Ev sahiplerini hain, fırsatçı ilan etmeden önce bunları bir düşünün istedik.

Bir yıl önce benzinin litresi altı TL idi, şimdi 23 .”Ben benzine altıTL’den alacağım “ deme şansımız var mi?

Ya da çocuğunuzun okuduğu özel okula. Veya bir yıl önce aldığınız; aklınıza gelecek her şeye..

Ben bir yıl önceki fiyattan alacağım” diyebilir mısınız?Siz,deseniz,isteseniz bile karşı taraf bunu yapar mi? Ebetteki hayır..

Bir yıl önce inşaat demirin kilosu 7 iken, bugün 18. Hazır beton 150 iken, bugün 850 TL. Elektriğe… Doğalgaza… İğneden ipliğe..Her şeye; en az yüzde 100, bazılarına yüzde 300 zam  yapılırken..

Ev sahipleri yüzde 20 Tefe-Tüfe’ den zam yapacaklarmış. Veya kiracılar, aynı oranda zam yapıp, kirada oturacaklar. Sonrada ev sahipleri hain ve fırsatçı ilanedilecekler. Yok böyle bir yağma…

Genelde ev sahipleri suçlanır, kiracılar korunur. Fırsatçılık yapan, acımasız davranan mülk sahipleri ebetteki vardır. Daire sahiplerinin yüzde 90’ı, kendi evleri için mağdur durumdalar inanın!
Bütün birikimini verip, ev alacaksın. Çocuğunun okul veya banka borcunu ödemek için evini kiraya vereceksin. Kiracı gelecek eve yerleşecek. Ondan sonra babasının malıymış gibi saltanatını sürecek.

 Kira vermeyecek. Sözleşmeye uymayacak. “Çıkmıyorum “diyecek. Canı isteyince çıkacak, istemese çıkmayacak.
Ve ev sahibi olarak hiçbir şey yapamayacaksınız. “Dava açarsın” diyenleri duyar gibiyim. Türkiye’de dava açmak, sonuçlandırmak ne kadar sürer?
Kişisel görünse de genel bir yaradır “Ev sahibi-Kiracı” ilişkileri… Ankara-Bahçeli- Emek 8.Cadde üzerinde bulunan, kattaki bir dairemi, üçyıl önce, Cemile Tekerlek’ekiraya verdik.
Kamu görevlisi” diyerek ne bir depozito, teminat, senet ve  tahliye taahhütnamesini almadık.. Hayatın olağan akışına aykırı olarak,kolaylıklar sağladık.

Şu anda ödediği aylık kira ise 1.850 TL ki, aynı bölgedeki emsal dairelerin fiyatları beş bin TL oldu. Ankara’nın en güzel semtinde oturmak için kendi evini kiraya vermiş ayrıca.
Haziran 2021’de sözleşmesi doldu. “Çıkınız ben taşınacağım.Hukukçu kızım oturacak” dedik.
Çıkmadı, devreye dostlarımızı soktu. Bin bir rica etti. Bir yıllık, son kez yeni bir sözleşme yaptık. Kararsız tutumları nedeniyle, ilk iki sözleşmede almadığımız,”Tahliye taahhütnamesi” ni kendi isteği ile şahitler huzurunda imzaladı.

Ayrıca yapılan yeni kontratın içinde “Kontrat bitim tarihinde hiçbir yazılı ve sözlü ihtara gerek kalmaksızın, evi, ev sahibine teslim eder” maddesi de konularak imza altına alındı.
Kiracı hanımefendi, 2022 Mayıs ayı sonuna kadar kontratı olmasına rağmen, Ekim ayının başında arayıp 15 Ekim’ e kadar çıkacağını beyan etti. Bu beyanı hem sözlü, hem de yazılı olarak telefon kayıtlarında mevcuttur.
Hatta sözleşmeden kaynaklanan, erken çıkacağı süreler için kira almamamızı rica etti… Biz de “Kiracı her zaman çıkabilir” anlayışı ile böyle bir talebimiz olmayacağını söyledik.

Ve sonra kararını değiştirerek “çıkmıyorum” diyerek, kararını bir telefon mesajı ile bildirmiş..
Madem biz ev sahipleri kendi evimiz için söz sahibi olamayacak, lazım olduğunda kullanamayacağız. Tasarruf edemeyeceğiz. Tapuyu da kiracılara verelim, babalarının çiftliği gibi kullanmaya devam etsinler.
Avukatımız Hasan Oymak, hem tahliye, hem maddi ve manevi tazminatlar için hukuk süreci başlatmış. Biri altı ay önce, biri yeni olmak üzere iki adet ihtar çekmiş.

1 Haziran’da da icra işlemini başlatacak.
Şimdi başta yargıçlar olmak üzere herkes (Kiracı-Ev sahibi) ellerini vicdanlarına koysunlar. Kim haklı, kim haksız?

Ev sahipleri hain mi