Türkiye’de jeopolitik eksen bir Kuzey Irak, Suriye cephesine, bir Akdeniz’de bir Doğu’ya bir de kuzeye kayıyor.

Birkaç gündür Karadeniz’deki hareketliliğin farkındasınızdır.

Tam da amirallerin Montrö bildirileri ile ilgili bir zamana denk gelmesi bir hayli ilginç.

Türkiye geçtiğimiz yaz aylarında ve devamında Karadeniz’de Türkiye’ye 10 yıl yetecek doğalgaz rezervi bulunduğunu açıklamıştı. Karadeniz’in ciddi anlamda doğalgaz keşfine açık olduğu ortada.

ABD başından beri Karadeniz’e yerleşmek istiyor.

Sadece keşifler için değil elbette. ABD Kafkaslar’ı da Rusya’nın Batısı da bir şekilde kontrol altında tutmak arzusunda..

Karadeniz’de ciddi anlamda sular ısınıyor.

ABD Başkanı Biden’in tuzak soru olarak ya da yaşlanmış diye öylesine şeklinde geçiştirilebilecek şekild Putin’e ağır hakareti boş değil.

Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerilime ABD taraf olmuş durumda.

Karadeniz’deki hareketlilik Karadeniz kıyısı da olarak elbette bizi de yakından ilgilendirir. Rusya-Ukrayna arasındaki tansiyon, sınır bölgesindeki Rus askeri varlığının artırılmasıyla yeniden tırmanışa geçmiş durumda.

Ukrayna ordusunun Mart ayı sonundaki tahminine göre, sınıra hareket eden Rus askerlerin sayısı yaklaşık 20 bin.

ABD'li yetkililer, Rusya'nın Ukrayna sınırında, Kırım'ı ilhak ettiği 2014'ten bu yana hiç bu kadar fazla sayıda asker konuşlandırmadığını söylüyor.

1936 tarihli Montrö Sözleşmesi hükümleri gereği, ABD'nin savaş gemilerini Karadeniz'e göndermeden 15 gün önce Türkiye'ye bildirimde bulunması gerekiyor.

ABD, Karadeniz'e savaş gemilerinin çıkışını Türkiye'ye bildirirken Dışişleri Bakanlığı da, ABD'nin iki savaş gemisinin Karadeniz'e geçeceğini doğruladı.

Savaş gemileri 4 Mayıs’a kadar Karadeniz’de kalacak.

Üstü kapalı değil açık, açık mesajlar veriliyor;

ABD’li yetkili, “Rusya’nın saldırıya geçeceğini düşünmüyoruz fakat eğer işler değişirse biz orada müdahale etmeye hazır olmak istiyoruz” derken durumun kısa bir sürede değişebileceğinin farkında olduklarını da vurguluyor.

ABD Başkanı Joe Biden ve yönetimi Ukrayna ile sık sık iletişim kurdu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumartesi günü İstanbul'da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky ile bir araya geldi.

Erdoğan’ın açıklaması son derece net, Rusya ile iyi ilişkileri de merkeze alarak: Mevcut krizin Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve uluslararası hukuk temelinde barışçı ve diplomatik yöntemlerle çözülmesi gerektiğine inanıyoruz.

Son dönemde sahada gözlemlediğimiz endişe verici tırmanmanın bir an evvel son bulmasını, ateşkesin sürdürülmesini temenni ediyoruz." dedi.

Rusya tarafından ‘’Endişeliyiz’’ açıklaması gelirken, en az 10 savaş gemisi ve 15 bin personelin bölgeye sevk edileceği belirtildi.

“Kış tatbikat çalışmalarımız kapsamında 10’dan fazla amfibi ve savaş gemisi Karadeniz’e yönlendirilecektir” denildi.

Rus nüfus ve Rusya yanlılarının ağırlıkta olduğu Donbas bölgesinde (Donetsk ve Lugansk) tek taraflı bağımsızlık ilan edilmesinin ardından, Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasında çatışmalar 2014'ten bu yana aralıklı olarak devam ediyor. Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasında 7 yıldır devam eden çatışmalar son haftalarda yoğunlaştı. 2014 yılından beri 3 binden fazla sivil yaşamını yitirirken her iki taraftan yaklaşık 30 bin asker de öldü.

Geçen akşam CNN Türk ekranlarında eski Başkonsolos ve yeni Parti Lideri Öztürk Yılmaz’ı izledim. Harita üzerinden çok güzel anlattı. ABD ve Rusya ne istiyor sorularına ise cevap Verdi:

‘Her hamle de hem ABD kazanıyor hemde Rusya. ABD Ukrayna’nın bir kenarına  deniz üstü kurmak peşinde, Rusya ise Gürcistan ve Ukranya savaşları ile  Suriye ve Libya’ya çöktü. Şimdi ise farklı bir açılımın peşinde.’

Doğru söylüyor. Filler ve çimenler misali. Ezilenler var,

Hep kazanan onlar!