Öyle zamanlar vardır ki arkasını düşünmek, temkinli hareket etmek fayda vermez, beklenenin dışına çıkmak, sürprizlere yer vermek, tabiri caizse gemileri yakmak gerekir.

Gemileri yakmak demişken sözün kaynağına dair de iki kelam edeyim..

Rivayet odur ki; Tarık bin Ziyad, ordusu ile Cebelitarık boğazdan İspanya'ya geçmiş..

Ispanya ordusu ile karşılaşınca "kaybedersek gemilere biner kaçarız" fikrini askerlerinin kafalarından silmek adına  ordusuna ;Askerlerim, Gemileri yaktık… Ya İspanya ordusuyla yener ve ilerleriz, ya da burada ölürüz.. demiş ve kaybetmesi muhtemel bir savaşı kazanmış..

Dönelim Trabzonspor'a, Avcı'ya;

Abdullah Avcı büyük - küçük takım ayırmaksızın rakiplerine karşı hep aynı sistemle sahaya yayılıyor. Üstelik cimriliği sadece sistemle de sınırlı değil. Geniş bir oyuncu havuzu olmasına rağmen kafasındaki onbirin dışındaki oyuncuları kullanmakta da oldukça cimri davrandığı aşikar. Abdullah hocanın sol bekte ismail, Denswil,Trondsen ve sağ açıkta Gervinho - Ömür rotasyonu dışında bir arayışına şahit olamadık. Kalede Uğurcan, Arkada Peres, Hugo, Edgar önlerinde Berat, Bakasetas, Hamsık ve N’wakaeme'ye hemen hemen hiç dokunmadığını gördük. Genel olarak değişiklikler santrafor, sağ açık ve sol bek mevkiinde gerçekleşti diyebiliriz.

Peki gerçekte sorun burada mıydı derseniz.

Asla, asla, asla..

O zaman geçelim analizimize;

Bana göre en önemli nedenlerden biri Trabzonspor'un N'wakaeme endeksli oyun sisteminin rakiplerince çözülmüş olması. Buna ek olarak sezon başı transfer hareketliliği nedeniyle rakiplerin gözünde potansiyel şampiyonluk adayı gibi görülmesi ve bu nedenle geçen yıllarda olduğu gibi açık alanda karşılanmıyor olması da ikinci büyük etken olarak karşımıza çıkıyor.

Rakiplerin kale önüne tabiri caizse duvar örüyor olması, 11 oyuncu ile yüksek bir konsantrasyon ve futbol sınırlarını zorlayan bir sertlikte çabası..

Rakipler bunları yaparken biz ne yaptık derseniz; rakiplerin katı savunma anlayışlarına Abdullah hocanın tavizsiz oyun disiplini, değişik oyunculara şans vermekteki cimri tutumu, tutucu ve tekdüze oyun anlayışı eklenince üretkenlikten uzak, kilidi açmakta zorlanan, açsa dahi farka gidip rakibin direncini kırmayı başaramayan bir takım gördük ilk 7 haftada.

Peki ne yapılmalı, kritik soru bu!

Bana göre sorunu sol bek yada sağ açıkta aramak tümüyle zaman kaybı. Problemin esas kaynağı merkezde kullanılan 3 oyuncunun üçünün de benzer özellikte olması. Hem Berat, hem Bakasetas hemde Hamsik topla mesafe katetmedikleri gibi, adam eksiltme özellikleri de yok. Bu üçlü daha çok pas oyununun oyuncusu. Hal böyle olunca kapanan takımlara karşı yan pasla zaman kaybetmek dışında hiçbir şeye imza atamıyorlar.

Oysa Abdullah hoca;  bu üç oyuncudan birini yanına oturtma ve onların önünde bir 10 numara yada ikinci bir santrafor oynatma cesareti gösterebilse, bence tüm sorunlar çok daha kolay aşılacak. Hem hücuma çeşitlilik katılacak hemde savunulması çok daha zor bir Takım ortaya çıkacak..

Sonuç olarak; Hocam, 1 puan 1 puan bizi hedefimize taşımaz. Hedef şampiyonluk ‘’Gemileri yak bu yolun dönüşü yok’’, rast gele...