Hoş geldin hocam, sefalar getirdin. Ne iyi ettin geldin.
Yüreklere su serptin…
 
Futbolun bilinmezlerinin çok fazla olduğunu söylemek, oyunu çok bilinmeyenli denkleme eş değer hale getiren teorisyenlerin değirmenine su taşımaktır kanımca… Futbol bu kadar karmaşık yapıya sahip değil. Sadece ve sadece atılan, yenilen gollerin hesabı üzerinden gidilse bile ortaya neyin, nasıl yapılacağının verileri, su götürmez gerçeklikte ortaya çıkar. Bunu şunun için ifade ediyorum; Elindeki futbolcuların kabiliyet potansiyelini iyi bir organizasyonla harmanlamayı beceremiyorsan bu işi yapma kardeşim! Kesin ve net…
 
Trabzonspor gibi hedefleri büyük bir camianın, sahada ve saha kenarındaki kulübede sıfır çözümsüzlükle,  boşa zaman harcatmanın vebalini de birileri üstlenmeli artık! Bu karar vericilerin; büyük Trabzonspor camiasına geçen sezondan beri yanlış hoca tercihleri, hatta dayatmaları için sizlerden özür diliyoruz, bizleri affedin demeleri gerekir.Bu kadirşinaslığı en azından göstermeliler.Tam burada Trabzonspor camiasının yaşadığı travmayı göz önünde bulundurursak, bu özrü sonuna kadar hak ediyorlar.Bundan inanın hiç kuşkumuz yok…
 
Şimdi bugünlerde Abdullah Avcı ile umutları yeşeren bu camia, aman nazar değmesin anlayışına çok daha önce,  bu kadar zaman kaybetmeden gelebilirdi. Bilimselliğin ve taktikselliğin ekip çalışmasıyla örüldüğü, Abdullah Avcı modelinin daha iki haftada meyve vermesi hiç şaşırtıcı değil benim açımdan… Aman daha çok erken dediğinizi duyar gibiyim. Işık görünen bilimsel metotlara inanan nesillerdeniz… Abdullah Avcı ile Trabzonspor’un düzlüğe çıkacağını ön görmek için kahin olmaya gerek yok. Sorunlu bir yapıya baktığında, çözümü hemen üreten, bir şeylere dokunduğunun objektifliğini yaşatan, akılcı uygulamalarla, kendi farkını ortaya koyan hocaya, şapka çıkartmak lazım… Kısaca Abdullah Avcı çözüm üretiyor, sorun değil…
Hoş geldin hocam, sefalar getirdin. Ne iyi ettin geldin.
Yüreklere su serptin…