Kanada’da maske ve aşı karşıtı protestolar tüm şehirlere sıçramış durumda. Covid-19’un insanlığı ele geçirme planı olduğunu ve bu yüzden maske ve aşı ile tüm insanlığın pasifleştirilmek istenildiği düşüncesini gören insanlar, Küresel Güçlerin dayattığı korku dolu bir hayatı, sinmeyi kabul etmediklerinden dolayı yürüyorlar. Dünyanın birçok yerinde bu protestolar var. Ama biz de görüntüleri yok.
Kanada da ki protesto esnasında ki bir pankart çok dikkat çekiciydi.
“Bill Gates deccal!”
Gerçekten de Bill Gates kim?
Neden insanlığa bu kadar aşı dayatması yapıyor?
Sonuçta bu adam bir yazılımcı.
Alanı teknoloji.
İşi teknoloji olan bir insan neden burnunu tıpın içine sokarak aşı da aşı diye diretir?
Neden?
Neden bunu kimse sorgulamıyor?
Neden başkanı doktor bile olmayan Dünya Sağlık Örgütünün her dediğini yapıyoruz?
Neden bu örgüte ofis açmaları için 500.000 dolar hibe ediyoruz?
Sonuçta altı üstü bir örgüt bu... Tıpkı çevreciler gibi, ya da kadın dernekleri gibi bir örgüt.
Neden bu ihtimam?
Neden bunları siyasilerimiz sorgulamıyor?
Neden tıp camiasının bir iki saygın doktoru haricinde kimsenin sesi çıkmıyor?
Sorguladığımız da da neden bize vatan haini muamelesi yapılıyor?
Mesela İç İşleri Bakanlığının son uygulamasına göre, mesken haricinde her yerde maske takma zorunluluğu var. Tek başınıza da olsanız takmak zorundasınız. Çünkü takmayınca cezası var.
Ben ormanda, deniz kenarında yürürken neden maske takıyorum?
Eğer o maskeyi ormanda da takarsam sağlığım için gerekli oksijeni nereden alacağım?
Madem oksijen almak zararlı, hastaneye gittiğimizde neden solunum cihazına bağlanıp oksijen veriliyor bize?
Eskiden de etrafınızda yakınlarınız, konu, komşunuz, eş-dost akrabalarınız ölmez miydi?
Kanserden, kalp krizinden, beyin kanamasından, solunum yetmezliğinden, ya da eceliyle insanlar ölmüyor muydu?
Ölüyordu elbet.
Neden şimdi her ölüm haberini covid’e bağlıyoruz?
Neden böyle bir beklenti hatta yarış içine girdik?
Neden?
Yoğun bakımda olmadığımız halde ülkece bilincimiz kapanmış durumda!
Net bir bilgi kaynağı yok.
Net bilgilere ulaşana da kimsenin tahammülü yok.
Kardeşim Londra da yaşıyor. Dolayısıyla sürekli bir bilgi akışım mevcut.
İngiltere de maske kullanımının zorunlu olduğunu iddia eden birine sosyal medyadan yorum yaptım.
“Orada maske zorunlu değil, sadece toplu ulaşım araçlarında ama o da mecburi değil. Ceza yok yani.” Dedim.
“Zaten siz hdpchpkk’lılar maske takılmayınca herşeyin düzeleceğini mi sanıyorsunuz?” Diye cevap yazdı bana.
Vallahi de böyle yazdı. Billahi de böyle!
Bana yazdı!
Benim gibi bir vatansevere!
Yani anlayacağınız, bir de, doğru söyleyeni, sorgulayanı, araştırıp, inceleyeni, zerre utanmadan terörist ilan eden, bilgisi olmadan fikre boğulmuş, sistem bekçiliğine soyunmuş zırcahil gönüllü kölelerle uğraşıyoruz!
Gerçekten Allah yardımcımız olsun!
 
************
Malum okul dönemi...
Kah açıldı, kah bir kısmı açılacak, açılacak mı? Karmaşası sürerken, ben başka bir soruna dikkat çekmek istiyorum.
Kitap, defter kokusuna...
Dolayısıyla da kırtasiyelere...
AVM’lere, büyük marketlere karşın ayakta durmaya çalışan kırtasiyelere...
Çocukken en sevdiğim mekandı kırtasiyeler.
Hoş kocaman kadın oldum hala en sevdiğim yerlerin başını çeker kırtasiye dükkanları. Bir kırtasiyecide dolaştığımda mutlaka çocukluğuma dokunur, o günleri hatırlar gülümserim. Kah rengarenk kalemler, kah bir silginin kokusu, kah bir defterin dokusu... Mutlaka alır, çalışma masamın baş köşesine dizer, seyrederim aldıklarımı. Musmutlu olurum.
Her okul çıkışı eksik birşeyleri bahane ederek, annemden kopardığım paralarla kırtasiyenin yolunu tuttuğumu hatırlıyorum. Ne güzeldi...
Şimdilerde o mis kokulu kırtasiye ürünlerini büyük markette gördüğümde çok üzülüyorum. Ucuz sanılıp alınan, kalitesiz, deterjan, meyve kokusu karışmış, üstüne üstlük ruhu çekilmiş bu ürünlerin marketlerde satılmasını son derece yanlış buluyorum.
Zaten tıka basa para kazanan büyük marketler, bu ürünleri de satarak küçük esnafı öldürmekte. Zor durumda kalan esnaf ise eli kolu bağlı, hiçbirşey yapamadan bir kültürün yok oluşunu izlemekte. Buna biz de dahil.
Görmezden gelinen bu soruna, devlet derhal el atıp, acil önlem alarak, engel olmalı.
En azından çocukları düşünerek bunu yapmalı.
Zira bu gidişle, gelecekte kokusunu duyarak hatırlanacak tek bir anı olmayacak!