Efe Kağan Öztürk..
13 yaşında.
Küçükken her çocuk gibi atlayıp zıplayan, arkadaşları ile oynayan, mutlu olan bir evladımız.
Küçük yaşlarda gen bozukluğu hastalığına yakalandı.
Ama o hayata küsmedi.
Annesi ve babası ona mücadele etmeyi öğretti.
Efe'nin sağlığına kavuşması için de ne gerekiyorsa yaptılar. Yapmaya da devam ediyorlar.


Okumayı çok seven zeki, yaşamda hayalleri olan Efe, fanatik Trabzonspor sevdalısı. Efe'nin TS eski futbolcusu Yusuf Yazıcı, eski kaptan kaleci Onur ve Burak Yılmaz ile görüşmeler sağlandı, fotoğrafları çekildi. Trabzonspor şampiyonluğu kaybedince iki gün üzüntüsünden yemek yemedi. Dün akşam Türkiye Kupası’nı Trabzonspor'un kazanması Efe'nin üzüntüsünü biraz olsun hafifletmesine hafifletti ama onun aklı fikri kaçan şampiyonlukta. Hele de TFF'nin ligler bittikten sonra Başakşehir'in şampiyonluğunu tescil etmesinden sonra küme düşmenin kaldırılmasına ise büyük tepki verdi. Bu gençlerimiz var oldukça Trabzon ve Trabzonspor'un sırtı yere gelmez. Helal olsun Efe ve Efe gibi yiğit çocuklarımıza..


Sağlam bir çocuk iken gen hastalığına yakalandı ama hiç pes etmedi. Hem hastalığı ile savaştı hem de çok sevdiği Bordo-Mavi takımının maçlarını kaçırmadı. Babası iş insanı Coşkun Öztürk çocuklarının üzerine titriyor.
Bir tek baba değil.
Öztürk ailesinin tüm fertleri Efe için seferber oldu.
Geçenlerde amcası Muhammed Öztürk'le Efe'nin fizik tedavi çalışması yaptığı yere gittim. Genç Efe'nin bu hastalığı yeneceğini gözlerinin ışıltısından gördüm. Bu ışık beni öyle bir etkiledi ki çünkü azmin zaferi buna denir işte kendi kendime içimden söyledim. Aynı düşünce ve duygularımı babası ile paylaştım. Gerçekten Efe bu şekilde devam ederse bu hastalığı yeneceğine yürekten inanıyorum.

Efe'nin hastalığından sonra babasının iyileşmesi için büyük çabası oldu. Oğlu için Erzurum'dan getirdiği bioenerji uzmanı Ahmet Taner Özkan gözetiminde Konaklar Mevkii’nde bir apartman dairesi Efe için özel dizayn edildi. Hijyen çok önemli olduğu mini fizik tedavi yerinde haftanın 4 günü 4 saat egzersiz yaparak çalışıyor. Bu çalışmaların sonucu yavaş yavaş alınıyor.
Bioenerji uzmanı Ahmet Taner Özkan aynı zamanda spor camiasının masörü olan kendi yetenekleriyle alternatif tıpta kendini yetiştiren bir isim. Gen bozukluğu hastalığından dolayı yürümede zorluk çeken Efe Kağan'a bioenerji alarak hem fiziki hem adalelerine masaj yaparak güçlendiriyor. Tıbbı anlamda tedavisinin yanında alternatif tıp desteği alan Efe Kağan bioenerji uzmanı Özkan'ın katkıları ile iki ayda önemli mesafe aldı.

Özkan, Efe Kağan ile öyle güzel diyalog kurmuş ki, bu genç kardeşimizle abi kardeşten çok baba evlat ilişkisini yaşıyorlar. Efe Kağan büyük bir azimle çalışmalarını sürdürüyor. İki ay süren egzersiz hareketleri nihayetinde meyvesini vermeye başladı.
Efe Kağan eskisinden daha iyi adımlar atmayı başardı. Babası iş insanı, 13 yaşındaki oğlu Efe Kağan için üzerine düşen görev ne ise yaptı.
Yapmaya da devam ediyor.
Mükemmel bir baba aynı zamanda mükemmel bir eş olan iş insanı Coşkun Öztürk; “Yeter ki oğlum yürüsün koşsun, okuluna gitsin arkadaşları ile oynasın yüzü hep gülsün, ben her türlü fedakarlığı yaparım” dedi.


 
 ALTYAPIDA YATIP KALKMAK
 
Ülke futbolunun geleceği altyapılardır. Pandemi salgını nedeniyle ekonomik kriz geçiren dünyada futbol sektörü oldukça etkilenecek. Bu etkilenmeye bizim ülkemizde dahil olacak. Profesyonel kulüpler eskisi gibi oyuncu transferi yapamayacak, har vurup harman savuramayacak. Tek geçim şartı alt yapı olacak. Bu nedenle kulüpler altyapı teknik adamlarını ve yöneticilerini çok iyi seçmeli.
Kısaca altyapı hocaları ve yöneticileri orada yatıp kalkacaklar. Alt yapı disiplinli olursa başarı bu şekilde gelir. 2000’li yıllarda Başkan Özkan Sümer’in yönetimimde alt yapıda görev yapan iş insanı Murat Gürdoğan da bunlardan biriydi. Altyapı hastasıydı. Görev yaptığı dönemde gününün büyük bölümünü alt yapıda geçirirdi. Gürdoğan, Trabzonspor alt yapısından A takıma o yıllarda çıkan kaleci Tolga, Tayfun, Ali Şen, Ramazan ve Feridun gibi genç futbolculara profesyonel imza attıran isimdi. Trabzonspor yönetimine böyle çalışkan isimler girmeli..
 

