Korona virüsüyle mücadelede gevşemeye yönelik her öne doğru atıldığı sanılan adım, aslında mücadelede geriye doğru atılmış bir adımdır.
 
Perşembe günü Türkiye’de 1 200’e yakın yeni vaka ile 30 ölü var. Ve yaklaşık 32 000 de aktif hasta var.
 
Korona önlemleri Türkiye’de mart ayında başladığında hiç koronadan ölüm yoktu ve birkaç vaka da vardı.
 
Şu anda birçok ülke İsveç’in hatasını yapmaya başlıyor.
 
İsveç, gevşek davranmanın bedelini çok ağır bir  şekilde ödüyor ve ‘ilacı veya aşısı bulunmadan bu korona virüsünden kurtuluş yok’ sonucuna varmışlar.
 
Turizm de, bu yaz hayal.
 
Ülkelerin yöneticileri vatandaşlarının ülke dışına seyahat etmemelerini dile getiriyorlar.
 
Perşembe günü Finlandiya Sağlık Bakanlığı açıklamasında, bu yaz halkın yurtiçi seyahatleri yapmasını da önermiyor. Yani, kısaca halka; “Oturun evinizde”, deniyor.
 
Yine aynı gün, Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü (THL) yöneticisi Prof. Dr. Mika Salminen de; bu yazın seyahat etmeyi planlayanların iki kez daha fazla düşünmelerini tavsiye ediyor. Çünkü, Finlandiya’da ölü ve vaka sayısı azaldı hatta birkaç gün hiç ölüm olmadı ama virüse karşı kesin bir başarı da, yok.
 
İlaveten, Prof. Dr. Mika Salminen, korona virüsünde sonbaharda Finlandiya’da ikinci bir dalganın daha gelebileceğini de belirtiyor. Bu ikinci dalganın nasıl olacağı da meçhulmüş. Bu ikinci dalgayı korona önlemlerini gevşeten birçok ülke de, bekliyor.
 
Ben de, her zaman  seyahat planı olanlara da  “Bu yaz tatili unutun!” diyorum. Çünkü her an bu virüs çok daha büyük bir dalga olarak karşımıza çıkabilir. Yurtdışında mahsur kalabilirsiniz de.
 
Çok enterasan şeyler de oluyor. Örneğin; İspanya’dan birgün 1 ölü, başka gün ise yaklaşık 300 ölü haberleri geliyor ki yaklaşık 61 000 aktif koronalı hasta da var.
 
Yani İspanya, turistlere göz kırpıyor.
 
“Kahrolsun kapitalizm!” demekten kendimi alamıyorum.
 
Bu kapitalizm yüzünden birçok ülke korona önlemlerine çok geç başladılar.
 
Uçak şirketleri iflas etmesin diye İtalya’nın kuzeyine mart ayının ortasına kadar seferler vardı ve gelenlere de kontrol ile karantina yoktu.
 
İsveç, kapılarını açık tuttu ve diğer ülkelerdeki  önlemler nedeniyle oralardan özgürlük için yüksek paralar ödeyerek ülkelerine gelen turistlerle övünüyor, ekonomisinin az hasarla bu işten çıkacağı ümidiyle hava da atıyordu. Sonuçta; binlerce insanı bunun için öldü ve dünyada milyonda ölüm oranıyla şu abda birinci sıradalar. Afallamış durumdalar ve son açıklamaya göre de ölü sayısını 1 007 kişi az yazmışlar ki bu da toplam ölü sayısını yaklaşık 5 300’e çıkarıyor (İsveç’in nüfusu yaklaşık 10 milyon ki Türkiye ile oranlandığı zaman yaklaşık 44 000 ölüm demek).
 
Soruyorum yine;
 
“Adımlar nereye atılıyor?”
 
“Binlerce insanın daha korona virüsü nedeniyle ölmesine mi?”
 
Bunun adı da “Mücadelede ileri adım!”, öyle mi?
 
Para, insan hayatından daha değerli olmuş.
 
Son olarak Almanya’daki yurttaşlarımızın  spor sahasında kılınan bayram namazından bir fotoğrafa bakalım. Almanya’da 1,5 metre kuralı var ama önde solda seccade paylaşımı için bu ihlal edilmiş ve 3 kişi 1,5 metreye Yanyana sığmış. İmamın önündeki kişi de galiba maskesiz! İmamların bunu kontrolü zor ki fotoğraftaki imam da, maskesiz! Resmen korona virüsüne kafa atıyorlar!
 
Böyle benzer görüntüler diğer bayram namazlarında da vardı.
 
Korona önlemleri nedeniyle 2-3 ay daha cemaatle namaz kılınmasa ne olur?
 
Safları camide değil, korona virüsü ile mücadelede sıklaştıralım.