15 Temmuz şanlı bir milletin kıyama duruşudur. Hakk'ın batıla karşı kazandığı onurlu bir zaferdir. O gece meydanlarda tanklara kafa ve yumruk atan gözü pek serdengeçtiler vardı. Onlar ki "Dedemle Menderes'i, babamla Özal'ı verdik; ama Tayyip'i size yedirmeyiz" diyerek korkusuzca tankların önüne yatıyorlardı. Onlar "İnsan bir kere ölür; şimdi değilse ne zaman?" diye haykırıyorlardı.  Dizüstü yaşamaktansa alınlarının akıyla dimdik ayakta ölmeyi tercih ettiler. Darbelerin ezanları susturduğu o acılı günleri çok görmüştük. 15 Temmuz'da ezanların çirkin ve vahşi bir darbeyi susturduğunu da gördük çok şükür. Ölsek bile gam yemeyiz bundan sonra. Onlar sımsıcak yataklarında uyumak yerine, zor olanı,  bu aziz vatan uğrunda ölmeyi tercih ettiler.  Onun içindir ki kara toprağa değil, milletin kalbine gömüldüler.

Milli iradeyi hiçe sayıp bakir zihinleri zehirli fikirleriyle iğfal etmeye çalışanlar, 15 Temmuz gecesinde aziz milletimizden okkalı bir tokat yediler. Bu milletin yiğit evlâtları bayrağı gönderden indir(t)medi, ezanı dindir(t)medi. Bu necip millet 15 Temmuz gecesi 249 şehit verdi. Binlerce vatan evlâdı da gazi oldu. Böylece hızlandırılmış yeni bir kurtuluş savaşı daha kazanıldı. O gece "Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır" (Enfal-30)hakikati tecelli etti.

“Çanakkale Geçilmez” ifadesini bir slogan olmaktan öte, bir inancın yansıması hâline getiren şanlı milletimiz, 15 Temmuz gecesi bir meczuptan aldığı emirle Türkiye’yi kan gölüne döndürmeye çalışanlara karşı canı ve kanı pahasına direndi. Gecenin karanlığında imanın nuruyla yüzleri parıl parıl parlayan bu çağın kahramanları yeri geldi tankın altına yattı, yeri geldi tankın üstüne çıktı. F16’lar halka bomba yağdırırken onlar sokaklarda ve caddelerde istiklâl ve istikbâl mücadelesi verdiler. Bütün dünyaya parmak ısırtan tarihî şahsiyetlerin ölmediklerini bir kere daha gösterdiler. Hele bir Ömer Halisdemir vardı ki ilk kurşunu canı pahasına sıkarak karanlığı aydınlığa çevirdi. Bu çağın Ulubatlı Hasan’ı otuz kurşun yese de bayrağı yere düşürmedi. Halife Ömer gibi dik, diri ve iri durdu. O gece o kadar çok kahraman sahneye çıktı ki hangisini sayacağımızı bilemiyoruz. Neticede bu millet 15 Temmuz gecesi 2. Kurtuluş Savaşı’nı kazandı. Allah milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın.

Tarih boyunca mazlumun yanında, zalimin karşısında olan bu necip millet dua almış ve övülmüş bir millettir. Bugüne kadar hiçbir kuvvet bu yüce milletin sırtını yere getiremedi, biiznillah bundan sonra da getiremeyecektir. Kanla sulanan bayrak gönderde gururla dalgalanacaktır. Sözlerimi o gecenin hissiyatıyla kaleme aldığım dörtlüklerle noktalamak istiyorum: "15 Temmuz gecesinde/Kabından taşanlar gördüm/Korku yoktu nicesinde/Ölüme koşanlar  gördüm//Alınları ter  bürürken /Kimi kâbuslar görürken/Kimi düz yolda yürürken/Sarp dağlar aşanlar gördüm//Tank altına yattı yiğit/Son kurşunu attı yiğit/Bir doğdu, bir battı yiğit/Bu hâle şaşanlar gördüm//Temmuz ayında üşürken/Belâlardan savuşurken/Şehadete kavuşurken/Sevinçten coşanlar gördüm//Vuslata erelim diye/Goncalar derelim diye/Baharı görelim diye/Temmuzda pişenler gördüm/Hakk nasip etti visali/Neş'eye döndü ye's hâli/Leş kargaları misali/Yurduma üşenler gördüm/Sönmesin son ocak diye/Canlar verildi hediye/Şehitlere kucak diye/Toprağı eşenler gördüm//İşbirlikçi zalimleri/Şeytan dostu âlimleri(!)/Zulme hizmet talimleri/Yarayı deşenler gördüm //Trabzon'unda, Ağrı'nda/Şehitler yatar bağrında/Cennet vatanın uğrunda /Toprağa düşenler gördüm"

Bu necip millet erkek gibi karşımıza çıkan düşmanlardan değil, bizden görünüp de bize kuyu kazan yüz dostlarından çok çekti. Onun içindir ki ;

Affetmiyorum canımızdan aziz bildiğimiz yurdumuza saldıran alçakları,

Affetmiyorum birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi bozmak isteyen zalimleri,

Affetmiyorum öksüz ümmetin son kalesi olan bu necip millete kurşun sıkan hainleri,

Affetmiyorum milletimi nefret oklarına hedef tahtası yapan aşağılık mahlukları...