şimdi bekliyor…

İyi bir golcü…

SİZE NE BAŞKASININ HAMSİK’İNDEN?

Trabzonspor Marek Hamsik’i aldı ya…

Birileri bu işe kafayı çok fana taktı.

Özellikle de Fenerbahçe’nin bazı  taraftarları…

Sosyal medyada yaptıkları yorumlarla Trabzonspor’un bu transferini eleştiriyorlar.

Efendim, ‘Bu yaştaki bir futbolcuya bu kadar para verilir miymiş?’

Hadi biz eleştirebiliriz de, size ne oluyor ya..

Siz bırakın Hamsik’i de, 10 milyon Euro’nun üzerinde para sayıp ‘Bizi mesut edecek’ diye aldığınız Mesut’tan bahsedin…

Hem size ne…

Başkasının Hamsik’inden?