Önümüzde ki hafta pazar günü itibariyle yani 28.02.2021 tarihiyle emekliliğimi hak etmiş olacağım. Mesleğe başladığım otuz yıllık zaman diliminden sonra artık emekliliğimi hak etmiş olacağım. Artık hür Generalim...

ülkemizde emeklilik hak edilmesi yirmi beş yıl meslekte dolacak ve yaş gelmesi gerekiyor. Eskiden sadece yirmi beş yıl çalışan emekli olurdu şimdi ise yaşında dolması lazım gelmekte.

Bu zaman diliminde eğitimin her kademesinde görev aldım. Görevimi hakkıyla yerine getirmeye çalıştım. Bunca zaman diliminde ne badireler atlattım. Kimi zaman baskıyla karşılaştım kimi zaman da hakarete maruz kaldım. Ama kimseye küsmeden görevimi yapmaya çalıştım.

İlk mesleğe Trabzon'un güzel ilçesi Araklı'nın Değirmencik köyünde başladım. Daha sonra doğu vazifesi için Artvin'in Murgul ilçesine tayinim çıktı. Burada doğu vazifesini bitirdikten sonra yeniden güzel şehrim Trabzon'a tayinim çıktı.  Trabzon'a tayinim çıktıktan sonra şimdiye kadar yıllarca değişik okullarda görev yaptım. Bugün itibariyle İMKB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olarak çalışmaktayım.

Dünyaya yeniden gelmek yok. Fakat yine böyle bir imkan olsa acizane ben yine Öğretmenlik yapmak isterim. Öğretmenlik mesleği insanı zengin etmez çift maaş olmadıkça. Fakat bu mesleğin en güzel tarafı bu meslek mensupları karşısında ki insanı kıskanmayan tek meslektir. Bizler öğrencilerimizin okusun bir yere gelsinler diye çırpınırız. Bakınız başımdan geçen bir anımı anlatayım ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Artvin Murgul Ortaokul mezunu bir öğrencimi aradan geçen yirmi seneden sonra sokakta karşılaştığımda ne kadar memnun olduğumu anlatamam.   Bu otuz yıllık zaman diliminde yüzlerce Öğretmen , yüzlerce Doktor ve hukukçu yetişti öğrencilerim arasından.

Yukarıda da yazdım baskılara maruz kaldığımı. Bu ülkede milli olmak ve kalabilmek bazı yöneticiler tarafından kaldırılamıyor. Ondan olacak milli insanlara karşı olmadık baskılar yapılmakta bazı yöneticilerimiz tarafından . Bakın bir iki anımı anlatayım muratım daha iyi anlaşılacaktır. Lisenin birinde görev yaptım sıralarda açık olarak  idarenin baskısına maruz kalmıştım. Baskılardan bayılmıştım o günlerde. Devamla başka bir okul idarecisi  kalemini çıkartarak eskiden olan sevk kağıdımı imzalamayacağını ve hastaneye gidemeyeceğimi söyleyerek bana mobbing uygulaması bu idarecilerden ne boyutlarda sıkıntı çektiğime örnekler arasındadır. Fakat ben yine de hepsine hakkımı helal ediyorum. Hakkım helal olsun.

Bu meslekte içimde uhte kalan bir yönü sizlerle paylaşmak isterim. Bu eğitim sistemiyle çocuklarımızla milli manevi bir adım alabilmemiz mümkün değil. Bu düşüncemi birkaç kere yöneticilerimizle makalemde paylaşmaya çalıştım. Eğitimde millileşmemiz lazım gelmektedir. Okullarımızda dedelerimizden ninelerimizden gelen eğitim modeliyle yani mektepler medreseler ile çağdaş eğitim modeli Finlandiya ve Japonya gibi eğitim yöntemlerini harmanlayarak çocuklarımıza yeni bir milli sistem uygulamamız olmazlar arasındadır. Aksi durumda korkum odur ki ileride çocuklarımız elimizden kayıp gidecektir.

Allah nasip ederse yaklaşık bir beş yıl daha çalışırım. Oğlum üniversiteyi kazanırsa onun okulunu bitirmesini bekleyip ondan sonra nasip olurda yaşarsam çekip ayrılırım. Ama nasip olurda devletim beni yükseltirse o zaman  yine Öğretmenlik yaparak yeni görevimi yapmaya devam ederim. Çünkü Peygamberim hem bir devlet adamı hem de bir eğitimcidir.  Eğer nasip olmazsa elim ayağım tuttuğu halde emekliye ayrılıp vaizlik ve gazetecilik görevime devam ederek köşeme çekilirim.

Elhamdülillah ala külli hal...