Sabah erken kalk, kahvaltı hazırla sonra alelacele masayı topla, yatakları usülünce derleyip düzenle, hep bir eksikle üzerini giyin işe git.
Onlarca insanı dinle ve sus maaşını al sonra o maaşla evinin eksiğini tamamla.
Akşam olsun evine dön, akşam yemeği için koşuştur, çocukların ödevleri ve kişisel sorunlarını dinle, yarı silik makyajını sil Derken acımasız olan hayatın içinde yaş aldığımızın ve yorulduğumuzun farkına dahi varamıyoruz !
Elbette yapılması gereken şeyler bunlar fakat biraz abartmıyor muyuz?
Bizim neslimiz bu durumda, şimdikilerle kıyaslama düşüncesi bile söz konusu değil!
Bir kalıptan çıkmış gibiyiz!
Aman elalem duymasın- görmesin-yanlış anlamasın!
Aman o olmadın bu olmasın diye diye yorduk hem ruhumuzu hem de bedenimizi!
Ya buradan sormak istiyorum hepinize;
Bunca koşuşturduğumuz o birisi kim?
Ne istiyor o biri?
En mükemmeli oynarsak mı bizi sevecek o birisi?
Yada tam olursak mı arkadaş olacak bizimle o birisi?
Pardon da benim iyi yada kötü hallerimden o birisine ne!
Kimdir o birisi?
Bi çıksın hayatımızdan ve rahat bıraksın bizi !
Tabi bu noktada bize bizden başka kimse yardımcı olamaz!
Çok insanlar tanıdım bizim jenerasyondan!
Ben kimse için yaşamıyorum canım ne isterse onu yapıyorum diyen fakat dilleri bunları söylerken bile benden daha da dikkatli davranan...
Galiba bizim jenerasyonun ziyadesiyle bastırılmış duyguları var ve hep temkinli gideceğiz .
Vallahi ne yalan söyleyeyim şimdi ki jenerasyona özeniyorum bazen!
Daha özgür ve radikal kararları gözlerini kırpmadan alabiliyorlar!
Bizler artık bu saatten sonra değişemeyiz belki ama yeni yetiştireceğimiz nesilleri daha dikkatli yetiştirebiliriz ki zaten öyle yapıyoruz , gelinen noktada görünen bu!
Yeni gençlikten çok şey öğreniyoruz aslında belki de bildiklerimiz fakat uygulayamadıklarımız dı onlar!
Dedim ya bize bizden başka kimse yardımcı olamaz!
İşe o birisi(elalem) dediklerimizi tanımazdan gelerek başlamalıyız!
Bırakalım ev dağınık olsun, canımız ne zaman isterse o zaman toplayalım!
Yemekte olmasın, dışarıdan söyleriz!
Yaptıklarımızdan memnun olmayan kim varsa uzak dursun, tanıyınca sever diyebilmeliyiz!
En azından denemeliyiz çünkü hayat geçip gidiyor hem de çok hızlı ve nankörce!
Dünü bugün yaşayamıyoruz bazı şeyler geçti gitti ve dönüşü de yok!
Dolayısıyla en azından geriye kalan ömrümüzü kendimiz için yaşayalım o “birileri” için değil!
Sevgiyle...