Sevgili okurlar geçen haftadan beri yerel medyaya düşen haberlerde Fener maçının sonucuna göre hoca konusunda bir değişikliğe gidilebileceği konuşuldu.
Öyle ki hocanın adı da açıklanarak üzerinde tartışma bile yapıldı.
Bir rivayete göre yönetim bu isim üzerinde ikiye bölünmüş bile.
Gerçi yönetim bu konuda henüz bir karar vermiş değil.
Belki de herhangi bir karar alma ihtiyacı görmeyebilirler ve iler ki maçlara bakacağız deyip devam da edebilirler.
Şayet Fener maçını ölçü alacak iseler bir operasyon var demektir.
O da ülkemizde adeta kural haline gelmiş olan durum bizde de tecelli edecek anlamına gelir.
Yani bütün eksik ve yanlışlar toplanıp fatura edilerek teknik adama kesilecek.
Burada yönetimin transfer yanlışları kadroyu elde tutamayıp yapılan çarpık transferlerle hem yığılmalara sebep olup hem de kalite zaafına takımı uğratması tartışılmaz bile.
Yeni hoca yeni başlangıç demek olduğuna göre taraftara umut aşısı yaparak zamana oynamak en iyi yoldur.
Takdir edersiniz ki yeni hocaya takımı tanıma ve de kadrosuna göre oynatacağı oyun için bir sürenin de geçmesi gerekir.
O süreçte alacağınız ya da kaybedeceğiniz puanlar lig sıralamasında yerinizi belirleyecektir.
Her ne kadar üç puanlı sistemde sıralamalar çok kolay değişse de bizim Federasyon ve hakem gibi aşamadığımız ciddi iki sorunumuz daha var.
Tüm bu engelleri aşacak takımımız da olmayınca ilerisi için iyimser olmak bir hayli güçleşiyor.
Sevgili okurlar ligin başında kadro mühendisliği ile ilgili iki yazı yazdım.
Maçın kaderini çizenin orta saha olduğunu bilmeyen yok.
Bizi bu zaafa düşürüp çakma orta saha ile oynatan her kimse faturanın büyüğünü ona kesmek gerekir. Bu konuda devre arasına kadar önlem alamayacağımıza göre bu durumların tekrarlanması hiç de uzak bir ihtimal değildir.
Sonuç olarak Başakşehir ve Fenerbahçe, Trabzonspor gibi bir takımı net skorlarla yenerek yollarına büyük bir moralle devam ederken biz sorunlarımızla yine baş başayız.
İyi haftalar.