Pazartesi 2021 yılı, Mart’ın biri. Geçen yıl Mart ayından sonra Türkiye’de kapanmalar başlamıştı.

Dünyada ve Türkiye’de yaygınlaşan aşı çalışmaları ile il bazında vaka sayılarına göre yeniden yasakların kısmen de olsa gevşetilmesi bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Esneme kararını Kabine Toplantısı'ndan sonra açıklayacağım’ dedi.

Erdoğan devamında şöyle ekledi: ‘Sunumdan sonra bizler ne gibi tedbirler alabiliriz. Özellikle lokantalarla ilgili neler yapmamız gerekir, kafeteryalarla ilgili ne gibi adımlar atarız, bütün bunları otellere varıncaya kadar neler yapmamız gerekiyor, bunların kararını Pazartesi günü Kabine Toplantısı'nda alacak ve ondan sonra da yapacağım açıklamada bunları tüm halkıma ifade edeceğim.’

Trabzon ve Doğu Karadeniz ile ilgili nasıl bir karar alınacak bunu da takip edeceğiz. Toplum olarak tedbiri ikinci plana attığımızla acı gerçekle, acı reçete ile de karşılaşıyoruz.

Trabzon, İstanbul, Ankara ve pek çok büyükşehirde vaka sayılarının tavan yaptığı dönemde en az vaka sayısı noktasında ilk beş il arasındaydı.

Son dönemde artan vaka sayıları ile daha çok tedbir alınacağını gözden kaçıramayız.

Sayın Vali Ustaoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Zorluoğlu, Ortahisar Belediye Başkanı Genç diğer paydaşlar yeni eylem planı üzerinden hareket ediyorlar.

Türkiye’nin öyle veya böyle normalleşmeye ihtiyacı var, yazdığımız gibi maske-mesafe-temizlik.

Korona dünyada her şeyi yer yerinden oynattı. Dünyanın en büyük ekonomileri çok ciddi paralar bastı ve basmaya devam ediyor.

Amerika bu ülkelerin başında geliyor.

Kimin ekonomisi daha az kırılgansa bu süreçten daha az etkilenerek çıkacak.

Türkiye adına 1 yılı aşkın süredir pandemiyi yönetmek için cesur ve radikal adımlar atıldı.

Art niyetli yaklaşımlar her zaman olacak.

Geçmişte bir gecede Türkiye’den çıkan milyar dolarları biliyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç ay önce ‘’acı reçete’’ söyleminde bulunmuştu.

Acı reçetelerden biri faizlerin istemeyerek de olsa artırılmasıydı.

Faizlerin artırılması demek, bir yere kadar Türk Lirasının korunması ama aynı zaman da ekonominin durağanlaşması, ithalatın artması cari dengenin bozulması demekti.

Piyasanın yeniden hareket bulması, para basma yoluyla enflasyonun yeniden baskı unsuru olmaması için esneme adımının milletimizce iyi anlaşılması gerekiyor.

Esneme demek bir evde toplu misafirliklerin olması demek değil, herkesin yetkili ağızlardan çıkan sözlere uyması gerekiyor.

Aksi halde milletçe daha büyük faturalar önümüze çıkabilir.

Yapılacak tek şey dişimizi sıkmak, kemer sıkmak.

Siyasetin üslubu ağır da olsa, uzlaşma mesajlarınsa el havada da kalsa gün uyanık olma günüdür.

Ülke olarak sadece pandemi sorunumuz yok, Avrupalı şuan sadece bu süreci yönetme derdinde iken Türkiye böyle mi?

Güneyde Suriye, Kuzey Irak mücadelesi, Batı’da Yunanistan’ın öne sürülmesi, Doğu’da Ermenistan ile yaşananlar. ABD ilişkilerde önümüzde  NATO eksenli olarak bir sınav da olacak.

Türkiye ateş çemberi ile kuşatılmak istense de milletçe her zorluğun üstesinden gelecek geçmişe ve birikime de sahibiz diye düşünüyorum.