 
FAŞ TEMEL KAYIKLARI KARIŞTIRDI
 
Cumartesi günü Trabzonspor Divan Kurulu üye belgemizi almak için Trabzonspor Kadir Özcan Altyapı Eğitim Tesisleri’ne gittik. Divan Kurulu belgelerimizi törenle aldıktan sonra İlhan Hardaloğlu, Ayhan Pala ile Faroz'a gelip Faroz Yalıspor Kulübü önünde mola vererek çayımızı içtik.
Kimler yoktu ki Kartal İlyas (Baba) Obuz Erol, Maruk, Sakal Mustafa, Faş Temel, Osman Çiğeroğlu, bir ara Kamışağa Orhan geldi kayboldu. Faş Temel ile Sakal Mustafa balıkçılık anılarını anlatarak gülmekden kırıldık. Faş Temel yedek kayık kaptanlığı yaparken, ağ saran kayığın peşinden gidiyormuş taa Sinop’a kadar giderler. Molayı Sinop limanında verirler.
Faş Temel ile Sakal Mustafa akşamları çakır keyif olmaya giderler. Hafif de olsa çakır keyif olurlar. Sonra kayığa dönerler. Peş peşe dizilnen kayıkları tek tek atlarlar bir kayıkta dururlar. Bakarlar ki Faş Temel'in Trabzon'dan Sinop'a kadar geldiği kayık değil. Yanlış kayığa bindiklerini anlayan Sakal Mustafa, Faş bu kayık senin geldiği kayık değil çıkalım buradan deyip apar topar kayıktan kaçarlar. Bu gibi anılar Faş Temel ile Sakal arasında sürüp gitti.
Faroz Yalıspor Kulübü’nden ayrılıp Trabzon'un tecrübeli kaptanlarından Ergun Reis ve eşi eski muhtar Filiz ablaya misafir olduk. Denize sıfır yerde oturduk. Hoş beş ederken Ergun Reis gençlik yıllarında meydandaki sinemada nasıl kavga ettiklerini kalabalık gruptan birini nasıl dövüp sinemadan kaçtığını ve uzun sokakta yakalanıp nasıl dayak yediği olayı anlattı. Güzel bir Cumartesi gününü Faroz’da geçirdik. Birlik, beraberlik, dostluk, vefa, mertlik ararsan Faroz'da bulursun.
 
 DOĞUŞTAN YETENEKLİ SANATCI AMCA
 
Trabzon’un tarihi mahallesi İncirlik’in insanlarında İdris Hardaloğlu. ''Namı değer amca'' lakaplı Hardaoğlu, İncirlik ve Faroz arasında gününü geçirir. Baba mesleği olan balıkçılık yapar. Faroz’da damı ve kayığı vardır. Hava şartlarına göre denize açılır. Nafakasını alır. Çevresi ile sohbetler eder. Anılarını anlatır. Herkes amcayı ağzı açık dinler.
Amca Faroz Limanında kayığı ile ilgilenirken yanına yunus balığı gelir. Onla oynamaya başlar. Amca eliyle yunus balığını seviyor. Hem de balıkla besliyor. Yunus balığı amcadan kaçmıyor. Amca Yunus balığı ile nasıl arkadaş olduğunu şöyle anlattı; ''Borbon'a ağ kurduk. Ağları kaldırmaya gittiğimde birden kayığın etrafında Yunus balığının dolandığını gördüm. Amca denizlerde kayıklar yüzünden uzun zamandır rahat özgür dolaşamıyorduk. Covid 19'den dolayı denizlerin hakimi biz olduk. İstediğimiz gibi yüzdük.
Özgürlüğümüzü çıkardık. Atlatık açlığımızı giderdik. Seni gördüm halını hatrını sorayım” dedim. Bu şekilde konuşmayla Faroz Limanı’nın içine kadar benle geldi. Liman'da bir iki gün kaldıktan sonra tekrar açık denizlere doğru yol aldı. Yunus balığı ile arkadaşlığımız bu şekilde oldu.
Tabi, “Amca’nın günü boş ise kafasıda hafif çakır olursa değmeyin amcanın keyfine. Ya kendi veya arkadaşlarının damında saatlerce Türk Sanat Müziği söyler. İstek olursa her telden söylemeye devam eder. Amca’yı sanat müziği kesmezse ve kendisinden yabancı şarkı isteyenleri de kırmayarak, “Hangi devletten olsun” diye de sorar. Bunun üzerine İtalyanca ve İspanyolca şarkıları söylemeye başlar. Amca Türk Sanat Müziği dışında yabancı müzik konusunda doğuştan yeteneklidir!
 

 
NEREYE KOYDUN KAMETİ!
 
Trabzon Merkez İncirlik Mahallesi’nin bıçkın delikanlılarından kara lakaplı Göksel, karar alır ve namaz kılmaya başlar. Sabah ezanı okunmadan önce İncirlik camisine gider. Hoca ezani bitirir. Kara camiye gelen cemaatle saf tutarak yerini alır. Hoca, cemaatin namaza başlamadan önce kara Göksel’e namazın başladığını bildiren kamet yapmasını ister. Göksel, kametin ne olduğunu bilmez başlar kameti aramaya. Hoca tekrar Göksel’e döner kamet yap diye ikaz eder. Kara Göksel, dayanamaz hocam kamet diyorsun ama arıyorum bulamıyorum nereye koydun kameti der!