Fransa ve Cumhurbaşkanının, Peygamberimiz ve Cumhurbaşkanımıza saldırmasının yegane sebebi koltuğunda kalabilmektir. Ama kalamayacak. Fransız halkı onu sildi bir kere.
 
Şimdilerde PKK’nın ve Ermenistan’ın hamisi ile mücadele veriyoruz
Bizi ve kardeşlerimizi savaşa çekmek istiyorlar.
Dağlık Karabağ’da bozguna uğradılar.
Gence’ye ve Terter’e balistik füze atıyorlar. Dün de 14 Azeri kardeşimizi şehit ettiler.
Azerbaycan’da Erivan’ı bombalasın ve Rusya devreye girsin!
Benzerini Libya’da yaptılar.
Doğu Akdeniz’de yapıyorlar.
Buralara burnunu sokan  Macron.
Sonu geldi ya, O da Sarkozy gibi siyasetin çöplüğüne gidecek inşallah.
Türkiye nerede ise orada karşımıza çıkıyor.
Ergün Diler, Macron’un Dünyanın ünlü milyarder ailelerinin muhasebecisi olduğu yazmıştı.
İslam’a dil uzatıyor ve bunu daha da ileri götürerek peygamber efendimize yönelik karikatürleri duvarlara astırıyor.
Bu nedir?
Bize saldırsınlar.
Bende onlara göstereyim, ‘İşte İslam, işte Türkiye’de dedirtme çabaları.
Bir Fransız kadın. Beyaz. Hıristiyan ve Mali’de yaşıyor,
Macron’a mektup yazmış:
 Yazdığı mektubun birkaç paragrafını aldım:
‘Bay Macron!
‘Mali’de yaşayan Müslümanlar oldukça fakirler ve üstelik yaşadıkları bu ülke de fakir bir ülke. Hiç Eyfel gibi kuleleri, Louvre’n gibi müzeleri, Versay ve Elysee gibi sarayları yok ve hatta Fransa’nın o meşhur parfümlerinin bırakın kokularını isimlerini dahi bilmiyorlar. Lakin buna rağmen tertemiz bedenlere, yumuşak kalplere ve pırıl, pırıl parlayan ruhlara sahipler.
Evet, belki onların şık restoranları, lüks otomobilleri, yüksek, yüksek gökdelenleri veya kendilerini ispatlayacakları dans pistleri yok ama onların arzuları bulutlardan daha yüksek, imanları dağlardan daha sağlam ve ruhları kemale erişmek için enginleri yırtarcasına uçmaktaydı.
Bay Macron!
Acaba bir kez olsun Kur’an-ı Kerim’in okunuşunu dinlediniz mi? Hâlbuki onlar tüm namazlarında, gece-gündüz ve hatta gündelik yoğunluklarını bir kenara koyup Kur’an okumaktalar.
Dinleseniz ne de güzel bir şey olduğunu belki anlardınız; kalbe nasıl işlediğini, manasını anlamasanız bile vücudunuzun nasıl titrediğini, o ahenge ruhunuzun nasıl kapılıp gittiğini, insanın derinliklerine nasıl işleyişi görürdünüz. İşte onlar tüm bu İlahi sözleri ezberliyorlar bile!.. Sonra ister istemez bu sözlerin insana ait olmadığını, âlemler üstü bir söz olup, gökten bizlere hediye olarak sunulduğunu fark ediyorsunuz. Daha sonra merak ediyor ve manasını öğrenme arzusuna kapılıyorsunuz. En sonunda ondan daha cezbedici bir söz olmadığını kavrıyorsunuz.’
Fransız kadın insanlık dersi vermiş Macron’a.
 
Son sözümüz şu, biz büyük bir ülkeyiz.
 
Birkaç gün önce Trabzon’un fethini kutladık,
 
Dün Akşam Mevlid Kandili idi, kalpler pür nur oldu.
 
 
Bugün ise Cumhuriyet Bayramı.
 
Hangi ülkede bu kadar zenginlik,
 
Bu bağımsızlık ruhu.
 
Türkiye bunun için büyük.
 
Müslüman, Atatatürkçü ve Cumhuriyetçi.
 
Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimizin(S.A.V) Mevlidi vesile ile saldırıları şiddetle kınıyor, İslam düşmanlarını insafa, izana ve insanlığa davet ediyoruz.