Galatasaray ile kendi evinde sezonun en kritik maçına çıkan Trabzonspor, dolu tribünler önünde galibiyete uzanacak bir oyun ortaya koyar ve şampiyonluk yolunda büyük bir mesafe kateder diye düşünüyordum. Çünkü sakatların iyileşmesi bu maç öncesinde beni epey ümitlendirmişti, ama hesaba katmadığım bir şey vardı, Ünal hoca…

Sayın Karaman, Galatasaray bu yıl gerçekten çok kötü, şampiyonluk yolundaki rakibin olan bu takımı bu hali yenemiyorsan, daha doğrusu yenmek için reaksiyon gösteremiyorsan, bize bu yılki hedefinin ne olduğunu açıklamalısın.

Bunca olumsuzluğa rağmen ikinci yarı golü bulmuşsun, rakip defansını orta çizgiye kurmuş ve arkada açıklar veriyor, ikinci gol için tüm şartlar oluşmuş ama ilginç bir şekilde oyuncular rakip ceza sahasına kadar gidip orta yapmadan, şut atmadan topu rakibe teslim ediyor yada rakip ceza sahası önünden tekrar kendi kalemize kadar gelerek rakibin baskı kurmasına olanak sağlıyoruz. İkinci yarı özellikle golden sonra oyuncuların gayri ciddi tavırları farkın artmasını önlediği gibi maçın da berabere bitmesine neden oldu.

Sayın Karaman, biz yazmaktan bıktık ama sen anlamamak için inanılmaz bir direnç gösteriyorsun. Bu takım set oyunu oynayamaz, Karadeniz’in doğasına ve bu takımın kimyasına aykırı bir durum bu. Kontrollü oynayacağım diye oyuncuların ayakları birbirine dolanıyor. Bu çağ dışı oyun anlayışı 80 lerde, 90 larda kaldı. Futbol günümüzde öylesine hızlı oynanıyor ki, buna ayak uyduramayanların başarılı olmaları mümkün değil.

Her şeye rağmen beni şaşırtan en önemli şey, hocayarağmen takımın sıralamadaki yeridir.